-6-

60 6 0
                                    

Multimedia'ya neden bunu koydum bende bilmiyorum.. Ama fazla gerçekçi bir çizim sjsk

Ağzımdaki sigarayla Cassie'ye döndüm. Bahçede, binanın arkasındaki boşlukta duruyorduk. Sigara içmek için en ideal yer, kesinlikle burasıydı. Onu gördükten sonra eski cesaretim geri gelmiş, onunla tanışmak için müthiş bir istek duymaya başlamıştım. Yinede, ertesi güne kadar, zorda olsa bekleyebilmiştim. Ve şimdi buradaydım. Öğle saatleriydi, bahçeye çıkmamıza izin verilen saatler. Cassie'yi bahçenin bu ıssız köşesinde bulmuştum.

Derin bir nefes daha çekerek bitmiş sigaramı duvara bastırarak söndürdüm. Yavaşça kafamı Cassie'ye çevirerek konuşmak için hazırlandım. O kadar da önemli birşey değildi, ama Cas bunu ne kadar istediğimi görürse, bana karşı kullanırdı. Buradaki herkes çıkarcıydı, öyle olmak zorundaydılar. Cas'e bakarak konuşmaya başladım.

"Geçen gün sorduğum çocuğu hatırlıyor musun?" Cassie bana doğru dönerek yamuk bir şekilde gülümsedi. Bu gülümsemenin anlamı; bunun bedava olmayacağıydı. İç geçirerek devam ettim. "Fazla önemli birşey değil, ismi, yaşı ve diğer temel şeyler."

Cassie hala gülümsüyordu. En sonunda, konuşmaya başladı. "Evelyn, neden bu kadar istiyorsun bilmiyorum ama, bedavaya olmaz. George'a sormam lazım ve biliyorsun, o da bedavaya konuşmaz." George; buradaki çalışanlardan biriydi. Hastalarla muhattap olan sayılı kişiden biri. Gözlerimi devirerek ona cevap verdim. "Sadece ne istediğini söyle." Cas şuh bir kahkaha attı. "Tatlım, açık sözlülüğün çok hoş. George'la payımı paylaşmak zorunda kalacağım için de, yarım paketini alırım." İsteksizce sigara paketimi çıkartarak istediği miktarı ona uzattım ve sigarasını söndürerek binaya doğru yürüyüşünü izledim.

İmkanım olsa, George'a yada başka birisine kendim sorardım. Ama, imkanım yoktu. Birkaç sene önce, George'u biraz kızdırmıştım. Ona kendim soracak olursam, çok acımasız olurdu. Küçüktüm ve fazlasıyla salaktım. Ve canım eğlence istemişti. Sonuç ise, buydu. Pişmandım ama yapacak birşeyim yoktu. Geçmişe dönemezdiniz.

Binaya girerek odama yöneldim. Cassie, işi ve George'la sohbeti bittiğinde beni bulurdu. Alışmıştık bu düzene. Cas'le sonsuza kadar en yakın arkadaş filan değildik. Sadece birşeyler isteyebileceğiniz en gözde insan Cassie'ydi. Bu binadaki çoğu kişiyle de ilişkim, bu yöndeydi. Bu yönde olmak zorundaydı.

Odamda hiçbirşey yapmadan geçirdiğim yarım saatin sonunda, Cassie geldi. Oturduğum koltukta doğrularak ona doğru döndüm. Fazla hevesli gözükmek istemiyordum ama, tam anlamıyla öyleydim. Cassie ifadesizce bana bakarak konuşmaya başladı. "En baştan söyleyeyim, çocuk emonun teki." Bunu söyledikten sonra yüzünü buruşturmuştu ve yemin ederim, bende suratını dağıtma isteği yaratmıştı. Yüzünü eski haline getirerek, konuşmaya devam etti.

"Zengin. Zengin derken, bayağı bir zengin. 19 yaşında. Sanırım önceden, bir grubu varmış. Tam emin değilim." Cassie'nin konuşmasını bölerek heyecanla atıldım. "Adı ne? Bana adı lazım Cas." Kısa bir nefes alarak tekrar konuştu.

"Michael. Michael Clifford."

Mental Home | m.cHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin