'Su'skun

328 37 53
                                    

"Konu, Jongdae Bey, zevklerim."

***

Uzun ve güzel kirpiklerimin süslediği can yakıcı gözlerim bu sözle irileşmişti. Ne demeye çalıştığını kestiremediğimden sessiz kaldım ve devam etmesini bekledim.

"Zevklerimin boyutu sizi şaşırtabilir ama korkutmasın. Yapacağım teklifi reddedebilirsiniz tabii ancak kabul etmeniz durumunda ikimizin de çok eğlenceli ve özel anlar yaşayacağımıza güvenebilirsiniz."

Korkmalı mıyım?

Zihnimin hala neler döndüğüne dair açıklamalar arayan yanı tedirgin olsa da heyecanlı hissediyordum. Ne cevap vermeliyim?

"B-ben... Üzgünüm. Ne demek istediğinizi anlamıyorum."

Elindeki yarısı boşalmış bardağı ufak bir tak sesiyle masaya koyduğunda henüz içeceğime dokunmadığımı hatırladım.

"Açık konuşacak olursam Jongdae Bey, sizden benim oyun arkadaşım olmanızı istiyorum. Lakin bu oyunlarda hakim daima benim. Yani kontrol daima benim ellerinde olacak. Çok çeşitli gereçlerle her buluşmamızda farklı deneyimlerin tadına varacağız. Tabi teklifimi kabul ederseniz."

Yutkunmaya çalıştım ama yapamadım. Konunun gidişatıyla korkudan ağzım dilim kurumuştu. Ben de önümdeki bardağa uzandım ve şu koyu renkli içecekten bir yudum almaya karar verdim. Almaz olaydım.

Daha önce benzerini dahi hiç tatmadığım, yoğun kokulu, keskin bir tada sahipti. İster istemez yüzüm buruştu ve çenem gerildi. Tükürme isteğimi zorla baskılayıp yutmaya çalıştım.

Neydi bu böyle?!

"Şalgam."

"Ne?! Yani efendim?"

"İçtiğiniz şeye şalgam deniliyor." derken hala yarı felçli gibi kasılıp kalmış yüzüme bakıp gülüşünü bastırmaya çalışıyordu.

Nezaket yoksunu herif.

"Ah, öyle mi?" zoraki bir şekilde gülümsedim. "Daha önce duymamıştım, oldukça ilginçmiş."

"Evet, yoğun esansı ve otantik tadıyla en sevdiğim ikinci içecek lakin ülkemizde pek bulunmadığından yurtdışından getirtiyorum. Ne acı..."

Gerçekten üzülüyor olamazdı değil mi? Çünkü şu an gözleri uzak bir noktaya sabitlenmiş, kaşlarıysa garip bir açıyla kıvrılmışken öyle gibi bir hali vardı. Neyse ki fazla uzatmadan kendi açtığı konuyu yine kendi kapadı ve konuşmanın temel noktasına geri döndü.

"Evet, herneyse. Ne diyorduk?" Hafifçe silkelendi. "Bu teklife karşı bakış açınızı kestiremiyorum. Henüz bir şeylere karar vermek için erken olsa gerek. Meraklanmayın, size düşünmek için yeterli süreyi tanıyacağım."

Bunlar ne tür oyunlardı peki? Ben mi fazla fesat düşünüyorum yoksa patronum Fifty Shades of Grey'den fazlaca etkilenmiş birisi mi emin değilim. Yine de Xiumin'in uyarılarını dikkate alacak olursam ikinci seçenek daha ağır gibi geliyor. Zaten bakire bedenime hükmeden beynimde böylesine ahlaksız düşünceler barınabileceğini düşünmüyorum. Ben gayet masumum.

Yine de emin olmanın tek yolu var. Korkuyor da olsam bunu yapmak zorundayım. 

"Peki ya bu oyunları(?), nerede oynayacağız? Belli bir mekan olduğunu sanıyorum?" 

Lütfen söyleme. Lütfen. Lütfen. Lütfen aklımdan geçen o malum şeyi söyleme. Yapm-

"Playroom."

Söyledi :(

---

Yaptığımın ne kadar doğru olduğundan emin değilim ama bir Fifty Shades of Grey fanı olarak bu tarz bir odayı görmeden ölmek istemiyorum. Aslında Kai ile evlendiğimizde mutlaka bu tarz şeyler yapacağımıza eminim, sonuçta sıradan olamayacak kadar kusursuz insanlarız ama yone de konsepti önceden incelememin sorunu olacağını sanmıyorum.

Ve hayır! Kesinlikle bu teklifi kabul etmeyeceğim. Beni buna zorlayamaz da zaten. Her şey yolunda gitmeli. Sıkıntı çıkmayacak.

"İşte burası, playroom."

Şirket-ev-otelimsi tam olarak ne işlevle kullanıldığından emin olamadığım bu mimari yapının en üst katında, koridorun sonundaydık. Önümde açılmayı bekleyen heybetli bur kapı duruyordu.

Hemen şu anda kaçıp gitmek istesem de artık çok geçti. Anahtarı kilide sokmuştu bile ve benim yapacağım saygısızca bir hareket işimden olmama neden olabilirdi.

Anahtar yuvasında iki kez tam tur dönerken zaman fazla yavaştı. Kolumdaki saate baktım. Saniyeler akmıyordu. Muhtemelen pili bitmişti.

Son klik sesiyle anahtarı çekti ve dik duruşuyla Suho Bey yine karşımdaydı. Gözlerindeki ciddiyetin tonu farklıydı bu sefer.

"Bir kez daha söylemek istiyorum. Birazdan bu kapının ardında göreceklerinin her biri keşfedilmeyi bekleyen hazineler değerinde. Ve anlaşmayı kabul ettiğiniz takdirde tüm bu hazineler sizin ve benim oyuncaklarımız olacaklar. Çok eğlenebiliriz. Bu yüzden dikkatli düşünün."

Her türlu seksapaliteyi barındıran vücudum yüzünden bu tarz tekliflere ve dahası tacizlere sık maruz kalsam da ilk kez bu kadar ciddi bir anlaşmadan bahsediliyordu. 
Her ne kadar kabul etmeyecek de olsam başımı aşağı yukarı salladım. Biraz daha oyalanırsa pişman olmaya başlayacaktım.

"Pekala..." mırılti denebilecek bir sesle söylediğinde kapının kulbunu indirmiş ve çok geçmeden kapıyı açmıştı. Ne zaman yumduğumu bilmediğim gözlerimi araladım ve karşımdaki tahminimden daha geniş odaya göz attım.

Pek çok uzunluk ve kalınlıkla kablolar, farklı alanlar oluşturan paneller, kauçuktan ve plastikten çeşitli malzemeler, deri koltuklar, her zevke hitap edebilecek içecek bölümü ve en can alıcı nokta olan ve odanın büyük kısmını kaplayan hayatımın yabana atılmayacak kısmını onunla geçirebileceğim o şey....

Adını bildiğim ve bilmediğim konsollar...

Bu oda tam anlamıyla....

HARİKA!

Hayallerimin ötesinde. Cidden. Aklımdaki senaryoların yanına dahi yaklaşamayacak yücelikte bir dizayn ve eğlence anlayışı bu.

Bu, çok fazla (Y/N: igon oovırdoooz).

Bir odaya bir Suho Bey'e bakarken kelimeler boğazımda düğümlenmişti. Ne söylemem, ne yapmam gerektiğini bilemiyordum.

"Jongdae Bey?"

Yapmamam gereken şeyi tekrar yapma hatasında bulundum ve bana seslenişiyle gözlerine odaklandım.

"Ben... Kabul ediyorum!"

***

Y/N: İki haftadır morali b*k gibi olan yazarınız (yazar demek çok komik hsgahdj neyse) stajda bulduğu kaçamak vakitleri değerlendirip daha fazla bekletmeden bölüm yayınlamak istedi.

Hatalar varsa kusura bakmayın.

Ve okuyorsanız lütfen desteğinizi esirgemeyin. Buna ihtiyacım var

Y/N2: mediada önceki bölüm lafı geçen konu var :D fotoğrafları tükürükle yapıştırdım evet u_u

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 07, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SU(İ)CHENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin