I. Sezon -|9| - Kısacası S.O.S.

333 70 19
                                    


°

Gül...

"Bugün sessizsin" dedim gözlerimi kısarak. Esra'nın genellikle bir şeyle dalga geçmesi ,birine veya fizik dersine küfretmesi gerekirdi, yanımda düşünceli bir biçimde suspus olması değil.

"Yok gördüğün gibi konuşuyorum"

"Ciddi misin? Bende tıkınırken yanlışlıkla dilini yuttuğunu düşünmeye başlamıştım." deyip yüzüne baktım. 'Yine mi? ,Birgün bu esprilerinden dolayı sana bedava 2 GB ama kasıntı internet verip acı çeke çeke ölmeni izleyeceğim ' gibi bir şey demesini bekliyordum ki o sadece kafasını olumsuzca sallayıp yolun diğer tarafındaki vitrinlere bakmaya başladı.

Sıkılmaya başlamıştım. Okuldan çıktığımızdan belli birkaç kelime hariç konuşmamıştı. Sürekli bir şey düşünüyor gibiydi ve ben küçücük bir olayı büyütüp kendi içinde yaşamasından nefret ediyordum.

"Eda'yı mı düşünüyorsun?"

"Hayır..ben bilmiyorum"

"Artık söyleyecek misin?" dedim sesimi yükselterek.

"Sencede çevremizdeki her şey kısa bir sürede değişmiyor mu? Yeni kişiler, yeni bir düzen...üstelik çok hızlı bir şekilde"

Bir süre ona inanamayarak baktım. Deminden belli söyleyemediği bütün derdi bu muydu yani?

"Esra değişen çok da fazla bir şey yok. Bunu bu kadar abartma"

"Abartmak mı? Ben hiçbir şeyi abartmıyorum ama çok samimiyet tez ayrılık getirir derler bence biraz mesafeli olmalıyız."

Susup öylece bitirmesini bekledim. Kendisi de durumu abarttığının farkında değildi ve bu yüzden de baskı altındaymış gibi gergin görünüyordu.

Yanından geçtiğimiz mağazanın vitrinindeki yeni sezon elbiseleri görünce aklımda belireveren parlak fikirle sırıtıp Esra'ya baktım.

"Bir dakika..ben bu gülüşü bilirim ,yapacağın her neyse şimdiden hayır oyumu kullanıyorum."

"Ya banane hemen şimdi içeri girip delicesine elbise deniyoruz"

Kararlıydım. Gözlerinin içine ısrarcı biçimde baktım. Aynı şekilde o da bana öyle bakıyordu ve içeri girmeme konusunda en az benim elbise denemekte olduğum kadar kararlıydı. Sonunda dayanamayıp ikimizde gülmeye başladık.

Sakince "Herhalde benden habersiz lotodan para kazandın. Şu mağazayı görmüyor musun? Buranın girişi bile paralıdır" dedi ve haklıydı aslında. Oldukça sosyetik bir mağazaya benziyordu ama yine de bu bizim potansiyel bir müşteri olduğumuz gerçeğini değiştirmezdi.

"Olsun hem paramızın olmadığını sadece biz biliyoruz ayrıca bu elbise denemeyeceğimiz anlamına gelmez" deyip kolunu tuttuğum gibi mağazaya sürükledim onu.

"Gül bırak kolu..-" diyemeden yanımıza gelen satış görevlisiyle sustu Esra.

"Nasıl yardımcı olabilirim?"

Evet..ben şimdi 'Yok abla biz bir arkadaşa bakıp çıkacaktık' diyemeyeceğime göre bir yalan uydurmak zorundaydım ve bana suratına yapıştığını düşündüğüm gülümsemesiyle baktığı sürece de bunu çabuk yapmalıydım. Zaten Esra'da kolunu çekip bana 'Hadi bakayım! İçeri girelim diyen sendin ,olmuş mu diye kontrol etmek için tavana atılan çiğköfte gibi apışıp kalda göreyim seni' dercesine bakmaya başlamıştı.

"Şey..şimdi arkadaşımın doğum günü partisi var ve güzel bir elbise giymek istiyor ancak sevgilisi mütevazi giyinme taraftarı olduğundan ne seçmesi gerektiğine dair zorlanıyor. Bu yüzden sizin mağazanızın kalitesine güvenerek buraya geldik. Arkadaşımı doğum günün de babaannesi kılığına girmiş bir şekilde görmek istemiyorum. Kısacası S.O.S"

LİSE DÖRTLÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin