Bölüm 12: Yardım Teklifi

79 4 3
                                    

"Bu da ne demek?" dedim gözlerimi irileştirerek. Yüzümü avuç içlerime bastırarak dediklerini ciddiye almamaya çalıştım ama bu imkânsızdı.

"Annene iyi olduğunu ancak böyle kanıtlayabilirsin."

Delirecek gibiydim. Dediğinin ne kadar saçma olduğunun farkında mıydı?

"Hayır Duru. Saçmalıyorsun. Sadece saçmalıyorsun anladın mı? Annem acınası bir sürtükten başka bir şey değilken senin bu merhametli tavırların beni deli ediyor."

"Senin de bu kadar acımasız olman beni deli ediyor Dora. O senin annen. Ne kadar kötü de olsa kaçtığınız günden beri gözüne uyku girdiğini sanmıyorum. Televizyondaki hâlini görmedin mi? Gözaltları ağlamaktan şişmiş, elleri titriyordu; perişandı. Yapma ama Dora. Hiç mi üzülmüyorsun? Azıcık bile mi?"

Oturduğum tekli koltuktan kalktım ve ayaktaki Duru'nun tam karşısına geçtim. Koyu kahve gözlerinde annem için endişelendiğini görebiliyordum ve bu beni sinir hastası edebilirdi.

"Hayır Duru," diye tekrarladım. "Senin saçma tavsiyelerine veya annemin o sahte gözyaşlarını anlatmana ihtiyacım yok. Ben iyiyim. Annem nerde olduğumu biliyor. Gelmek isterse gelir ve yüzleşir. Ama ben gitmem. Bu kadar."

Sinirden titreyen ellerimle şakaklarımı ovarak salondan çıktım. Geçici kaldığım odaya girdiğimde Tanay'ın yatağımda oturmuş beni beklediğini gördüm. Üstündeki beyaz dar tişörtü tüm kaslarını belli ediyordu ve altındaki bol eşofman onu bir sporcu gibi gösteriyordu.

Beni görünce yatakta dikleşti. "Otursana, Dora."

Ne yaptığını anlamaya çalışarak yatakta karşısına oturdum.

"Efendim?"

"Ne düşünüyorsun?"

"Ne hakkında?"

"Sence?"

Ona gözlerimi bayarak baktım. "Galiba ordan karşısındaki kişinin aklındakileri okuyabilen bir büyücüye benziyorum."

Güldü. "Aslında evet, biraz."

"Ee, ne diyordun?"

Ciddileşirken merakla ona bakıyordum. Söylediklerini kafasında toparlayabilmek için birkaç saniye halıya bakarak düşündü.

"Annen. Gelecek mi sence?"

"Gelecek. Onu birazcık bile tanıyorsam geleceğine eminim." Keşke tanımasaydım ama tanıyordum işte.

"Nasıl bu kadar eminsin?"

"Sorgu altındaki suçlu gibi hissediyorum. Bir de yüzüme doğru beyaz ışık tutarsan tam olacak."

Tanay yamuk gülümsemesiyle bana baktı. Gittikçe yüzüme yaklaşırken nefesinin dudaklarıma değdiğini hissedebiliyordum.

Aramızda iki santim kala durdu ve gözlerimi incelemeye başladı.

"Neye bakıyorsun?" diye sordum.

"Gözlerine. Uzaktan siyah görünüyorlar."

"Herkes öyle söyler."

Gülümsedi. Yanağında beliren gamzeye bakmamak için ben de gözlerine bakmaya başladım. Gri ve yeşille harmanlanmış değişik gözlerine.

"Demek kimse koyu kahverengi olduğunu anlayacak kadar sana yaklaşmadı?"

Alayla sırıttım. "Ben de onlara derim ki; 'Bir de yakından bak.'"

Tanay ciddileşip daha dikkatle gözlerime bakmaya başladı.

Sessiz ÇığlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin