I. Sezon -|13| - Tek kelimeyle haşat olduk.

89 5 3
                                    


°

Derin bir nefes daha aldım... herkesin aklında tek bir şey vardı... zafer... taraftarlar çığlık çığlığa bağırıyordu...Dur lan! Fazla heyecan yaptım. Taraftar falan yok. Şu an sahanın kenarındaki oturacaklara oturmuş Eda'yla birlikte Gül'ü sakinleştirmeye çalışıyorduk. Tabi pek de başarılı olduğumuz söylenemez.

Barış ile Alper'i zorla kantine göndermiştik su alsınlar diye. Maça tam başlayacakken zil çalmış, bir sonraki ders sözde dostluk maçını yapmaya karar vermişlerdi ve biz dersin başlamasına iki dakika kalmasına rağmen ısınmak yerine kenarda boş boş oyalanıyorduk. Daha doğrusu ben ayakta durarak arkamda oturan Gül'ün önünü kapatıyordum. Hem de çaktırmamaya çalışarak. Eda ise onun yanına oturmuş moral veriyordu.

"Gül rica ediyorum kendine gelir misin artık!" Eda'nın uyarı dolu bakışlarına maruz kalsamda durduramamıştım kendimi. Yani Baran spor salonuna girdiğinden belli kızın bakışları donuklaşmıştı. Kız maç başlamadan nakavt olmuştu resmen. Üstelik eline su şişesi yerine başka bir şey versem içmeye kalkacağından emindim. O derece beyni sarsılmıştı benim saf arkadaşımın.

"Kendini daha iyi hissediyor musun?"

Oflayarak arkama dönüp Eda'ya kısa bir bakış attım. Kız bitkisel hayata girmişti. Yani sence iyi görünüyor mu?

"Sen bana bakacağına önüne dönüp görevini yap"

"Tamam...tamam. Ben görevdeyim" deyip önüme döndüm. Erdal ve Gamze ortalıktan kaybolurken Nisa ile Baran karşıda konuşuyorlardı ama öyle gülerek konuştuklarını sanmayın. Nisa bir şeyler anlatırken Baran dinlemekten çok elindeki telefonla uğraşıyordu. Kızın konuşturma çabasına hayran kaldım doğrusu.

Yüzümü yan tarafa çevirdim. Nolur Erdal ile Gamze gelmesin de voleybol maçı iptal olsun. Durum vahim ve biraz sonra Alper ile Barış'ta gelecekti. Esra desen başka bir alem...

Baran'ın bizim tarafa gözlerini kısarak baktığını farkedince hemen telefonumu çıkarıp rastgele uygulamalara girmeye başladım. Çaktırmamam gerekiyordu. Ne yapabilirim? Tiki kızlar gibi saçımın ucuyla mı oynayayım yani.

"Cidden Eda. Gerekirse özel güç falan kullan ama biran önce bu kızın ayarlarını düzelt. Biraz sonra zil çalacak."

"Söylemesi kolaydı."

Baran'ın garip bakışları sürerken Barış'la Alper'in içeri girdiğini görünce gözlerimi açtım. Bir şey yapmalıydım. Hemen arkama dönüp Gül'ün önüne çöktüm. Bana bakmalıydı çünkü başka çare yoktu.

"Bak ne hissettiğini unut tamam mı? Şu an istersen bir şeyler uydurup o kapıdan çıkabilirsin" deyip elimle kapıyı işaret ettim.

"Ya da burada kalıp savaşırsın küçük pokemon!"

"Pokemon mu?" Gül bana şaşkınca bakarken dilimi ısırdım. Takma isim bulma konusunda kötü olduğumu söylemiş miydim? Tabi voleyboldan sonra.

"Konuyu değiştirme! Artık bir seçim yap çünkü zamanın kalmadı. Birazdan maça başlayacaklar" Doğrunun tadı çoğu zaman acı olurdu ancak söylemenin vakti gelmişti.

Gül bana baktı ardından da arkamdaki Baran'a muhtemelen. Yüzünde hiçbir ifade yoktu. Tek bir kelime dahi çıkmamıştı ağzından. Sadece kafasını hafifçe sallayıp gülümsedi. Aynı şekilde bende gülümsemiştim. Küçük pokemon pes etmemişti. Yok...olmuyor..cidden benim şu takma isim konusuna çalışmam gerek. Gerçi Erdal'a sığır ismi fazlasıyla yakışıyordu ama neyse.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 14, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LİSE DÖRTLÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin