Kayra kızın akan gözyaşını silmek istedi ama yapamadı. Sadece ve sadece gözlerini kızınkilere dikti. Sanki ruhları birbirlerine bağlanmış gibiydi. Ve çocuk bu bağdan ürktü. Tıpkı kız gibi. Çünkü ikisi de yabancılardı. Yine de gözlerini birbirlerinden ayıramadılar ve en sonunda Kayra dayanamayıp Yağmur'un akan gözyaşını uzanarak sildi. O anda Yağmur elektrik çarpmış gibi irkildi. Dokunuşları daha anlamlı gelmeye başlamıştı çocuğun. Yağmur korktu. Ürkmedi. Bu sefer korktu. Normal bir korku değildi bu. Dehşete düşmekti. Bu nasıl bir etkiydi?
Aynı şekilde çocuk da korktu. Çünkü daha fazla dokunmak istediğini farketti. O yüzden dokunmak için karıncalanan eline lanetler etti ve yumruğunu sıktı. Kızın yanakları pürüzsüzdü. Tıpkı boş bir çizim kağıdı gibi. Ve Kayra çizmek istedi. Ruhunu oraya çizmek, bocalamak istedi. Oraya mutluluğu, hisleri ve birbirine karışmış ruhlar çizmek istedi. O yüzün ressamı o, olsun istedi. Ve istekleriyle birlikte korkusunun yanına bir his daha eklendi. Şaşkınlık. Şaşkındı Kayra. Çok fazla.
Kız istedi. Çocuk ona tekrar dokunsun istedi. O ellerin her bir dokunuşuyla paramparça olup tekrar birleşmek istedi. Yemin edebilirdi kız. Çocuğun dokunuşu tüm şiirlerden bile güzel hissettirmişti ve bu dehşet verici değil de neydi? Kendini şiir gibi hissetmişti çocuğun dokunuşuyla. Ama burada şair olan oydu ve çocuğun şiir gibi hissetmesi için çabalamak istedi. Çocuktu şiir olan. Kızsa onu yazmayı hiç bitirmek istemeyen bir şair. Şairin en gözde ve tek şiiri. Bitmeyen sonsuz bir şiir. Yağmur'un gözünden bir yaş daha damladı.
Bu devam eder miydi? Çocukla nasıl anlaşacaklardı ki? Konuşmuyorlardı ama birbirlerini hissediyorlardı. Bu yeterli olur muydu? Sonra çocuğu elinden tuttuğu gibi kaldırdı. Odasına koştur koştur götürürken, Kayra şaşkındı.
"Sesini merak ediyorum Kayra. Hemde hiçbir şeyi merak etmediğim kadar. Sesinin duyduğum en güzel şey olmasını istiyorum. Eğer hiç konuşmazsan ileride sağır hissedeceğim. Bunu bana yapma."
Aslında cümlelerinde bir yakarış gizliydi kızın.
"Lütfen..." dedi. "Lütfen seni duymama izin ver."
Kayra hızla yanına adımladı ve ona sarıldı. Sonra elleriyle bir şey yazdı ve hızla odadan ayrıldı. Kız anlamamıştı.
"Ben bile kendimi duymazken, sana nasıl duyuracağım? İçimdeki sesler susmuyorlar ve ben onların beni kemirmesine izin vermekten başka bir şey yapamıyorum. Beni kimse duyamaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Kalınmış Kelimeler
Teen Fictionkız ondan gitti çocuk ona sesini bahşetti bilseydi sesini duyacağını daha önce feda ederdi kendini "seni duyuyorum." diye fısıldadı kız çocuğun dudaklarına uzanmadan önce. "seni duyuyorum. ruhunun sessizliğini duyuyorum. benim için sessizce atan ka...