1. BÖLÜM

164 20 2
                                    

Şanssız ben ile tanışın. Ben Mihri. 17 yaşında bir genç kız. Ailem zangin fakat bundan banane. Hiç bir zaman zenginliğe düşkün olmadım. Annemin ve babamın aksine. Zaten devlet okuluna gitmek istememin nedenide bu. Şaşayı sevmiyorum. Herşeyi abartmaya ne gerek vardı ki. İki saattir anneme ve babama dil döküyordum. Ama nuh diyorlar peygamber demiyorlar. Sanırım inatçılık konusunda cidden aileme çekmişim. Annem şuan bana öğütler veriyordu. Açıkçası dinlediğim söylenemezdi. Onlar inatçıysa ben daha inatçıyım. "Kızım bizi rezil etmeye mi çalısıyorsun!? Gazetelere ve camiaya rezil oluruz!" Annemin dediklerini umursamıyordum. Fakat şimdi damarıma basmıştı. "Yeter anne! Tek düşündüğün itibarın dimi!? İtibarın zerre umrumda değil! Ne paranız ne pulunuz hiç birisi umrumda değil! Ben o okula gidicem ve ne sen ne babam buna engel olamayacaksınız!" İçimi dökmüştüm fakat daha tam rahatlayamamıştım. Annem benim bende babamı damarına basmış olacağım ki babam tıslarcasına konuştu. "Sakın bir daha annene sesini yükseltme!" Elinin işaret parmağını bana doğru sallamıştı. Eline bakıp gülümsedim. Delimiydim ben? "Sahroşken annemi öldüresiye döven sen değilmiydin baba?! İnan bana benim sesimi yükseltmem bi hiç." Evet babam sahroşken eve gelip terör estirmisti. Ama genede onu seviyordum. Babamdı işte ne olursa olsun babamdı. Babam afallamıstı. Bunu bana dogru kaldırdığı işaret parmağının donmasından anlamıştım. 1 hafta sonra okullar açılacaktı ve ben o zengin bebelerinin bulunduğu okula gitmektense devlet okulunu tercih ederdim. Ve gidecektimde. Kendim gibi normal insanlarla tanışmak istiyordum. Ben düşünürken babam kendine gelip konuştu. "Pekâla o okula kaydını yaptıracağım." Yeeaaah işte bu. Sevinçle babamın boynuna atladım. Şuan annemin bize sinirle baktığına emindim fakat kimin umrunda.
E o zaman başlasın devlet okulu maceram.

***

Bir hafta o kadar çabuk geçmişti ki kendimi kaydımı yaptırdığım bizim evde meşhur olmuş devlet lisesinin önünde buldum. Babam kendini belki edercesine öksürdü. "Biraz daha okula bakmaya devam edersen işe geç kalacağım" Babama gülümseyip yanağını öptüm ve arabadan indim. Gözlerim okulun dış cephesini inceliyordu. Kolejden sonra tabiki bu okul ilkimdi. Okula bakmayı kestim ve emin adımlarla bahçeden geçip okulun içine girdim. Tüm gözler bana dönmüştü. Fakat içimde herhangi bi heyecan yoktu ve bana bakanları umursamama gerekte yoktu. Müdürün odasını ararken bi yandan gözüm panoları inceliyordu. Bir panoda koskocaman bi yazıyla kendi ismimi görünce kaşlarım çatıldı. Panoya yaklaştım. Bilgilerim yazıyordu ve de fotoğrafım vardı. Fotoğtafta gülüyordum ve gülüsüm çok içtendi. Kendimin ilk defa bu kadar içten güldügünü gorüyordum. Arkamda birinin sesini duymamla irkilerek arkamı döndüm. Karşımda sarışın bi kız vardı. Çok sevecen görünüyordu. Dediğini anlamadığımdan "Pardon" dedim. Kız tekrar bir gülümsemeyle karsılık verdi. "Çok güzel gülüyorsun" "Teşekkür ederim""Bu arada ben Özge memnun oldum" Bu kıza karşı umursamaz davranamayacağım belliydi. Gülümseyerek "Bende Mihri. Memnun oldum." Dedim. O da gülümseyerek karşılık verdi. Gözü arkamdaki panoya kaydığında ellerini çırptı. "11-E sınıfındasın. Aynı sınıftayız." Çok mutlu olmuştu. Gülümsemekle yetindim. "Hadi sınıfımıza gidelim" dedi ve koluma girdi. Tanrım koluma girilmesinden nefret ederdim. Fakat sesimi çıkarmadım. Çok konusmak tarzım değildi. Biz koridorda yürüdükçe bakışlar bize daha dogrusu bana dönüyordu. Bir kız arkamdan çok şanslı kız dedi. Garipsedim. Dunyadaki en şanssız olarak bilinirdim ben. Neyden bahsediyordu? 11-E sınıfının önüne geldiğimizde Özge beni çekiştirerek iceri soktu ve kendi sırası olarak düşündüğüm sıraya doğru çekiştirdi. Sınıfta kimse yoktu. Normaldi. Herkes sanki gösteri varmış gibi koridora dökülmüştü. Özge'nin yanında yerime oturdum. Özge denen kızın benimle tanışmak istediği çok açıktı. Çünki art arda sorular soruyordu. Motorun soğusun be kızım. Dayanamadım ve ona dönüp konuştum. Sinirlenmiştim. "Özge çok konuşuyosun!" Özge'nin yüzü düşerken bunaldığımı hissettim ve bahçeye çıkmak üzere sınıfın çıkışına yöneldim.

Öğrencilerin bakışları altında bahçeye çıktığımda temiz havayı içime çektim. Sinirim uçup gitmişti. Bakışlarımla bahceyi tararken bahcenin kapısından tanıdık kisinin girdigini görmemle depar atmam bir oldu.

"Ömer amca burada ne işin var?" Nefes nefese kalmıştım. Soluklanmak icin kendime zaman tanırken ömer amca konuştu. "Mihri kızım annenin içi rahat etmeyecekmiş ve sabah harçlığını almamıssın sana bi miktar para yolladı. Buyur kızım." Oflayarak avucumu açtım.

Ömer amca 800 TLyi sayarak elime koydugunda gözlerim faltaşı gibi açılmış elime bakıyordum. Tanrım devlet lisesinde 800 lirayı ne yapacaktım? Bu okul icin 50 lira bile fazlaydı. Bozuk olmadığı icin 200 lirayi aldım ve geri kalan 600TL yi Ömer amcanın cebine koydum. Şaşkınlıkla bana baktı. "Burası devlet lisesi ömer amca. 800 lira çok fazla. Bozuk olsaydı 50 lira alcaktım ama malesef. Para sende kalsın. Anneme bisey caktırmıyoruz amcacım" diyerek gülümsedim. Ömer amcada gülümeyerek karşılık verdi. İyi dersler dileyerek arabaya doğru yürüdü.

Bende sınıfa gitmek için arkamı döndüm ki sert bir gövdeye çarpmam bir oldu. Şaşkın ve birazda kızgınlıkla konuşacaktımki karsımdaki hanzonun sesi cenemi kapamama yetmisti.

"Vay demek yeni kızımız zenginmiş."

~ İZ ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin