Harry sancılı bir şekilde gözleri açmaya çalıştı ama yapamadı. Elini zar zor gözlerine doğru götürdü. Gözlüğü yoktu ve gözleri şişmişti. Suratında pek çok yara izi vardı. Nerede olduğunu ve neden bu halde olduğunu bilmiyordu. Alnındaki yara izinin bu kadar çok yandığını hiç hatırlamıyordu. Elini yavaşça yara izinin üzerine koydu ve durması için dua etti. Bir süre bekledikten sonra pes etti. Hiçbir değişiklik yoktu. En kötüsünü düşünmemek istiyordu ama bunu yapmadan da edemiyordu. Ayağa kalkmak için elini yere koyarak, yerden destek almaya çabaladı ama kalkamadı. Sırtındaki derin acı bunu engellemişti. Bu durumda olmasının tek nedeni olabilirdi, içinden acıyla "Voldemort!" dedi. Yaşıyor olmalıydı. "Buraya bakın köpekler!" diye bağırdı.
Bulunduğu yer bir anda soğumaya başladı. Bir anda buradan kurtulamayacağını düşünmeye başladı. Burada ölecekti, hiçbir şansı yoktu. Arkadaşları da büyük ihtimalle ölmüşlerdi. Bu sefer her şey daha kötüye gidiyordu. Bunu hissedebiliyordu. Ama bir anda hissettiği şey hakkında yanıldığını fark etti. Bulunduğu yerin demir kapısı açıldı ve içeriye süzülürcesine bir yaratık girerek Harry'nin dibine kadar girdi. Harry'nin içindeki tüm umudu almaya başladı. Harry bu yaratığın ne olduğunu biliyordu ama acıyla kıvranırken şimdi bunun önemi yoktu. İçinde bir şeylerin gittiğini biliyordu ama zaten onlara ihtiyacı yoktu. Zaten yaptıklarından dolayı pişmandı. Yaratık işini bitirmiş olmalıydı, Harry'nin üzerindeki acı ve umutsuzluk hissi yavaşça kalkarken odanın demir kapısı büyük bir gürültüyle tekrar kapandı.
Harry gürültünün ardından başka cılız bir ses duydu. Yan taraftan gelen ses bitkindi. Onun da türlü işkencelerden geçtiği belli oluyordu. Çatallı ses zar zor duyuluyordu "Harry?"
Harry sesi hemen tanıdı. Yıllardır duymamıştı ama onu unutması zaten mümkün değildi. "Yaşıyor!" diye düşündü ama bir anda nerede olduğu aklına geldiğinde bütün sevinci sönüverdi. Bir şeyi değiştirmeyi başarmıştı ama değiştirmemiş olmayı tercih ederdi. Nasıl bir belaydı bu böyle? Her seferinde daha da beter oluyordu. Nasıl başladığını, neden başladığını bilmiyordu ama durdurması gerektiğine emindi. Yan taraftan gelen öksürük sesiyle tekrar hayata döndü. "Sirius, iyi misin?"
Yan taraftan gelen ses bu sefer daha belirgindi. Sirius, Harry'nin yaşadığını anlayınca sevinmişti ve bu sefer biraz daha normale yakın bir sesle konuşmayı başardı. "Evet Harry," dedi. Ona yalan söylemek zorundaydı çünkü Haryy'nin de kendinden farklı bir durumda olmadığını biliyordu. "Sen nasılsın bu-"
Sirius daha sözünü tamamlayamadan demir bir kapı açıldı ve Harry tanıdık bir ses daha duydu. "Hadi ailemizin yüz karası! Lord seni yanına istiyor! Bu sefer çok sinirli! Umarım sonunda Black ailesinin kanını kirletenden kurtulacağız!" dedi.
Sirius sadece gülümsedi ve ardından "Bana yapacaklarınızdan korkmuyorum Bella!" dedi kuzeninin suratına tükürürcesine. Bellatrix'in onu sürüklediği duyulurken son kalan gücüyle "Harry, asla umudunu kaybetme!" diye bağırdı.
Sirius'un sürüklenme sesleri silinirken, Bellatrix'in o tiksindirici kahkaha sesleri de gittikçe azaldı. Harry içinde büyük bir boşluk hissi duyuyordu. Onu yıllar sonra tekrar bulmuştu ve şimdi yine ellerinden kayıp gitmesine neden olmuştu. Acı içinde "Sirius!" diye bağırırken, ağır adımlarla onun odasına doğru gelen bir Ölüm Yiyen olduğunu fark etmedi bile. Sirius'un kapısı büyük bir gümbürtüyle kapanırken, benzer bir gümbürtüyle kendi kapısı açıldı. Şişmiş gözlerinden yaşlar dökülemiyordu ve bu gözlerini yakıyordu.
İçeriye giren Ölüm Yiyen, Harry'yi bu halde görünce birkaç saniye içinde bir acıma hissi duydu. Bir an onu hala sevdiğini düşündü. Ne de olsa o Harry'di. Ona ve diğer herkese bunu nasıl yapabilmişti ki? Daha sonra kendini sarstı ve "Bu eskidendi!" diye düşündü. "Vay vay vay, Harry Potter! Her geçen gün daha acınacak hale düşüyorsun!" dedi Ölüm Yiyen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter ve Yeni Kader
FanficSnape'in ihaneti yüzünden sonuçları değişen savaşın ardından, geçmek bilmeyen beş yıl. Kendini her şeyden soyutlamış, tüm Dünya'yı dışlamış bir insan dostları için neler yapabilir? Onlar için ne kadar ileri gidebilir? "Dostlarınız için neyi göze alı...