•15•

56 10 3
                                    

Bu tanımadığım kişiyi söylersem,kötü şeyler olacakmış gibi bir his doğdu aniden içime.Kağıdı hemen elimde buruşturdum ve "Bilmiyorum."dedim titrek bir gülümseme ile ve korku dolu sesimle.Hemen Berk'in yanından geçtim ve "Hadi salonda oturalım."dedim endişeli bir şekilde."İyi,öyle olsun bakalım."dedi Berk.Kağıdı cebime koydum yürürken.Berk'te arkamdan gelmeye başlamıştı.Hemen koltuğa oturdum ve "Ee?"dedim gülümseyerek.Berk'te yanıma oturdu ve "İyi misin? Ağrın var mı?"dedi."Yok.Ani hareket yapınca ağrım oluyor o kadar."dedim."O zaman ani hareket yapma sende."dedi Berk."Tamam,yapmam."dedim gülümseyerek.Arkasına iyice yaslandı ve kolunu omuzuma atıp beni kendisine çekti.Kafamı göğsüne koydum."Bana anlatmadığın her neyse,söylemene gerek yok.Yine de istersen söyleyebilirsin.Ben buradayım,yanında."dedi Berk."Biliyorum."dedim yumuşak ses tonumla."Bana neden hiç kendinden bahsetmiyorsun?"dedim ürkek bir şekilde.Tersleyecek diye korkuyordum."Gerek duymuyorum."dedi Berk soğuk bir şekilde."Ama böyle çok gizemli oluyorsun.Seni tanıyamıyorum."dedim yine ürkek bir şekilde.Geri çekildi ve bana baktı."Tamam."dedi Berk soğuk bir şekilde.Boş gözler ile Berk'e bakmaya başladım.Dediğinden hiçbir şey anlamamıştım."Ne tamam?"dedim."Benim hakkımda bilmen gerekenleri sana anlatacağım.Ama daha fazlasını sormayacaksın.Anlaştık mı?"dedi Berk.Gülümsedim ve hızlıca kafamla onayladım.
"İzmirliyim.Yalnız başıma yaşıyorum.Hayvanları severim.İçimdeki duyguları başkalarıyla paylaşmayı sevmem.Babamdan para alıyorum ve kendi kendime geçinebiliyorum.Kolay,kolay ağlamam.Hatta hiç ağlamam.Nadir gülümserim.Senin yanında daha çok gülümsüyorum."derken Berk,duramadım ve lafını kestim."Pek gülümsemediğini biliyorum zaten.Ama benim yanımda gülümsemenden mutlu oluyorum."dedim.Berk kafasını öne eğdi ve hafifçe gülümsedi."Bak yine gülümsedin.Hep böyle ol.Ela gözlerinin içi hep parlasın."dedim.Berk kafasını kaldırdı ve bana baktı.Gözlerimiz birbiriyle buluşmuştu.Ela gözlerinin içinde yine kaybolmuştum.

Zil çalınca hemen kapıya doğru baktık."Birini mi bekliyordun?"dedi Berk."Buse gelecekti.Babam ve Koray Abim birkaç gün buralarda olmayacaklar."dedim.Gülümsedi ve "Bunu bilmem iyi oldu."dedi Berk ve ayağa kalktı.Elini tuttum aniden ve "Bana daha kendinden bahsetmeyi bitirmemiştin."dedim.Kafasını eğdi ve bana baktı."Şimdilik bu kadarını bilsen yeter,huysuz."dedi Berk.Gülümsedim ve kafamla onayladım.Ayağa kalktım ve beraber kapıyı açmaya gittik.Berk kapıyı açtı ve Buse hemen içeri girdi."Neredesiniz ya? Kapıyı açmadınız bir türlü.Dışarı da dondum soğuktan ya."diye söylendi Buse."O kadar da soğuk değildir ya."dedim."Yaz ayında değiliz farkındaysan."dedi Buse.Kollarını ısıtmaya çalışırcasına,elleriyle sıvadı."Berk,naber?"derken Buse,bende kapıyı kapattım.Buse'nin sırtındaki çantasını aldım."İyi."dedi Berk."Bende iyi."dedi Buse."Hadi içeride konuşun."dedim.Berk ve Buse içeriye geçip koltuğa oturdular.Bende Buse'nin çantasını merdivenlerin başına koyduktan sonra Buse'ye baktım ve "Ben sana sallama çay koyayım.İçin ısınır."dedim."Teşekkürler,iyi olur."dedi Buse.Gülümsedim.Berk'e baktım ve "Bir şey ister misin?"dedim gülümseyerek.Kafasını olumsuzca salladı ve ayağa kalktı."Hadi ben gideyim.Sizde çok geç olmadan uyuyun.Hem Ecrin yorgun,hem de yarın okul var.Herhangi bir şey olursa istediğiniz zaman arayın."dedi Berk ve kapıya doğru yürümeye başladı.Bende hemen peşinden gittim ve kapıyı açtım.Berk dudağımdan öptükten sonra "Hoşçakal,huysuz.Sabah seni ya da sizi alırım."dedi Berk."Tamam.Güle,güle."dedim gülümseyerek.Berk'te hafifçe gülümsedi ve gitti.Kapıyı kapatıp kilitledikten sonra mutfağa girdim.Buse arkamdan geldi ve "Çaya hiç gerek yok.Şimdi daha iyiyim."dedi."Emin misin?"dedim.Buse gülümseyerek kafasıyla onayladı."İyi."dedim gülümseyerek ve salonu işaret ederek ikimizde oraya gittik.İkimizde bir koltuğa oturduktan sonra "İyi misin?"dedi Buse."Bu aralar çok sık sorulan soru;iyi misin?"dedim.Buse hâlâ bana bakıyordu.Sanki sorusunun cevabını bekliyor gibi."İyiyim."dedim gülümseyerek."Biraz kendinden bahsetsene."dedim gülümseyerek."Denizli doğumluyum.Babam ve annem Amerika'dalar.İşleri orada.Bende tek yaşıyorum burada.Annem ve babam para yolluyorlar bana.Berk'in ailesiyle,benim ailem önceden tanışıyorlar diye bizde Berk'le arkadaştık.Ki bundan şikayetçi değiliz.Birbirimizle iyi anlaşıyoruz.İyi bir arkadaş.Soğuktur,tehlikelidir ama arkadaşlarına karşı iyidir.Can'la da Berk sayesinde tanıştım zaten."dedi Buse.Gülümsedim ve "Bende biraz kendimden bahsedeyim."dedim.Buse bekliyorcasına kafasını salladı."Ankara'lıyım.Annemin nasıl öldüğünü biliyorsundur zaten.Babam ve annemin kuzeni Koray Abi ile birlikte yaşıyorum.Didem,İpek,Mert ve Ekin ile okula ilk geldiğimizden beri arkadaşız.Yani iki-üç senelik arkadaşlarım."dedim.Buse gülümsedi ve "Hadi artık yatalım mı? Yarın okul var ve sınavda var."dedi."Ne?"diye bağırdım aniden.Buse güldü ve "Malesef.Ama ben seni çalıştırırım istersen.Okula bu aralar pek gitmesekte,ben evde çalışıyorum.Derslerim iyidir."dedi.Gülümsedim ve "Harika olur."dedim.
***
Kafamı yavaşça kaldırdığım da kollarımın uyuştuğunu hissettim."Ah..."diye sessizce söylendim.Masada uyuya kalmıştık.Buse hâlâ uyuyordu."Of...Kollarım..."dedim ve kollarımı ovalamaya başladım.Kapı vurulunca hemen kapıya doğru gittim ve delikten baktım.Can ve Berk gelmişti.Kapıyı açtım.Can hemen içeri girdi ve "Sevgilim buraya kaçmış."dedi gülümseyerek.Bende gülümsedim ve "Salonda sevgilin.Dün sınava çalıştık ve yemek masasında uyuya kalmışız.Bende yeni uyanmıştım zaten."dedim.Can kafasıyla onayladı ve salona gitti.Berk'te içeri girdi ve kapıyı kapattım.Burnumdan öptü ve "Hadi içeri geç."dedim.Berk içeri girdi.Bende içeri girdim ve Buse'nin uyandığını gördüm. "Günaydın."dedim gülümseyerek Buse'ye.Buse bana baktı ve gülümseyerek "Günaydın."dedi.Saçlarını yana attı ve "Burada uyumuşuz.Boynum ağrıyor ya."dedi Buse.Bende boynumu tuttum ve boynumun ağırdığını hissettim."Benimde boynum ağırıyor ya."dedim.
"Hadi üstünüzü giyinin de gidelim.Bu arada yağmur yağıyor ona göre giyinin."dedi Can."Şu okul bir bitse,yaz gelse ne kadar da güzel olacak."dedi Buse.Onu desteklercesine kafamla onayladım."Hadi kalk."dedim ve Buse kalktı.Odama çıktım.Buse de misafir odasına gitti.O orada kalacaktı.
Ben altıma siyah,dizinde yırtık olan pantalon,üstüme gri,üzerinde yabancı yazılar olan tişört giyindim.Odadan çıktım ve lavobaya gittim.Elimi,yüzümü yıkadım.Tekrar odama geri döndüm.Saçımı taradım.Eyeliner sürdüm ve dudağıma hafif pembe ruj sürdüm.Saçlarımı yan tarafıma aldım ve son kez aynada kendime baktım.Hemen sonrasında çantama kitaplarımı,defterlerimi ve kalemlerimi koyduktan sonra odadan çıktım.
Aşağı iner inmez,arkamdan Buse'de geldi.Ayakkabılarımızı giyindikten sonra hemen arabalara doğru gittik.Can kendi arabasına doğru gidince Buse olduğu yerde kaldı.Ortada kalmış gibiydi.Gülümsedim ve "Hadi,Can ile git."dedim.Buse bana baktı.Küçük bir çocuğa şeker vermişsin gibi sevindi ve Can'ın arabasına doğru yürüdü.
Ben de Berk'in arabasına bindim ve kemerimi taktım. Berk arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı. Berk'e baktım. "Kemerini tak." dedim. Berk cebinden sigarasını çıkardı ve bir dal aldı,ağzına götürdü. Çakmağı ile sigarasını yaktı. "Gerek yok." dedi soğuk bir şekilde. Daha da üstüne gitmedim, beni terslemi ihtimali çok yüksekti. Susmayı tercih ettim. "Hayırdır? Huysuzluk edip beni zorlamadın."dedi Berk, arabayı kullanırken. "Bilmem,zorlarsam beni terslersin diye bir şey demedim."dedim usulca. Berk'e baktım o an ki yüz ifadesini merak etmiştim. Yüzünde herhangi bir yüz ifadesi yoktu. Biraz huzursuz hissettim kendimi. "Sınave çalıştın mı?"dedim. "Hayır." dedi Berk belirsiz bir ses tonuyla. Artık kendimi tutamadım ve sordum. "Ya senin neyin var? Bir değişkensin." dedim. "Ailevi bir şey, boşver." dedi yine belirsiz ses tonuyla. Yine susmayı tercih ettim.
Okula varmıştık. Kemerimi çıkardım ve arabadan indim. Buse de Can'ın arabasından inmişti ve yanıma geliyordu. Buse'ye baktım ve gülümsedim. Buse'de gülümsedi ve yanıma geldi. Berk ve Can'da yanımıza geldi. "Bizimkilerle tenefüste buluşuruz. Derse geç kalacağız yoksa." dedi Can. Kafamla onayladım ve "Bencede" dedim. Hepimiz bunu onaylayınca hemen sınıfa gittik.
Berk kafasını sıraya koymuş, uyuyordu. Ben ise coğrafya dersini sıkılarak dinliyordum. Didem'e baktım, o da Berk ve yanında ki Sinan gibi uyuyordu. Buse ve Can'a baktım, Can gizlice telefonuyla uğraşıyordu, Buse ise defterinde bir şeyler karalıyordu. Bende hocanın her yaptığı hareketleri inceliyordum. Sıkıntıdan ne yapacağımı şaşırmıştım. Aniden ismimi duyunca kendime gelmiştim. "Ecrin? Ecrin Yüksel, beni dinliyor musun?" dedi coğrafya hocası Metin Hoca. "He? Şey, evet hocam dinliyorum." dedim o an ki şaşkınlığımla. "Bir zahmet ayağa kalk canım." dedi Metin Hoca. "Özür dilerim" dadim sessizce ve ayağa kalktım. "Dinliyorsan söyle o zaman. Konuyla ilgili en son ne dedim ben?" dedi Metin Hoca. Şimdi bir mucize olsa da şu durumdan kurtulsam diye dua etmekten başka bir şansım yoktu. Aniden sınıfın kapısı çaldı. Bir nöbetci öğrenci sınıfa girdi ve "Hocam, müdür Ecrin Yüksel'i çağırıyor." dedi. Demek başka bişey dileseydim gerçekleşecekti. "Şana bak."dedim sessizce. "Bir şey mi dedin Ecrin?" dedi Metin Hoca. "Hayır." dedim. Bugün de bana takmıştı bu hoca. "Hadi git o zaman." dedi Metin Hoca. Hemen sınıftan çıktım ve "Hayatımı kurtardın valla." dedim nöbetci öğrenciye. Kız gülümsedi ve bende hemen müdürün odasının yolunu tuttum.
Kapıyı tıklattıktan sonra hemen içeri girdim. "Gel Ecrin, gel." dedi. Odada bir adam da vardı. Ama bu adamı tanımıyordum. "Bu beyefendi senin annenin bir yakınıymış ve bu okula bağış yaptı. Seninle tanışmak istiyor canım." dedi. Tabi adam okula bağış yaparsa izin verir. Ama şuan bununla ilgilenemeyecektim. Bu adam annemin yakınıysa tanışmam lazımdı.
Didem'den
Tenefüs zili çalınca aniden titredim. Uykumdan uyanınca hemen kendime gelemiyordum.Bu yüzden kafamı kaldırmadım. Sinen yanımdan kalkmıştı, fakat biri yanıma oturmuştu. Ekin idi. "Sevgilim..." dedi. Gülümedim ve "Efendim?" dedim. Kafamı kaldırdım ve Ekin'e baktım. O da gülümsüyordu. Ekin ayağa kalktı ve elimden tuttu. "Hadi Berkler orada bak,gidelim oraya." dedi. Kalktım ve oraya doğru yürümeye başladık. Yanlarına yaklaştıkca sesleri geliyordu. Can'ın "Ecrin hala gerçekleri bilmiyor değil mi?" dediğini duydum ve hemen ardından Buse'nin "Susun Didemler geliyor." dediğini duydum ve yanlarına vardık. "Bir şey mi oldu?" dedim. "Hayır." dedi Buse gülümseyerek. Bir şeyler vardı bu kesindi. Ama yakında kokusu çıkar...
Sinan Yüksel'den
Koray ile ofiste işlerle ilgileniyorduk. "Bugün Ecrin'i ararım. Özledim Maviş'i." dedi Koray. Koray'ı her zaman sevmişimdir. Hiçbir saygısızlığını görmemiştim ve kızıma karşı hep saygılı olmuştu. Kafamla onayladım ve "Tamam. Bende ararım bir ara." dedim. Koray kafasıyla onayladı. Telefonum çalmaya başladı. Özel numaraydı. Kesin o idi. Hemen telefonu açtım ve ayağa kalktım. "Ne istiyorsun?" dedim sert bir şekilde. Koray hemen anlamış olacak ki o da ayağa kalktı. "Telefonu niye bu kadar sert açtın hiç anlamıyorum Sinan Yüksel." dedi adam. "Konuya gel." dedim yine sert bir şekilde. "Kızın çok iyiymiş ve çokta samimişmiş." dedi adam. "Ne?!" diye bağırdım aniden. "Kızımdan uzak dur! Duydun mu beni? Kızımdan uzak dur!" diye bağırdım. Hemen Koray telefonu elimden aldı ve "Ecrin'den uzak dur! Yoksa seni kendi ellerimle öldürürüm!" diye bağırdı Koray. Koray hemen telefonu hopörlere aldı. "Koray sakin ol, bu kadar sinirlenme lütfen." dedi adam gülerek. "Şaka yapmıyorum ya da oyun oynamıyorum! Dediğimi yaparım!" diye bağırdı yine Koray ve anidin telefondan ses kesildi. Telefonu kapatmıştı. "Bu adam gittikce tehlikeli hale geliyor. Bir şeyler yapmalıyız." dedi Koray. Haklıydı, bir şeyler yapmalıyız.

GizemliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin