BÖLÜM 7 "İNTİKAM"

1.6K 18 9
                                    

Yetimhane'in soğuk koridorlarında yürümeye alışkın olduğum için bu soğuk beni o kadar da etkilememişti ama bir hafta içinde burayı özlemiştim. Herkes buradan kurtulmanın hayalini kurarken ben burayı özlemiştim. Koridorda asılı olan saate baktım onsekize beş dakika vardı yemekhanede yemek yediklerini düşündüm. Bayan Canan'ı bile özlediğimi düşünerek odasına doğru ilerledim.

Bu kadının zevkine bayılıyordum. Odasını daha önce defalarca kez görmeme rağmen beni büyülemeyi gene başarmıştı. Odaya koyu yeşil ve siyah tonları hakimdi. Beni gördüğüne şaşırdığını , burnunun üzerindeki gözlüğü çıkartarak yanıma gelmesinden anladım.

Normalde her Müdüre gibi o da gözlüğünün üzerinden kim olduğumuza bakar , ' gene noldu? Kimi şikayet etmek için geldin? ' gibi cümleler kurardı. Yanıma gelip sarıldı bana. Bunu bekliyordum aslında. O ne kadar katı görünmeye çalışsa da içinde küçük biyerde sevgi dolu küçük bir aslancık olduğunu biliyordum.

Elini sırtımda gezdirirken bende onun boyun grintisine sakladım yüzümü. Parfümü burnuma çarptı. Bu kokuyu anlamak benim için hiçte zor değildi. Çok iyi hatırlıyordum. Geçen sene anneler gününde ona ben almıştım. Çünkü ben , yetimhanedeki diğer çocuklar da hepimiz Bayan Canan'ı annemiz gibi severdik.

Sırtımdaki elleri sırtımda kollarıma, kollarımdan elllerime götürdü.

"İyisin değil mi Cevza? "

"İyiyim hocam. " yalan söylemekten her zaman rahatsız olurdum. Şimdide rahatsız olmasaydım mucize olurdu.

Gözlerimi Bayan Canan'dan kaçırarak odada gözümü gezdirdim. Gözüme Bayan Canan'ın arkasında olan boy aynasındaki yansımama çarpmıştı. Gözlerimin altı kızarmıştı. Bundan nefret ediyordum. Çoğu kızlar ağladıktan birkaç dakika içinde gene eski neşeli hallerine dönebiliyorlardı. Ecrin de böyleydi. Bir an içimden ' keşke Ecrin gibi olsaydım." diye geçirdim.

" Eğer..." Bayan Canan'ın sesi düşüncelerimi penceresine gelen bir kuş gibi kovdu. " Eğer orada mutsuzsan bana söylemen yeterli. Seni geri alabilirim. Sadece bana anlat Cevza anlat." Bir an geri gelmeyi düşünsemde Eymen'in yaptığı bir şeyin faturasını Füsun hanıma ve Tuncay beye kesmen haksızlık olurdu. Ama olanları ona anlatmamın doğru olacağını düşündüm. O her zaman ne yapacağını bilen bir kadındı. Şimdi de bana ne yapacağımı söyleyebilirdi. Onun aklına ihtiyacım vardı.

Masanın önündeki koyu yeşil deri koltuğa oturduk.

"Ben... Ben sadece..." kapının tıklamasıyla konuşmam bölündü. Ses gelmeyince kapı tekrar tıkırdatıldı. Bayan Canan deri koltukda doğruldu.

"Gel..." siyah kapı aralandı. İçeri Sara girince birden gözlerim doldu. Onu ne kadar da özlemiştim. Bayan Canan'dan daha sıkı sarılarak nefes almamı zorlaştırdı. Bir ara neredeyse gerçekten boğulduğumu sandım. Ama umursamadım. Eğer kemiklerin kırılıcaksa Sara'nın ellerinde kırılsın. İç sesime katıldım ve sesimi çıkartmadım.

"Nerdesin sen kızım? Çok özledim seni ama sen bizi görmeye bile gelmiyorsun kırıldım valla. " yüzünü görmesem de onun dudak büzdüğünü anlayacak kadar iyi tanıyordum.

Onun tüm söylediklerine karşılık "Çok özledim Sara." demekle yetindim.

Gözlerim dolmuştu ama akmasına izin vermemiştim. Omuzumda hissettiğim ıslaklığa gözlerim daha fazla dayanamadı ve gözlerim hızla Sara'nın omuzunda tuzlu su bırakmama sebep olmuştu.

Benden ayrılıp "O yüzden hiç aramıyorsun değil mi ?" demesi yüzümde küçük bir tebessüm oluşmasına yetmişte artmıştı bile.

CEVZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin