Onuncu Bölüm

475 24 0
                                    

Harry tekrar gözlerini açtığında olmak istediği yerde buldu kendisini. Yedinci yılın sonu, savaşın son anları... Snape'in düşünseli şişesi elindeydi. Normalde o şişeyi kullanıp, Snape'in gerçekte kim olduğunu anlaması gerekiyordu ama şimdi onu yapmayacaktı. Hesaplamalarına göre gitmesi gereken zamanı biliyordu ve oraya gitmeliydi. Asasını alnına dayadı ve gümüşi mavi sıvımsı bir maddeyi çekerek, Taş Düşünseli'nin içine döktü.

Yapması gerekeni biliyordu, hızla Taş Düşünseli'ndeki sıvıya eğildi ve daldı. Acı hissi tekrar içini doldururken, eskisi kadar şiddetli olmadığını fark etti. Zaman artık çabuk geçiyordu, burnu kanadı ve başındaki acı giderek artarken gözlerini beşinci senesinde açtı. Nerede olduğunu ve ne yapması gerektiğini biliyordu.

"Delilik bu," diye mırıldandı Ron, serbest elini atın boynunda yukarı aşağı hareket ettirerek. "Delilik... görebilseydim keşke-"

"Görmene gerek yok, Ron." dedi Harry gülümseyerek. "Gitmiyoruz!"

Herkes şaşkınlıkla Harry'ye bakarken, Harry onlara geçen seferki konuşmaları yapmanın en doğru şey olacağını düşündü. O arada Ginny'nin de kalbini kırmamalıydı. "Gördüklerim gerçek değillerdi. Bunu şimdi fark ettim." dedi sükunetle.

Ginny ona dik dik bakarak "Sadece bizim de gelmemizi istemediğinden öyle diyorsun değil mi? Ama geleceğiz! Bizi kandıramazsın Harry!" dedi. Onun bunu yapabildiğine inanamıyordu. Küçük değildi, onlar gibi savaşabilirdi ama onlar buna inanmamakta ısrarcıydılar. Hatta herkes içeri girip dağıldıktan sonra muhteşem üçlü tekrar toplanıp birlikte gideceklerdi ama buna izin vermeyecekti.

Harry bunun geleceğini biliyordu ve hazırlıklıydı, "Hayır Ginny," dedi sükunetle. "ben öyle bir şeyi kast etmedim. Gitmiyoruz dedim sadece, o kadar. Dumbledore'un yakında burada olacağına eminim ve o gelene kadar beladan uzak durmamızın iyi olacağı düşüncesindeyim... Şimdi geri dönelim artık."

Hermione zorla da olsa Testral'inden inerek Harry'nin yanına geldi. Arkadaşına şüpheyle bakarak "Harry, iyi olduğuna eminsin değil mi?" diye sordu.

Harry arkadaşına gülümseyerek "Hiç olmadığı kadar, Hermione" dedi.

Hermione diğerlerine dönerek "Evet arkadaşlar, Dumbledore gelene kadar şatoda kalmamız en iyisi." dedi. Ginny kendisinin güçsüz sanılmasına karşı duyduğu öfke dolu bakışlarla diğerlerine bakıyordu. Düşündüklerinin doğru çıkacağından adı gibi emindi. Herkese teker teker acıyarak baktı. "Ne kadar da budalalar?" diye düşündü. Bir an sonra onların arkadaşları oldukları aklına geldi ama gerçek dostlar bunu yapmazdı.

Okulun bahçe kapısının oradan gelen ayak sesleri hepsinin yüreklerini ağızlarına getirmişti. Harry öne atılarak gelen kişiye doğru ilerlemeye başladı. Dumbledore'un yanına gitti. "Profesör, sizinle bir konu hakkında konuşmalıyım-"

Dumbledore, yanına gelen Harry'ye kısa bir bakış attıktan sonra "Harry şu an acelem var, bunları daha sonra konuşsak olur mu?" diye erteledi.

Harry, Dumbledore'un dikkatini neyin çekeceğini biliyordu "Hortkuluklar hakkında, Profesör!" dedi.

Dumbledore bir anda donakaldı. Harry, Hortkuluk mu demişti? "Harry, seni acilen odama bekliyorum." dedi ve koşar adımlarla şatoya doğru ilerledi.

Harry geçen sefer yaptığı gibi Hermione ve Ron'u yanına çağırdı ama bu sefer arkalarından koşar adımlarla onlara yetişmeye çalışarak gelen Ginny'ye ters bir bakış atmak yerine sadece gülümsedi. Ron bir anda kız kardeşine dönerek "Ginny, bu özel bir konu! Eğer öyle olmasaydı Harry, emin ol ki seni çağırırdı!" dedi.

Ginny, Ron'a ters ters bakarak "Bu seni ilgilendirmez, Ron!" diye çıkıştı.

Ardından Harry onu destekleyen bir ses tonuyla "Evet, Ron," dedi. "bu seni ilgilendirmez ve ben, Ginny'ye gelmesini işaret ettim." dedi.

Harry Potter ve Yeni KaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin