•17•

50 10 3
                                    

Her şey, herkes susmuştu. Uzun bir sessizlik çöktü. Dünya durmuştu videoyu izlerken sanki. Acı mı çekiyordum? Belki. Çekmeliydim de zaten.
Video bitti. Telefonun ekranı kapandı. Fakat kızlarla o şokla hâlâ telefona bakıyorduk.
"Bu..." dedi Didem, ama cümlenin devamını getiremedi. "Bu... İmkansız..." dedi İpek. Ben ağzımı açıp cümle kuracak hâlde değildim. "Bu olamaz." dedi Buse. Yanağımdan aşağıya doğru kayan bir sıcaklık hissettim. Göz yaşlarım akıyordu. Gözyaşlarımın arasında bir kelime döküldü sadece.
"Berk."
Sesim çok aciz çıkmıştı. Şuan da çok acizdim. Belki de Berk'te aciz olduğundandır. Bir takım maskeli adamlar Berk'i bağlamışlardı. Berk bagırıyordu, kurtulmak için çabalıyordu. Oysa ki adamlar ona silah tutuyordu.
Aniden kapı çaldı. Zile basılıyor, kapıya sertçe vuruluyordu. Ben kıpırdayamıyordum. Kızlar bunu farketmiş olacakki, hemen İpek ayağa kalktı ve kapıyı açtı.
Hızla içeri giren ayak sesleri duydum. Ama oraya bakamıyordum. "Berk kaçırıldı." diyen Mert'in sesini duydum. "Biliyoruz." dedi Buse. "Nereden biliyorsunuz?" dedi Ekin. "Birisi bize video yolladı." dedi Didem. "Ecrin, iyi misin?" dedi Can.
Yavaşca ayaga kalktım. Kimseyi umursamadan salondan çıktım. Yukarı kata çıkmak için basamakları tek, tek çıkmaya başladım. Odamın kapısını yavaşca açtım ve içeri girdim. Işığı bile açmadan yatağıma doğru ilerledim. Yatağımın önünde durdum. Camıma vuran yağmur tıkırtıları geliyordu. Yatağıma bakıyordum sadece.
Yeniden göz yaşlarım akmaya başladı. Bu sefer göz yaşlarım artmıştı. Artık ağlarken, hıçkırıyordum da. Böyle bir ağlamayı en son annemin ölümünden sonra yapmıştım. Hıçkırık sesini bastırmaya çalışıyordum, ama olmuyordu. Hıçkırıyordum ve ağlıyordum. Ayakta duracak gücüm kalmamıştı ve kendimi bir anda yatağa attım. Hıçkırıklarımdan dolayı boğulacağım diye korkuyordum. Nefesim kesiliyordu artık hıçkırırken ama duramıyordum.

###

Can'dan

Üzülüyordum, üzülüyorduk. Mert,Ekin,Berk ve ben çok uzun zamandır arkadaştık. Berk'in gitmesi okuldan gitmesi gerekiyordu. Ekin ve Mert'te beni Berk'in yanına yollamışlardı. Sonra yine birleştik. Şuan Berk'in kaçırılması hepimizi etkilemişti. Belki de en çok Ecrin'i etkilemişti.
Mutfağa gittim ve bir bardaga su doldurdum. Arkamdam Buse'de gelmişti. "İyi misin?" dedi Buse. Kafamla onaylamakla yetindim sadece. "Sorum saçmaydı biliyorum, özür dilerim." dedi Buse.
Bardagımdaki sudan bir yudum aldım. Ağzım kurumuştu ve su iyi gelmişti. "Nasıl kaçırıldı?" dedi Buse. Hatırladıkca beynim uyuşuyordu. "Bardaydık..." dedim ve yutkundum. "Lavaboya gitti. Sonra bir çocuk geldi. 'Arkadaşınızı bir takım adamlar götürdü. Tanışıyorlardır diye karışmadım. Arka kapıdan çıktılar' dediğinde hemen ayaklandık. Arka kapıya vardığımızda çok geçti. Arabaya bindirilip götürülmüştü bile." dedim ve yutkunmakta zorlansamda başardım. Herkes mutafağa toplanmıştı. Bizi dinliyorlardı. Kızlar üzüntüden ağlamaya başlamıştı, erkekler ise bildiği bir olayı tekrar duydukları için benim gibilerdi.
Ecrin merdivenlerden aşağıya indi. Sanki her şeyi duymuş gibiydi. "Adamları görebildiniz mi?" dedi Ecrin. Çok perişan görünüyordu. Ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuştu, yüzü bembeyaz olmuştu. Ekin kafasını sağa sola sallayarak görmediğimizi belirtti.
Ecrin gözlerini ovuşturdu ve kendine gelmeye çalıştı. Bardağımda ki suları bitirdim ve tezgaha geri koydum.

"Ama bulacağız sen üzülme."dedim

###

Ecrin"den

Kendimi toparlamalıydım. Ağlayıp içimi dökmüştüm. Şimdi ise o adamları bulmalıydık. Berk'i kurtarmamız şarttı. Lavaboya gittim. Suyu açtım ve elime su biriktirip, yüzüme çarptırdım. Su yüzümle buluşunca ferahladığımı hissettim. Bir kez daha aynısını yaptıktan sonra havluyla elimi yüzümü kuruladım.
Lavabodaki dolabın üstünde bir kağıt gördüm. O kağıdın önceden orda olmadığından emindim. Hemen elime aldım. Katlanmıştı, açmaya başladım. Bir şeyler yazıyordu. Hemen okumaya başladım.

"Ben o gizemli kişiyim ve sana söyleyeceklerim var. Sen bir gizemin içindesin. Emin ol herkes senden bir şeyler saklıyordur. En yakınındakiler yani ailen bile. Ama emin ol ben birkaç sırrı biliyorum. Bu sırlar seninle ilgili ve önemli. Mesela Can. İstersen bir Can'a sor; o senin neyin oluyormuş diye. Emin ol şaşıracaksın, belkide kızacaksın ama sakin olmalısın. Çünkü, hep yanında olacak kişi o. Bundan emin olabilirsin."

Can? Can benden ne saklayabilir ki? Can benim arkadaşım oluyor... Değil mi?
Hemen kağıdı katladım ve cebime koydum. Lavabodan çıktım ve salona doğru ilerledim. Can, tekli koltukta oturuyordu. Hemen karşısına geçtim ve durdum. Can şaşırmışa benziyordu. Bana baktı.
"Ecrin, bir sorun mu var?" dedi Can. "Sen benim arkadaştan başka neyim oluyorsun?" dedim. Can bunu duyunca baya şaşırmışa benziyordu. Önce arkamda ki Buse'ye baktı sonra hemen ardından bana baktı. "Ben... Arkadaşından başka neyin olabilirim ki?" dedi Can kekeleyerek. "Can bana doğruyu söylemeni istiyorum, lütfen." dedim. Can bana uzun, uzun baktı. Salon çok sessizdi. Can ara sıra Buse'ye doğru bakıyordu sonra hemen bana bakıyordu. "Söyle hadi, lütfen diyorum bak." dedim. Can sonunda pes etmiş gibi nefes alış-verişini tekrarladı ve bena baktı. Ağzı yavaşca açıldı. Söyleyecekti, belliydi. Sabırsızlıkla bekliyordum diyeceği şeyi.

"Ben senin üvey kardeşinim."

GizemliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin