-8-

64 6 0
                                    

Hızlıca odama gitmiş, onun etkisinden kurtulmaya çalışmıştım. Başarabilmişmiydim bilmiyorum ama, daha insan gibi davranmaya çalışacaktım. İşin garip yanı; herkesin 'korkak' diye nitelendirdiği çocuğun, o kadar da korkak olmamasıydı. Bunu, en azından şimdilik, kafama takmamaya çalışıcaktım. Sonuçta buradaki çoğu kişinin, ne yapacağı belli olmuyordu.

İş çıkış saati olduğu için sokaktaki arabaların gürültüsü artarken, yemek saati olduğunu belirten ince zil çaldı. Sabah, öğle ve akşam yemeklerinde, bu ince sesli zili çalarlardı, yemek saati olduğunu unutup aç kalmamızı önlemek için. Zille birlikte bende yatağımdan kalkmıştım. Oda arkadaşım Regina, çoktan kapıdan çıkmıştı. Ona yaklaşık 2 yıl önce şizofreni teşhisi konulmuştu ve bu hastalık onu tam anlamıyla bitiriyordu. 30'lu yaşlarının ortasında olan güzel bir kadındı. Ama durumu fazlasıyla üzücüydü.

Regina'nın ve bizim katımızdaki diğer hastaların peşinden merdivenlere yöneldim. Yemek saatlerinde bile, ki bu saatler binanın en hareketli olduğu zamanlardı, buralarda fazla heyecan olmazdı. Yeterince kalabalıktık, yinede burdaki insanlar fazla ruhsuzdu.

En sonunda, binaya göre geniş olan yemekhaneye vardığımda, kısa yemek sırasına geçtim. Birkaç dakika içinde yemeğimi alıp, boş bir yere oturmuştum bile. Normalde nereye oturduğumu umursamayacak olan ben, bu sefer yanımın boş olmasına dikkat etmiştim. Sonuçta, Michael'e vermiş olduğum bir söz vardı. Yada onun bana vermiş olduğu. Gelmese bile, fazla üzülmemeye çalışıcaktım.

Önümdeki pilavdan ancak bir kaşık alabilmişken, karşımda duran sandalye çekildi. Kafamı kaldırıp baktığımda ise, Michael gelmişti. O an, kendimi hayal kırıklığına hazırladığımı farkettim. Kendimi gelmeyeceği düşüncesine hazırlamıştım. Bu çocuğa ne ara bağlanmıştım ki? Düşüncelerimi geçiştirip en son görüştüğümüze göre daha solgun olan yüzüne ve daha dağınık saçlarına baktım. Çok fazla dağılmış  gibi gözüküyordu. Ağzımdaki lokmayı yutarak ona selam verdim.

"Hey, geldin." Sesimin bu kadar mutlu çıkmasını beklemiyordum ama konuşmam, onu dehşete düşürmüş gibi gözüküyordu. Bunu, kafasını kaldırdığında gördüğüm titrek bakışlarının, korkuyla dolmuş olduğunu farkettiğimde anlamıştım. Neyden korktuğunu bilmiyordum ama şuan, anlatıldığı kadar korkak gözüküyordu.

Endişeli bakışlarım, onun hızla kalkıp yemekhaneden çıkmasıyla şaşkınlığa dönüşmüştü. Ve bu şaşkınlığımın asıl nedeni, onun hızla kalkıp gitmesi değil, giderken gözlerinin dolu olmasıydı.

Evvet, esas kızın oda arkadaşının ismi Regina. Regina George, Mean Girls'ten sjksks Aslında o kadar önemli değil bile, çünkü sadece arada sırada ismi geçecek olan bir karakter. Yinede, hikayemde Mean Girls hakkında subliminal mesaj vermeyi sevdim!


Mental Home | m.cHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin