▶Gizemli Perde◀

598 37 0
                                    

Bilinmezlik.. Her şeyden daha zordu bilinmezlik. Bunu ilk annem ve babamı o kazada kaybettiğim gün yaşamıştım. Ne yapacağımı, nereye gideceğimi, kime ne diyeceğimi, ne hissedeceğimi dahi bilememiştim.. Dedem usulca;

أَلَيْسَ اللَّهُ بِكَافٍ عَبْدَهُ.

'Allah kuluna kafi değil midir?' mealindeki Zümer suresi 36 ayeti okumuştu..

Ve ben bugün yine o haldeyim.. Hastane koridorunda Nisa'nın annesi Cennet teyzeyi teselli ederken göz yaşlarımı gizlemeye çalışıyordum. Bugün can dostum için güçlü olmak zorundaydım..

Gözlerimi koridorun başına dikmiştim. Anlamsızca o yöne bakarken birden göz ufuklarımda Yusuf hoca belirdi. Kantinden su ve çay almış bize doğru geliyordu.. Oturduğum yerden kalkarak elinden tepsiyi alıp Nisa'nın babasına ve annesine ikram ettim önce. Sonra ona doğru ilerledim, Çayı alıp 'Allah razı olsun.' dedi.
Usulca 'Ecmain..' dedim duasına karşılık.
Bu kadar naif ve merhametli olmayı nasıl başarıyordu?..


Nisa, yavaş yavaş kendine geliyordu ama doktorlar bizi hala içeri almıyor ve net bir bilgi vermiyorlardı.

Bu defa göz menzilime dedem takıldı. Yanımıza ulaşınca sarıldım ve aynı anda hıçkırıklar dizildi boğazıma.. Dedem halimden anlarcasına yine o ayati okudu bana..

أَلَيْسَ اللَّهُ بِكَافٍ عَبْدَه.
ُ Allah kuluna kafi değil midir?'

Beni teselli ettikten sonra Yusuf hocaya sarıldı. Aralarındaki samimiyetle anlam verememiştim. Samimiyetten ziyade ne zaman tanışmışlardı?
Beynimi sorular kemirirken doktor odadan çıktı.

'Nisa Aydın'ın anne ve babası ile görüşelim.' dedi..
Neden herkes beni saf dışı bırakmak istiyordu. Ben de onun en yakınıydım.. Yüzümü buruşturup kafamı iki yana salladım.. Doktor Cennet teyze ve Malik amca ile birlikte odasına ilerledi. Arkalarından dualarını uğurladım.


...

Nihayet yarım saatlik bekleyişin ardından çıkabilmişlerdi odadan. Cennet teyzenin gözleri kan çanağı gibi, Malik amcanın sanki yarım saatte sakalları uzamıştı.. Cennet teyzenin yanına koştum hemen. Ayakta zor duruyordu. Sandalyeye oturmasına yardımcı olduktan sonra 'Ne oldu?' sorusunu sormak ile sormamak arasında gil-geller yaşadım. En iyisi onların anlatmasını beklemekti..

Malik amca başladı söze;

'Nisa.. Biricik yavrumuz..'

Gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı..

'Nisa'mın beyninde tümör varmış..' diye tamamlayınca derin bir boşluğa düştüm..

...

Yusuf hoca ile dedemin konuşmalarını duyuyordum uzaktan..

' Afra çok hassastır Yusuf. Dirençli görünmeye çalışır ama çabuk yorulur.. Tıpkı annesi.. Hafsa da böyleydi. İnatçı ve meraklıdır.. Bu yönüyle de..'

'Musab abi.. O da böyleydi..'

Babam! Babamı nerden tanıyordu? Bu rüya olamazdı.. Gözlerimi hafifçe araladığımda kolumda takılı olan serumu gördüm. Muhtemelen o acı habere vücudum direnememiş, bayılmıştım.. Yusuf hoca gözlerimi araladığımı farkedince kaçar gibi çıktı odadan.. Neler oluyordu? Bu gizemli perdeyi aralamam lazımdı fakat şu an tek düşündüğüm Nisa'ydı..

'Ni..Nisa.. Nisa nasıl dede..' diye sordum zorlukla..

'Nisa iyi kızım.. Yarın taburcu edecekler tedavisine evde devam edecek inşaAllah.'

'Şükürler olsun..' diyebildim..

Saat 9 olmuştu. Bu gece Nisa'nın yanında kalmak istiyordum ama Cennet teyze

'Eve git iyice dinlen kızım. Yarın Nisa'nın sana ihtiyacı olacak..:
deyince kendimi gitmeye mecbur hissettim..

Yusuf hoca ile Afra'nın bağlantısı ne?
Afra'nın babası Musab'ı nerden tanıyor?
Yusuf hoca ile Afra'yı neler bekliyor?

Magazin gibi mi oldu ne
Okuduğunuz için teşekkur ederim. Beğeni ve yorumlarınızı benim için çok önemli. Allah'a emanet olun

LÜTF-U AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin