Doğruluk mu Cesaret mi?

56 10 1
                                    

Merhaba Canlarım :*

Karakterleri merak ettiğinizi biliyorum aslında onlar için ufak bir tanıtım videosu hazırlayacaktım ama bir türlü zamanı yakalayamadım. en kısa zamanda karakterleri zihninizde betimleyebilmeniz için paylaşacağım. Keyifli okumalar :)

Şükran annemi görmemle boynuna atılmam bir oldu. Burnumu boyun girintisine gömerek kokusunu içime çektim. Buraya nasıl ve neden geldiği kesinlikle umrumda değildi. Şu an buradaydı, yanımdaydı ve ben ona sarılarak ayakta duruyordum. Bedenim onunla buluşunca asıl güveni hissetmiştim. O hep böyleydi zaten. Küçükken de düşsem koşarak yanıma gelirdi. Beni sorgulamadan ,yargılamadan yanımda olurdu. Kapatamadığım yaralarımı hep o sarardı. Yine yanımdaydı, yine hasretiyle kokan,güven veren sesi özlemimi kapatıyordu. Gözlerimiz buluşunca 'nasıl' şeklinde bir bakış attım. Konuşmama fırsat vermeden bakışlarımla yönelttiğim sorumu cevaplamıştı.

''Annenden Antalya'ya geleceğini duydum. Yalnız kalmanızı istemedim. Hem benim yemeklerim varken öyle sağlıksız şeyler yediremem ben sana.Tek kızımı böyle bırakamazdım.''

O hep böyle düşünceliydi işte. Beni de kendi çocuklarından hiç ayırmazdı.Her fırsatı değerlendirir ve görüşürdük. Bebekliğimden beri onun elinde büyümüştüm ben. Hem dadım hem süt annem olmuştu.

''İyi ki geldin, çok özlemişim. Hem ... ihtiyacım var sana annem.'' dedim kederle yoğrulmuş tarifsiz sesimle.

''Ben de öyle hissediyorum. Uzun bir tatil olacak gibi ha?'' diyerek tek gözünü kırptığında,

''Sanırım.'' dedim tebessüm ederken.

''O zaman benim yakışıklı oğlumu da çağıralım ;deniz ,kum ,güneş.. Ne dersin.Tadını çıkarın biraz.'' dediğinde,

''İnanmıyorum Çınar burada mı? Ne bekliyoruz çağıralım gamzeliyi.'' dedim itiraz etmeyen bir ifadeyle. Çınar Şükran abla'nın küçük oğluydu ve 21 yaşında üniversite 3. Sınıfa gidiyordu ayrıca inanılmaz yakışıklı biriydi. Kusursuz yüzü ve kaslı vücudu ile birçok mankene taş çıkarırdı. Yüzünde geniş çukurluklara sahip gamzeleri onu sempatik biri yaparken , yeşil gözleri de inanılmaz seksi bakışlara sahip olmasını sağlıyordu. Girdiğimiz ortamlarda tüm kızların dikkatini üzerinde toplayan biriyle yan yana olmak beni de havalara sokmuyor değildi. Kim süt kardeşi olduğumuza inanır ki? Hadi ama bu çocukla kardeş olunmazdı ki. Herneyse kendime gelmeliyim. Süt kardeşime yürüyemezdim. Düşündüklerim yüzümde gülümsemeye sebep olurken Şükran annemin beni iç sesimden ayıran sesini duydum.

'' Neye gülüyorsun öyle sen?'' dedi yüzümdeki gülümsemeyi sorgular tavrıyla.

'' Düşünüyordum sadece. Çınar gelince kızların bana atacağı öldürücü bakışlara nasıl katlanabilirim diye. Sevgili sandıkları yetmiyor gibi bir de çocuğun kısmetini kapatıyorum. Günah valla'' dedim gülerek. Şükran annem de kahkahalarıma katılınca ;

''Olacaksa gelinim sen ol tabi'' demesi ile bunu bu kadar ciddi bir tonda söylemesiyle ağzımın aralanmasına engel olamamıştım. Söyleyecek bir cevabım olmaması üzerine sadece tebessüm etmekle kalmıştım.

''Cem , Buse hadi Azra'lara gidelim.'' diyerek bizimkilere seslendim. Cem Azra'nın kim olduğunu bilmediğinden yüzüme bakakalmıştı keza bu hali gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırmama neden oluyordu. Onu daha fazla merakta bırakmamak adına :

''Azra, benim ilkokul arkadaşım. Biz Antalya'dan taşınmadan önce hep birlikteydik. Geçen yıl bizim yazlığın yanındaki evi satın almışlardı. Birkaç metre ileride oturuyorlar. Hadi gidelim çok özledim kardeşimi'' dedim.

Oluruna Bıraksam Olur Musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin