4. BÖLÜM

49 6 0
                                    

Bulanık gözlerle etrafı inceliyordum. Burası hastane değildi, kendi evimde değildi. Neredeydim? Siyahlar içindeki oda da çift kişilik bir yatakta yatıyordum. Buraya kendim gelmiş olamazdım acaba beni kim bulup buraya getirmişti? Kapının açılmasıyla bakışlarımı gelen kişiye çevirdim. Özge.. Ha şimdi anlaşıldı burası Özge'nin eviydi. Ama siyah oda Özge'ye hiç yakışmıyordu. 

"Çok korkuttun bizi." 

"Annemlere mi haber verdiniz Özge?"

"Yok."

"O zaman neden 'bizi' dedin?"

"Mihri şey Enis'in evindesin. Seni o buldu. Doktor getirtti senin için."

Ağzım bir karış açık Özge'ye bakıyordum. Gözlerimin yuvalarından fırladığına emindim.  Beni o mu bulmuştu? Bir insan tanımadığı birine neden iyilik yapardı ki? Ve ben adı dışında hakkında bir şey bilmediğim bi çocuğun evindeydim. Hem neden evine getiriyordu ki? Hastane denen iğrenç bir yer vardı yani en azından oraya götürebilirdi.

"Solunum yetmezliğinden bayılmıssın.Ayıldın ya herkes rahat artı." dediğinde ona şaşkınca baktım ama sonra gülümsedim.

O da gülümsüyordu. Ben iyiydim. Ne kadar beni kurtarmışta olsa tanımadığım bi çocuğun evinde kalacak değildim. Yataktan doğruldum. Özge'nin itiraz veya beni durdurmak için sarfettiği cümleleri umursamadan yataktan kalktım ve saçlarımı düzelttim. Aynada yansımama baktığımda tenimin çok solgun olduğunu gördüm. Normaldi solunum yetmezliğinden bayılmıştım. Eve gidince kendimi toparlardım. Şimdi bir an önce buradan çıkmalıydım. Bir erkeğin evinde durmak bana göre değildi. Aslına bakarsak tavrım ona değil erkeklereydi. Pis egoist yalancılar! Hastroloji benim en son şarjım bitmiştir. Annemler kesin canımı okuyacaktı.  Ortalık ayağa kalkmadan yola koyulsam iyi olacaktı. Odadan çıktığımda Özge çaresizce peşimden geliyordu. Merdivenleri indiğimde çete bana baktı ve ilk ayaklanan Enis sonrada o gıcık çocuk oldu. Hadi Enis neysede sonuçta onun evindeydim fakat o gıcık ukalaya ne oluyordu?! 

"Dinlenmelisin." 

Enis'in sert sesiyle bakışlarım onu buldu. 

"Gitmem gerek."

Garip bi bakış attı. Bana uzunca gelen bir bakıştan sonra "Ben bırakırım." dedi.   Bu çocuğa can borcum vardı. Orada belkide nefessizlikten ölebilirdim. Bu yuzden kabul etmeye karar verdim. Belki arabada teşekkür ederdim. Gerçi yetmezdi. 

"Olur." 

Özge'ye dönerek hadi dermiş gibi başımı sallarken Enis'in sesi beni böldü.

"Buğra Özge'yi sen evine bırak"  

 Hayır onunla tek kalma fikri hoşuma gitmiyordu.

"Hayır bizimle gelecek!"

Ona karşı geldiğim için şaşırmıştı sanırım. Bana aldırmadan o gıcığa yani Buğra'ya dönerek cümlesini yineledi. Ahhh sinirleniyordum!! Ama sakin olmalıydım. Sesimi sakin tutmaya çalışarak Özge'ye döndüm. 

"Hadi Özge bizle geliyorsun!" 

Enis'te sinirlenmişti. Bunu kemikli suratındaki kasılmadan anlayabiliyordum. Üstüme doğru geliyordu. Korkmuyordum o kimdi be. Olduğum yerde dimdik durdum ve dik dik yüzüne baktım. Dibime kadar geldi ve bana boy farkına sövmemi sağladı. Çocuğun suratını bakmak için başımı geriye atmak zorunda kalıyordum. Kahverengilerinin içindeki alevi görmüştüm.  Tıslayarak konuştu. 

"Sakın benim lafımın üstüne laf söyleme!"

Sinirle bakışlarımı kaçırdım. Can borcum olmasa ona ödetirdim bunu ama... Bakışlarım Özge'yi bulduğunda telaşlandığını gördüm. Bu kızın bu hali cidden çok komik oluyordu.  Kahkaha attım. Herkesin kaşları havaya kalkarken evden çıktım. Hay ananın ellerinden öpeyim! Dondum! Kollarımı bedenime sardım. Sabah mont giymememe lanet ediyordum. Enis üzerinde deri montu ile evden çıktı ve arabasına doğru ilerledi. Çaresiz peşinden ilerledim. Kapıyı açıp aynı anda oturmuştuk. Hala üşüdüğüm için ellerimi kollarıma sürterek ısınmaya  çalışıyordum. Enis suratıma baktı. Çocuktan bir şey istemiyordum. Tek yaptığım ısıtıcıyı açmak için yavru köpek bakışı atmaktı.Sanırım komik görünüyordum. Çünkü Enis bir kahkaha patlattı. Anlamaz bakışlarla ona bakıyordum. Gülmesini durdurup ısıtıcıyı açtı. Soğuktan bacaklarım kasılmıştı. Kısa okul eteğine zaten gerekli küfürü etmiştim . Arabanın içi ısınırken bende mayışıyordum. Ama uyumamalıydım. Birincisi bu yabancının -her ne kadar beni kurtarmış olasada -bana zarar verip vermeyeceğini bilemezdim. ikincisi ise yetmiyecekti ama teşekkür etmeliydim. Koltukda yan dönerek  gözlerimi ona diktim. İtiraf edeyim biraz çekiniyordum. Rahatsız olmuş olacak ki gözlerini yoldan ayırıp bana kısa bir bakış atarak "Ne?" dedi.Bende bir çırpıda "Teşekkür ederim." deyiverdim. 

"Sana can borcum var."   Cevap vermedi. Ne bekliyordum ki? Yolculuğun geri kalan kızmı sessiz geçmişti. Evimi tarif etmiştim ve o  da kolayca bulmuştu. Evimin önünde durduğunda cevap vermeyeceğini bile bile tekrar bir teşekkür daha mırıldandım. Arabanın kapısını açıp çıkarken rüzgar yüzümü yalayıp geçerken bacaklarıma birer iğne gibi saplanıyordu. Arabanın kapısını kapatıp eve doğru ilerlerken arkama ufak bir bakış attım. Çok üşüdüğüm için arabanın markasına dikkat etmeden direk arabaya atlamıştım. Şimdi bakıyordum araba camaro'du.  Alt dudağımı ısırdım, bu araba süperdi. Yarışmak çok güzel olabilirdi.  Enis beni eve girene kadar beklemişti. Evin kapısını kapatırken Enis'in geri geri bahçemizden çıktığını gördüm. Şimdi evdekilere bir hesap vermem gerekiyordu. Ki muhtemelen tartışacaktık.  Evin sessiz olması büyük kavga olacağını gösteriyordu. Kesin salonda volta atarak beni bekliyorlardı. Hadi bakalım başlasın tartışma.

-------------------------------------------------------------------------

MUTLAKA OKUYUN!!!

ARKADAŞLAR BU BÖLÜM VE ÖNCEKİ YAYINLANMIŞ BÖLÜMLER KISA BİLİYORUM. FAKAT BUNDAN SONRAKİ BÖLÜMLER ÇOK UZUN OLACAKTIR. İLHAM GELDİĞİ SÜRECE HEP YAZDIM. 7 BÖLÜM HAZIRDA. BİRAZ SİZE BİRAZDA BENİM BOŞ ZAMANLARIMA  BAĞLI YAYINLAMAM. İŞLER KIZIŞIYOR. ASIL OLAYLAR YENİ BAŞLIYOR. BİR ANDA KENDİNİZİ MİHRİ'NİN YERİNDE HİSSEDEBİLİRSİNİZ. OLAYLARA KARŞI TEMKİNLİ OLUN İZ AİLESİ :) 


~ İZ ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin