10

3.1K 157 83
                                    

Tanrım, sonunda final bölümü.

***

Sene 1943. Tom Marvolo Riddle, Hogwarts'ta geride bıraktığı beşinci yılının ardından ilk hortkuluğunu yaratmış, yeterli güce sahip olduğuna inanmıştı. Şimdiyse, değersiz Riddle soyadını yok etmek ve annesinin intikamını almak uğruna, Little Hangleton'a doğru yola koyulmaya hazırlanıyordu.

*

Dalgalar halinde yeryüzüne yayılan güneş ışıkları artık Tom'u rahatsız etmeye başlamıştı. Elini gözlerine siper edip başını havaya kaldırdığında, güneşin parlayan ışıkları yüzünden neredeyse gökyüzünün maviliğinin kaybolduğunu fark etti. Sinirle asasını çıkardı, saniyeler sonra gökyüzünü ele geçiren parlak sarı ışıklar yerini gri bulutlara bırakmıştı. Halinden memnun bir şekilde asasını yeniden cebine yerleştirdiğinde, bakışlarını önünde duran eski eve çevirdi. Tek katlı, küçük ve muntazam bir yerdi. Bahçedeki solmuş çiçeklere ve kuru ot yığınlarına kısa bir bakış attıktan sonra, paslı metal kapıyı birkaç kez tıklattı. Çok geçmeden kapı açıldığında Tom, kendini yüzünü buruşturmaktan alıkoyamadı. Karşısında saçları kırlaşmaya başlamış, ince ve solgun suratlı, gözleri korkunç derecede kızarmış biri duruyordu.

''Morfin Gaunt?'' diyerek yüzüne belirsiz ve sahte bir gülümseme yerleştirdi. Adamın küçük gözleri merakla Tom'u süzerken, kurumuş dudakları aralandı ve neredeyse duyulmayacak kadar güçsüz bir sesle ''Benim,'' dedi.

''Ben Tom Marvolo Riddle, Merope Gaunt'un oğluyum.''

Morfin'in gözleri şaşkınlıkla büyürken, ''Sen... sen Tom Riddle'a çok benziyorsun,'' diyerek Tom'a biraz daha yaklaştı. ''Merlin aşkına, anlamıştım, o lanet herifin kopyası gibisin.''

Aralarındaki yakınlıktan rahatsız olan Tom, Morfin'i kendinden uzaklaştıracağı sırada adamın kolları beline dolandı. Bu anlamsız sarılmayı saniyeler sonra sonlandığında, Tom ellerinin arkasında Morfin'in asasını saklıyordu. Sandığından daha kolay almıştı, içinden şansına iltifatlar yağdırırken Morfin dolan gözlerini elinin tersiyle sildi ve vücudu gibi yaşlı olan sesiyle ''İçeri geç oğlum,'' diyerek kenara çekildi. Onun bu hareketi karşısında kendini zorlayarak yeniden gülümseyen Tom, ''Üzgünüm, şimdi gitmem gerek fakat daha sonra uğrayacağım,'' diyerek Morfin'in konuşmasına fırsat vermeden hızla bahçe kapısından geçti ve yeniden sokağa çıktı.

Biyolojik babasının evi birkaç sokak ötedeydi, kısa süre sonra kendini beyaz duvarlarla çevrili renkli bir bahçenin ortasında bulmuştu. Morfin'in evine oranla burası çok cıvık ve bakımlı kalıyordu. Sessiz kalmaya özen göstererek yeşil çimlerin üzerinde ilerledi, sonunda evin kapısının önündeki birkaç basamağa ulaştığında asasını çıkardı ve ''Alahomora!'' diyerek dış kapıyı açtı. Sessizliğini korumaya dikkat ederek eve girdi, ve kapıyı aralık bıraktı. Tam bu katta kimsenin olmadığını düşünüp merdivenlere yöneldiği sırada, bir kadının sesi kulaklarını doldurdu.

''Çayını tazelememi ister misin tatlım?''

Tiz ve ince bir sesti bu, Tom burnunu kırıştırarak çatal bıçak seslerinin geldiği tarafa doğru ilerledi. Saniyeler sonra geniş, ferah bir mutfağın açık olan kapısının önünde durmuş, kendisine iğrenç gelen manzarayı seyretmeye başlamıştı. Küçük, yuvarlak bir masanın etrafında oturan üç kişi. Önünde önlük bağlı, beyaz saçları başının altında dağınık bir topuz olarak toplanmış, buruş buruş suratı olan yaşlı kadının hemen karşısında kır saçlı ve sararmış dişlere sahip yaşlı bir adam oturuyordu. Mutlu suratlar, gereksiz kahkahalar. Gülümseyerek her iki yanında oturan yaşlı adam ve kadına bakan bir adam. Babası. Dağınık siyah saçları, biçimli kaşları ve ışıldayan gözleriyle aynı kendisine benziyordu; onu öyle görünce yüz hatlarından nefret etti. Böylesine mutlu görünmesi içindeki nefreti katlamıştı sanki, sinirden elleri titremeye başladığında derin bir nefes aldı, ve mutfağa girdi. Adım sesleriyle beraber masada oturanların suratındaki mutluluk ifadesi yerini şaşkınlığa bırakmıştı. Tom alayla kaşlarını kaldırdı, ve çatalında takılı olan zeytini ağzına götürürken donup kalan babasına bakarak konuşmaya başladı.

Everlasting DarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin