altıncı sessizlik

233 41 29
                                    

Yağmur düşünceler beynini kemirirken dalgındı. Çocuğu üç gündür görmüyordu ve hala neden öyle gittiğini bilmiyordu. Birazcık endişelenmeye başlamıştı. Kahvaltısını bitirmemişti ve onu orada bırakıp kalkmak için hazırlandı. Fakat sandalye çekilme sesiyle karşısına oturan kişiye baktı. Bakar bakmaz şaşkınlıkla gözlerini kocaman açtı. Kayra karşısındaydı. Kayra kıza bakarken gülümsedi. Böyle şaşkın çok komik duruyordu. Kayra elleriyle "Nasılsın?" yazınca Yağmur içten içe anladığına sevinse de kaşlarını çattı ve ani bir şekilde sandalyesini itip ayağa kalktı. Çok aksi davranmaya başlamıştı ama kendine göre haklı sebebi vardı. Kayra'ya doğru eğilip gözlerini gözlerine dikti. Kayra bu yakınlıktan rahatsız oldu çünkü kızın kokusu güzeldi. Böyle güzel şeyleri haketmiyordu ama yine de çekilmedi, çekilemedi.

"Cidden bir anda sinirle ortadan kaybolup beni soru işaretleriyle başbaşa bıraktın ve üç gün sonra gelip nasılsın diye mi soruyorsun? Sana inanamıyorum." diyip çocuktan uzaklaştı ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

Kayra arkasından şaşkınca bakarken arkasından gitmek istedi. Ama gitmedi.

*
Yağmur odasına geldiğinde ağlamaya başlamıştı. Neden ağlıyordu bilmiyordu. Küçük olayları büyütürdü. Her zaman böyleydi. Küçük bir olayla başlardı ağlaması ve sonra kendini başka şeyler için ağlarken bulurdu. Ailesi geldi aklına. Onu buraya nasıl kapattıkları. O kadar acımasızlardı ki... Bu Yağmur'un nefessiz kalana kadar ağlamasına sebep oluyordu. Suçsuzdu. Sadece ailesi onu başından savmıştı. Hangi anne kızına inanmazdı ki? Sinirle ayağa kalktı ve şiir defterini eline aldı. Kalemini de alıp düşünmeye başladı ama gözyaşları onu rahat bırakmıyordu. Defterine bir gözyaşı damlamasıyla sinirlendi ve defteri yere fırlattı. "Lanet olsun!" diye çığlık atıp duvarı yumruklamaya başladı. Ailesinden kurtulmak istiyordu. Bu da sadece kendini öldürmekle olacak bir şeydi. Yoksa onları öldürse bile içinden atamayacaktı ki yapamazdı. Onları öldüremezdi ama kendini öldürebilirdi. Yere çöktü ve gözyaşları yanaklarından akarken her gece ona yaşama sebebi vermesi için Tanrı'ya ettiği dualar geldi aklına.

*
"Hayır." diye çığlık attı Kayra. "Bana ona zarar vermeyeceğinize dair söz vermiştiniz!" diye var gücüyle bağırdı. Sonra adamın o iğrenç sesini duydu ve adamın cümlesi bütün içindeki kelimeleri kelepçeleyen şey oldu. Soluğu kesildi ve yaşamın durduğunu hissetti.

Gece gözlerini çığlık sesleriyle açtı Kayra. Hızla yatakta doğruldu. Sırılsıklamdı bedeni. Sonra etrafına bakındı. Seslerin nereden geldiğini anlamaya çalıştı ve sonra kafasının içinde olduklarını farketti.

Anılarından sıyrılsa da adamın söylediklerini kendi tamamladı.

"Ah, zavallı çocuk... Ona zarar vermedim. Onu öldürdüm."

Geç Kalınmış KelimelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin