Sung Gyu, etraftakilerin gözünden eline yapışmış gibi görünen telefonu, kimsenin bulamayacağı bir yere koyup diğer grup üyelerinin yanına döndü. L, Hoya ve Sung Jong onu umursamazken, bu garip davranışları çoktan Woo Hyun'un gözüne çarpmıştı. Fakat olay hakkında ufacık da olsa bir bilgisi olduğu için, Sung Gyu'ya ne olduğunu sormaktan vazgeçmişti. Korkuyordu. Onu kendi haline bırakması gerektiğini biliyordu. Ayrıca, kalbi acımakta olan bir adama nasıl tavsiyeler vereceği konusunda hiçbir fikri yoktu. Sung Gyu'yu ilk kez bir kız için ağlarken gördüğünde bile yanına gidip neden ağladığını soramamıştı. Moralinin bozuk olması onun da üzülmesine sebep oluyordu.
Sung Gyu içerideki tüm üyelere boş bir bakış attı. Hepsi telaşla saçları ve kıyafetleriyle uğraşıyordu. Bir tek kendisi sahne için hazırlanmamıştı. O gücü bulamıyordu kendinde. Her zaman ilk hazırlanıp herkesi toplayan Sung Gyu, ilk defa kimin ne yaptığını umursamamıştı. Aklı, düşüncelerini allak bullak eden hasta kızdaydı.
Sürekli onu düşünüyordu. Gözleri nasıldı, burnu küçük müydü büyük müydü, onu görse nasıl tepki verirdi... Her an aklındaydı bu sorular. Yemek yerken, şarkı söylerken, çekimlerdeyken hatta uyurken bile aklındaydı. Daha bir kez bile canlı olarak görmediği bu kıza, sadece mesajlaşaraktan bağlanmak garipti. İyi hissettiriyordu fakat tüm bunların saçma bir oyundan ibaret olduğunu düşünmekten kendini alamıyordu. Sadece ona yakınlaşmaya çalışan bir fan olabilirdi. Elbette ki fan olması fikrini değiştirmezdi ama hayatında en çok nefret ettiği şey yalan olduğu için, eğer Deiji her şeyin yalan olduğunu söylerse, o kızın yüzüne bir daha bakmazdı. Bakmamakla kalmaz, ömrü boyunca nefret ederdi. Kolay kin beslemezdi fakat, beslerse de ne olursa olsun ondan nefret etmekten vazgeçmezdi.
Bir an önce rüyalarına bile giren bu kızın yattığı hastaneye gitmeliydi. En son yaptıkları konuşmayı düşündükçe, içindeki çocuğu susturmayıp ağlamak istiyordu. Gitmesin, hep benden nefret etsin diyordu kendi kendine. Onunla ilgili gerçekleştirmek istediği bir sürü hayali vardı çünkü.
Birlikte, kiraz çiçeklerinin altında bisiklet sürmek gibi...
Kartopu oynamak gibi...
Yağmurda ıslanırken ona canlı sesiyle delice şarkı söylemek gibi...
Yazın kurak sıcağında herhangi bir ülkede tatil yapmak gibi...
Kokusunu içine çekmek, ona her zaman yanında olacağını söylemek gibi.
Ve en çok da, kollarını sıska olarak düşündüğü bedenine, sımsıkı sarmak gibi...
Sung Gyu için, değer verdikleri her zaman için önce gelirdi ki, konu aşk olunca ailesini bile umursamayacak türden bir insandı. Tabii ki hissettiği tüm bu yoğun duyguların henüz aşk olduğunu düşünmüyordu. Aşık olmak kolay değildi, belki, birazcık hoşlanıyor olabilirdi. Fakat ikisi sadece arkadaştı ve Sung Gyu, kendisinden nefret eden bu güçsüz kızın dayanağı olmak istediği için ona duygularını açamazdı. Dışarıdan, sadece telefonla mesajlaştığı ve hakkında hasta olduğundan başka bir şey bilmediği bu kıza duygularını söylerse, bir sapık gibi görülebilirdi.
Sonunda menajerleri gelip Sung Gyu'yu dürttüğünde ve hazırlanması gerektiği hakkında küçük bir nutuk çektiğinde, aklındakileri başka bir köşeye fırlatıp silkelendi. Artık sahneye çıkıp asıl benliğini bulmalıydı. Ama beyninin en ücra köşelerini bile pervasızca işgal eden bu kızı, nasıl unutacağı hakkında hiçbir fikri yoktu.
Belki de gidip, sadece onun için söylemeliydi. Ancak böyle yıllardır içine saklanmış olduğu benliğini dışarıya çıkarabiliyordu.
O kız, Sung Gyu'nun hiç bilmediği taraflarını ortaya çıkarıyordu. Ve zavallı Sung Gyu, hiç farkında olmadan bambaşka bir adama dönüşüyordu.
Hazırlanmak için ayağa kalktığında, telefonunun yanan ışığı gözüne çarptı. Hemen bakmaya korktuğu için, telefonu görmezden gelip kabine girdi. Fakat bu, şu ana kadar yaptığını düşündüğü en büyük yanlış olmuştu. Farkında olmadan bedenini saran korkusu ve gelen mesaja bakmayışı, ona daha büyük bir dert getirmişti.
≈≈≈
Bölüm yine kısa, bunun için üzgünüm. Hala gribim geçmedi bu yüzden bayağı saçma bir bölüm yazdım. Benim gibi hasta olmayın ve kendinize çok iyi bakın. Hava değişimi gerçekten de vücudu fena etkiliyor -_-
Sizleri aşırımsı çok seviyorum❤

ŞİMDİ OKUDUĞUN
00:00 // kim sunggyu
Short Storymargherita: 00:00 (00:00) margherita: Senden nefret ediyorum. (00:00) ~~~ Kalp hastası olması yetmezmiş gibi bir de bipolar bozukluğu olan Han Deiji, ve onun yoğun duygu değişimlerine maruz kalan dünyaca ünlü Infinite grubunun lideri Kim Sunggyu. ~~...