Patronum'un Oğlu

Dört: Sarhoş

Huang'ların evindeki partiden sonra 3 gün geçmişti, Kris Tao'yu ve emme özelliğini unutamıyordu. Açıkçası Tao'nun poposunu ve ağzını hissetmesine hala inanamıyordu. Videolarını izleyeyince bu çocuk mu bana blowjob verdi diye düşünmeden edemiyordu.

İş yerinin masasında otururken patronuyla nasıl yakın olacağı hakkında düşünmeye başladı. Bu şekilde seksi oğluna yaklaşıp onu becerebilirdi. Lanet bir sapığım

Daha sonra aklına patronunun Mr. Kim ile çok takıldığını hatırladı. Evlerinde oradaydı ve ailesiyle birlikte samimi gibi görünüyorlardı. Sandalyesinden kalkarak kendi gibi ünvana sahip olan adamın ofisine girdi.

''Bay Wu nasıl yardım edebilirim?'' diye sordu

''Junmyeon. Adınla hitap edebililir miyim-''

''Hayır'' bilgisayarındaki işe devam ederken konuştu

''Ah peki'' ensesini kaşıdı uzun olan. ''Um şeyi merak ediyordum.... Bay Huang ile yakınsın, ne tür şeylerden hoşlanır?'' diye sordu garipçe

''Evli olduğunu biliyorsun değil mi?'' Junmyeon kaşını kaldırarak sordu

''Ne? Hayır. O şekilde değil. Onun yakını olmak istiyorum, elbette evli olduğunu biliyorum''

''Oh üzgünüm. Dur düşüneyim'' bilgisayardan kaldırdı kafasını be etrafına bakındı. ''Arabaları sever, futbol ile ilgilenir. Golf ile de ilgili sanırım. Bu yardımcı oldu mu?''

''Evet teşekkürler. Sonra görüşürüz'' diyerek ofisten ayrıldı. İçlerinden en beğendiği arabalardı, bu konu hakkında bir muhabbet açabilirdi sonuçta. Futbol bilmese de öğrenebilirdi, golf mü? hayır bu onun tarzı olamazdı

Kris futbolun en iyi seçenek olduğunu düşünmüştü çünkü evine gidip maç izlemek daha olanaklıydı. Sıradaki maçları telefondan öğrendi. Cumartesi günü güzel iki takımın maçı vardı. Harika. Planı uygulamanın zamanı.

Küçüklüğünden beri arkadaş edinmeyi bilmezdi bu yüzen bitch face ile patronunun ofisinin önünde kendini hazırladı. Kapıya tıkladı, patronu izin verince içeri girdi

''Oh Kris, senin için ne yapabilirim?''

''Pek önemli değil. Aslında geçen hafta için teşekkür etmek istemiştim''

''Umarım eğlenmişsindir'' oh evet eğlendim

''Evet, aslına bakarsın hafta sonları futbol izlerim ama sizin eve gelmek daha cazipti '' sakin ol adamım

''Futbol sever misin?'' patronu eğlenerek sordu

''Oynamam ama izlerim evet. Bu cumartesi akşamki maçı izleyecek misiniz?''

''Elbette, asla kaçırmam''

''Ben de fakat, yalnız olurum. Sadece bira ve ben'' diye güldü

''Yalnız mı? Bu iyi değil. Yine gelmeye ne dersin, bu sefer maç izleriz ve bira içeriz'' patron kafa çıktı

''Oh rahatsız etmek istemem'' nazlan biraz

''Rahatsız etmezsin. Çok sevinirim''

''Kulağa hoş geliyor'' arkadaşça bir gülümseme verdi

--

Cumartesiden beri Tao kendini aptal gibi hissediyordu. Kris'in sıcak kalınlığını ağzında hissetmesine bayılmıştı ama becerilmediği için hayal kırıklığına uğradı. Onu tekrar görebilmeyi umdu. Son zamanki gibi olmayacağına söz verdi kendi kendine

Annesi yemeğe gelmesi için bağırdığında aşağı indi.

Sessizce yemeğini yerken babası birden konuştu