On Üçüncü Bölüm

466 20 0
                                    

Beş Yıl Sonra

Yirmili yaşlardaki kızıl saçlı, genç adam bir odada yalnız başına ağlıyordu. Sesi duyulmasın diye yatağın içine girmiş ve ağzını yastıkla kapamıştı. O gün hâlâ gözünün önünden gitmiyordu. "Anne..." diye fısıldadı çatallaşmış sesiyle. Genç adam yorganı hızla üzerinden fırlattı. Gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Aradan geçen yıllar onun acısı, diğerleri gibi bir gram bile azaltmamıştı.

Büyücü dünyası beş yıl önce büyük bir trajedi yaşamıştı ve bunun etkileri hâlâ sürmekteydi. Aileler paramparça olmuşlardı. Genç adam odadan gelen tıkırtılar üzerine irkildi ve ışığı açmak için ayağa kalktı. Yavaş ve dikkatlice ilerliyordu. Sonunda ışı açtığında kalbini yerinden çıkacakmış gibi hissetti.

Annesi ve o karşısında duruyordu. En çok özlediği iki insan, savaşın kaybettirdiği onlarca insandan sadece ikisi. Olduğu yerde donakalmıştı.

Molly Weasley oğluna gülümsedi. "Artık bizim için üzülme, oğlum." dedi. Genç adam onun sesindeki şefkati sezebilmişti.

Saçları her zamanki gibi dağınık durumda olan Harry de gülümsedikten sonra her zamanki ses tonuyla konuştu. "Biz burada iyiyiz, kardeşim. Sadece sizden biraz uzaktayız o kadar," dedi. Onu bir süre süzdü "Kendini harap etmişsin yıllardır, Ron. Lütfen, artık bizler için üzülme..." dedi.

Ronald Weasley kızarmış gözlerinden akan yaşı yavaşça silerken odanın kapısı bir anda açıldı. Uzun boylu genç kadın elinde bir zarfla içeriye girdi. Ron'u bu şekilde görmek içini acıtıyordu ama elinden hiçbir şey gelmiyordu. Elindeki zarfı Ron'a uzatarak "Bu sana," dedi. Sesini biraz daha kıstı "Dumbledore'dan."

Ron önce zarfa, ardından getirene baktı. Dumbledore'un adını dahil duymak istemiyordu. Dumbledore ve diğerleri de bunu biliyorlardı. Ama hâlâ inat ve ısrarla mektuplar geliyordu. İlk zamandan beri yaptığı gibi "Ondan mektup istemiyorum, Ginny. Bunu biliyorsun." diyerek reddetti.

Ginny hiçbir şey söyleyemiyordu. Ron'un düşündüklerini biliyordu, çünkü o da aynılarını düşünüyordu; Dumbledore her şeyin suçlusuydu. Aralarındaki tek fark, Ginny, Dumbledore'dan gelen mektupları okuyordu. En son mektubunu biraz önce almış ve okumuştu.

Bayan Weasley,

Şu anda bu mektubu okuduğunuza eminim. Siz, Ronald'ın tam tersine, mektuplarımı reddetmek yerine okumayı tercih ettiniz. Direkt olarak konuya gireceğim, artık çok yaşlandığımı hepimiz biliyoruz. Hogwarts'ta bazı değişiklikler yapmamın zamanı geldi ve bunu layıkıyla yapmak istiyorum. Minerva şu anki müdür yardımcısı olduğundan, benim yerime geçecektir doğal olarak. Onun boşalan görevi hakkında görüşmek üzere sizi Hogwarts'a davet ediyorum. Umarım gelirsiniz. Bu arada ağabeyiniz Ronald'a mektuplarımı iletmeye çalıştığınız için çok teşekkür ediyorum.

Hogwarts'ta görüşmek üzere, Albus Dumbledore.

Ginny kendi mektubunu okuduktan sonra, çekinerek de olsa Ron'un mektubunu vermek için odasına doğru yürüdü. Şimdi odasında, mektubu ona uzatmış okumasını bekliyordu. Düşünceleri ne kadar aynı olursa olsun, bir ez okusaydı mektubu, sadece bir kez. "Ron, bir kere..."

Ron itiraz etmek istedi, haykırmak, Dumbledore'un adına lanetler yağdırmak istedi ama hiç birini yapmadı. İçindeki öfke duygusunu bastırarak annesini ve Harry'yi tekrar düşündü. Beş yılını Dumbledore'a kızarak, hayatını bir eve hapsederek geçirmişti. Bunun yüzünden Hermione'yi de kaybetmişti ama dedikleri gibi hayata geri dönmeliydi. Solgun suratında hafif bir gülümseme belirdi ve Ginny'nin elindeki zarfı aldı. Yavaşça yatağına doğru ilerledi, oturdu ve zarfı yırtarak içindeki kısa mektubu açığa çıkardı. Mektupta yazanlara bakmadan önce, annesi ve Harry'yi gördüğü yere doğru kısa bir bakış attı ve ardından Dumbledore'un mektubuna yöneldi.

Harry Potter ve Yeni KaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin