UMUT VE DOSTLUK

257 15 13
                                    

HAYDİ BİSMİLLAH :)

Düşen umutları hangi el kaldırırdı ki yerden ?

Düşene bir de biz vurmaz mıydık her seferinde ,söylemez miydik dilimizden dökülen geçmişi her tükenen umudun peşinden ?

Dile getirmez miydik saklanan onca yaşanmışlıkları kırılan bir hayalin gölgesinde ?

Peki ya saklamaz mıydık duygularımızı geçmeyen yaralarımızın bıraktığı derin izlerde , solmayan gülüşümüzün pençesinde?

Her zaman bir umut saklayacaksın ki içinde bütün umutların bittiğinde son umudun olsun. Oysaki umut her tohumu yeşertirmiş derlerdi. Bende olacaklara inanmak istiyordum. Arkamızda bıraktığımız acı dolu hatıralardan gelecek buruk bir gülümsemenin içimde bırakacağı ufak bir kıvılcımın sebep olacağı aleve inanmak istiyordum.

Hikaye değildi tüm bu yaşanılanlar belki de gerçekleşmeyi bekleyen ,sadece doğru zamanı bekleyenlerin ,olacaklardan habersiz küllerinden doğan bu ateşi körüklemeleriydi bir bakıma.

...

Yazacaklarımdan çok yaşadıklarım önemliydi.

Düşündüklerimden çok ise hissettiklerim...

Sonuçta kalbimiz ile karar veriyoruz ama bu oyunda hamleyi yapan her zaman beynimiz oluyor.

Doğru stratejiyi güdemezsek ne gayemize ulaşabiliriz ne de bu yolun sonunu görebiliriz.

Oynadığım her taşın bana kazandıracağı şöhretten çok kaybedeceklerime

verdiğim ödünlerimle yaşıyordum. Unutulmaya yüz tutmuş kirli bir sayfadan geriye kalan tek bir

kağıttı benimkisi. O kağıda yazılacaklar dilimden dökülen sözcüklerden çok kalbimden geçecek kişiye

ait sevgi tohumumdu benim.

O tohumları ekmek için bir tarladan çok büyütmek için suya ihtiyacım vardı.

Tohumun suya olan ihtiyacı gibi yüreğimin de sesine ihtiyacı vardı.

Kulaklarımın sesine, gözlerimin aşk dolu bakışlarına , mantığımın ise seni hissetmeye ihtiyacı vardı.

Benim sen olmaya seninde benimle olmaya ihtiyacın vardı.

Biz birbirimiz için ulaşılmayacak kadar değerli, var olmayacak kadar sıra dışı iki kişiydik.

Aslında biz aşık olan bir çift değildik aşkı var eden iki deliydik.

Bu delilerin aşkı kadar gözleri de öyle bir dönmüş olmalı ki birbirleri için tutuşurken onlar için

yananları görmez olmuşlar. Çünkü onlar çoktan buhar olup tekrar yeryüzüne düşen iki su damlası

olacaklardı.Birimiz her zaman tohum olarak kalacaktı. O fedakarlığı ben yapacaktım senin için ve

seninle büyüyecekti aşkımın küllerinden doğan alevini...

...........

Hatırlıyor musun tutmak için can attığımız onca verilen sözü...

Benim hiç aklımdan çıkmıyor da. Ne seninle yaşadığım anlar ne de bana hissettirdiğin tarifi imkansız duygular aklımdan hiç çıkmıyordu.

Bunlardan bahsederken yine nefret ettim ;yaşanmış ve bir daha olmamış geçmiş yıllarımdan..

İstemezdim senden bu kadar uzaktayken bir o kadar da yanımda hissedecek kadar var olabilmeni...

Oluruna Bıraksam Olur Musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin