▶Kutlu Yolculuk◀

489 34 5
                                    



Bugün, hayatımda gerçekleşebilecek en güzel günlerden biriydi..

Rabbim nasip etmiş, okuldan 40 kişilik bir kafile ile Kutsal topraklara gitmek için hazırlıklara başlamıştık. 15 hoca 24 seçilen öğrenciden oluşuyordu kafilmiz. Başkanımız Ömer Hoca, son 13 yıldır her sene bu görevle geliyordu kutsal topraklara.. Medine Rehberi olarak Yusuf hocayı tayin etmişti. Malum, üniversiteyi burada okuduğundan, her yerini karış karış avucunun içi gibi bildiğini söylerdi..

Aradan bir buçuk ay geçmiş biz Yusuf hoca ile tek kelam etmemiştik. Belki de edememiştik.. Hayır vardı elbet bazı şerlerde, biz bilemezdik ya, Allah bilirdi..

En büyük sevincim ise, dedemin de kafileye katılacak olmasıydı. Hac ve umre deneyiminden faydalanarak hazırlıklar sırasında bana yardımcı olmuş, pasaport işlemlerini tamamlayıp almamız gerekenleri birlikte almıştık..

Uçağımız Cidde havalimanına iniş yapacaktı. Burası mikat sınırı içinde olduğundan ihrama evlerimizde girecektik.

İhram için gerekli hazırlıkları gördükten sonra

'Allah'ım umre yapmak istiyorum. Bunu kolaylaştır ve kabul eyle.'

diye niyet ve telbiye ile ihrama girdik.
Artık bize günlük hayatta yasak olmamaksızın ihram ile yasak olan şeyler vardı.

Koku sürmek, avlanmak, otlara ağaçlara zarar vermek, bayanların yüzlerini örtmesi ve kötü söz söylemek gibi..

İki rekat sefer namazı kıldıktan sonra komşularla ve akrabalarla helalleşip okula doğru yürüdük. Okulun önünde toplanıp havalimanına gidecektik.

...

Ve nihayet vakit gelmiş çatmıştı. Kalp çarpıntılarım, olağan üstü heyecanım ve gözyaşlarım ile binmiştim uçağa.. İşte sanki bugün yeniden doğuyordum. Bu duyguyu nasip ettiği için Rabbime şükranlarımı sunarken, uçak havalanmaya başlamıştı.

...

Yaklaşık üç buçuk saatin sonunda Cidde havalimanına iniş yaptık. Buradan karayolu ile Mekke'ye geçiş yapacaktık. Cidde-Mekke arası da bir saat sürüyordu.

Mekke'ye varıncaya kadar arabaya, uçağa binişte ve indiğimiz yerde, uçakta, yürürken, otururken, ayakta iken, inişte, yokuşta, mekan değiştikçe ve farz namazların arkasından her fırsatta telbiye, tekbir, tehlil ve salavat-ı şerifeyi erkekler yüksek sesle, bizler ise kısık sesle söyledik..

Mekke'ye yaklaştığımızda ise
"Allah'ım! Burası senin haremindir, emin kıldığın yerdir. Bizi cehenneme girmekten koru. Kullarını dirilttiğin gün bizi azabından güvende kıl, bizi dostlarından ve itaatkâr olanlardan eyle" diye dua ettik..

Otobüsle Mekke'ye varınca otele gidip odalarımıza yerleştik. Odalarda öğrenciler üçer kişi hocalar ikişer kişi kalacaklardı. Ömer hocayla Ahmet hoca, dedem ile de Yusuf hoca kalacaktı. Ben, Ayşe ve Zeynep de bir odaya yerleştik.

Ardından vakit kaybetmeden Harem-i Şerife gitmek üzere otelin önünde toplandık.

Yine telbiye, tekbir, tehlil ve salavat-ı şeriflerle,
" Allah'ım! Rahmet kapılarını bana aç ve beni kovulmuş şeytandan koru." diye dua ederek yürümeye başladık..

Şimdi ise Beytullah tüm zerafeti ile karşımızdaydı..
Hacer-i bir teslimiyet, İbrahim-i bir zihniyet ve Rasulullah'ın adıyla:

"Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ederim, Her türlü övgü Allah'a mahsustur, Allah'tan başka ilah yoktur. Allah en büyüktür. Allah'ım! Bu senin Evindir. Onu Sen yücelttin, Sen şereflendirdin, Sen değerli yaptın. Onun yüceliğini, şerefini ve değerini artır. Ya Rabbi! Onun değerini artıran, onu şereflendiren, ona saygı gösteren kimsenin şerefini, saygınlığını, heybetini, yüceliğini ve iyiliğini artır. Allah'ım! Sen selamsın ve selamet ancak sendendir. Bizi selametle yaşat ve selamet yurdun olan cennetine koy, ey Celal ve ikram sahibi Allah'ım! Sen her şeyden yücesin ve her şeyden üstünsün"
dedik..

Hacer'ul Esved hizasına gelerek ellerimizi omuz hizamıza kaldırıp 'Bismillah, Allahu Ekber' diyerek o mübarek taşı selamladık. Başta Ömer Hoca olmak üzere tek tek yaklaşıp Hacer'ul Esved'i öptük.

Umre tavafımızı yapmak üzere Beytullah'ı solumuza alarak "Allah'ım! Senin için umre tavafını yedi şavt olarak yapmak istiyorum. Onu benim için kolaylaştır ve kabul eyle" deyip başladık. Her şavtta Rûkn-i Yemaniyi ve Hacer'ul Esved'i selamladık.. Bu duyguyu tarif etmek imkânsızdı..

Tavafımızı bitirdikten sonra Makam-ı İbrahim'de iki rekat tavaf namazı kıldık.

Tavaftan sonra Kâbe'yi görebileceğimiz yüksekce bir yere oturup, izlemeye ve dua etmeye başladık. Öyle güzeldi ki, Onu izlemek bile ibadetti.. Ömer Hoca bizlere Kâbe'nin yapılışı ve tarihi hakkında kısa bilgiler verdi. Sonra İslam'ın Mekke'de doğuşunu ve Efendimiz'in çektiği sıkıntıları anlattı..

Gün böyle geçmiş, yatsı namazımızı Harem-i Şerifte kılıp otele gidip dinlenmeye çekilmiştik..

...

Sabah namazı ile uyananlar da vardı, sabaha kadar ibadetle meşgul olanlar da.. Burada uyumak mümkün mûydü?

Bugün Sa'y vazifemizi yerine getirecektik. Sabah namazı için gerekli hazırlıkları görüp Kâbe'ye gittik. Namazımızı eda edip, Safa'ya doğru yürümeye başladık. Safa'ya vardığımızda "Allah'ım! Senin rızan için Safa ile Merve arasında yedi şavt olarak umrenin sa'yını yapmaya niyet ediyorum" diye niyet ettik.


Zihnimde bu ibadetin bize bir hanımdan kaldığı canlandı..

İbrahim Peygamber, eşi Hacer ve çocuğu İsmail'i Allah'ın emri üzerine, tabiri caizse kuş uçmaz kervan göçmez çöle bırakmıştı. Arkasını dönüp giderken Hacer validemiz ona, Ya İbrahim, bizi burada bırakıp gidecek misin? Diye sormuştu.. Hüzünlenen İbrahim aleyhisselam ona cevap bile verememişti.. İşte o zaman Hacer, bunu İbrahimin değil Allah'ın istediğini anlamış, şayet bunu senden Allah istiyorsa git, git Ya İbrahim, Allah bizi mahsun etmeyecektir, demişti..
Çok geçmeden, henüz o zamanlar bebek olan Hz. İsmail, susuzluktan ağlamaya başlamıştı.. Etrafta su namına hiç bir şey yoktu.. Hacer validemiz yavrusuna su ararken Safa ve Merve tepeleri arasında yedi kez gidip gelmişti.
İşte İslam, kadına öyle değer veriyordu ki, onun merhametinden dolayı çocuğuna su ararken yapmış olduğu hareketleri ibadet saymıştı. Bizler ise burada bir Hacer olarak, tüm teslimiyetimizle Rabbimize yönelmiştik.

...

Umre'de yapmamız gereken rûkunları yerine getirmiş ve Mekke'nin bazı bölgelerini de ziyaret edip üç gün burada kaldıktan sonra Medine'ye gitmek için otelden ayrılmıştık..

LÜTF-U AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin