"Hemen tanıştırıyorum." diyor Tobias. "Tris, bu Mayra. Ofisteki yeni asistanım."
Şaşkınlıkla kıza bakakalıyorum. Bu kız, asistan,hemde Tobias'ın!
"Memnun oldum." Diyerek elini uzatıyor Mayra. Elini sıkmak gibi bir niyetim olmadığı için başımı sallayıp Tobias'a dönüyorum.
Oda benim haraketlerimden bir şeyler olduğunu anlamış olacak ki hemen karşı savunmaya geçer gibi aceleyle konuşmaya başlıyor.
"Mayra ile iş hakkında konuşmak için bir kahve içmeye karar verdik." Diyor bir kıza birde bana bakarak.
"Sanırım sen meslek değiştirdin, devlet yönetiminde kahkaha atılacak kadar önemli konuların olduğunu düşünmüyorum."diyorum dudağımı bükerek.
Tobias kaşlarını çatıyor. Dediklerimden bi mantık çıkarmaya çalışıyor gibi duruyor.
Ama ona konuşma fırsatı vermeden devam ediyorum."Neyse madem iş görüşmesindesiniz, ben daha fazla tutmayayım sizi.Tobias ben eve geçiyorum, sen keyfini bozma hayatım,"diyerek arkamı dönüp uzaklaşmaya başlıyorum.
Eve giderken gördüklerimi idrak etmeye çalışıyorum. Tobias'ın yeni bir asistanı mı var? Tamam hadi var diyelim, neden bana bundan bahsetmedi ki? Hadi onu da geçtim, yeni asistanla birlikte iş görüşmesi için bir kafeye mi gidilir? Ne demek bütün bunlar?
Eve vardığımda sinirle elimdeki poşetleri kenara atıyorum. Yemek yapma fikri kafamdan tamamen çıkmış durumda. Şuandaki önceliğim az önce gördüklerim.
Kendimi koltuğa atıyorum ve sinirle tırnaklarımı yemeğe başlıyorum.
Derken kapının kilit sesini işitiyorum. Hareket etmeden beklemeye başlıyorum. Sonra Tobias salonda beliriyor.
"Neydi az önceki halin öyle Tris!" Diyor gözlerindeki yarı şaşkınlık yarı kızgınlıkla.
"Ne varmış halimde. Ordan geçerken merak ettim. Asıl sana ne demeli? Ne işin vardı o kızla orda?"
"Söyledim ya Mayra benim yeni asistanım. Kahve içmeye çıkmıştık."
"Asistanlarla kahve içmeye çıkıldığını ilk defa görüyorum!" Diyorum sinirlenmiş olduğumdan dolayı ses tonumu yükselterek.
"Saçmalamayı keser misin Tris! Kiminle nereye gideceğimide sana söylemek zorunda değilim herhalde!" Diyor Tobias bağırarak.
Gözümün dolmaya başladığını hissediyorum. Hayır şuan da olmaz, ağlamamalıyım.
"Bana nereye gideceğini veya ne yaptığını açıklamak zorunda değilsin Tobias! Bana sadece o kızla orada ne yaptığını söylemek zorundasın! Eğer biz birlikte yaşıyorsak ve artık hayatımız sadece bizden ibaretse ben sevgilimin orada o kızla ne konuşupta kahkaha attığını öğrenmek istiyorum!" Diyorum artık zıvanadan çıkmış sesimle. Gözümdeki yaşlar da savaşı kazanmış usul usul dökülüyor.
"Bana güvenmiyorsun!" Diyor Tobias sesinde kızgınlıktan daha çok kırgınlık seziyorum.
"Sana güvenmemek değil bu!"
"Ya ne o zaman....? Sen ne ara bu kadar güvenini yitirdin bana karşı Tris? Seni tanıyamıyorum?"
"Ben sana karşı güvenimi kaybetmedim Tobias! Bu hayattaki tek sahip olduğum şey sensin!!" Artık dayanamıyorum. Hıçkırıklarım isteksizce tüm odayı dolduruyor.
"Bu da seni kıskanç yapıyor öylemi?" Diyor Tobias biraz duruyor, devam ediyor "Kıskançlık da beraberinde güvensizlik getiriyor!"
Aklım almıyor nerelere geldi bu konu. Ben ona nasıl güvenmem o benim ailem!
Tobias derin bir nefes alıyor.
"Bence düşünmeye ihtiyacın olmalı. Gidiyorum ben." Diyor tuttuğu nefesini vererek.Duyduklarım karşısında dona kalıyorum. Nereye gider? Ben bu haldeyken nereye gidebilir?
Sanki düşündüklerimi duymuş gibi konuşmaya başlıyor.
"Yalnız kal ki düşün biraz. Ne oldu bu kadar güvenimi kaybettim diye!" Diyerek kapıyı çarparak çıkıyor.Bana ise sadece arkasından bakarak "Gitme!" demek kalıyor.
Biliyorum çok uzun bir ara oldu yazmayalı ama okullar birden açılınca mecburen böyle oldu. Kısalığına da kızmayın lütfen ben ayrılık sahnesi yazamıyorum :(
Bu arada yeni kapak nasıl?? Bence cok güzel oldu.
Okuduğunuz için çok teşekkürler!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Everything Has Changed - Uyumsuz FanFiction
FanficUyumsuz serisi hiç de istenilen gibi bitmedi değil mi ? Peki bu son hayranlar tarafından istenilen şekilde tekrar yazılsa... Eğer sizde benim gibi Tris&Tobias aşkının ölümsüz olması gerektigini düşünüyorsanız bir göz atın derim:)