-
Kris altında sadece iç çamaşırlarıyla Tao tarafından koridora çekildi, Tao ise altına hiçbir şey giymeden üstüne poposunu yarım olarak kapatan bol bir kazak tişört giyiyordu. Koridorun başındaki odaya girdiler. Tao ona döndü
''Bu benim odam'' seksi bir bakış atarak dudağını ısırken konuştu. Genç olan uzun boyluyu elinden tutmaya devam ederek yatağına oturttu. Kocaman yatağın üstünde yumuşacık yastıklar vardı.
''Burada bekle'' dedi hala seksi tonuyla konuşurken. Kıyafet dolabına gidip yukarıdaki raflardan birinden büyük bir kutu çıkardı.
Kris'in yanına giderek kucağına koydu
''Bu ne?'' diye sorarken aklında bir kaç tahmini vardı. Tao yatakta kucağı açıp bir şekilde rahatça oturanın kulağına eğildi
''Benim oyuncak kutum'' diye fısıldadı. Dizini yatağa atarak ortaya geçti. Bu sıra Kris kutuyu açıp içindekilerine baktı. Tam düşündüğü gibi seks oyuncaklarıyla doluydu. Bazılarını videolardan görmüştü, Tao'ya baktı
''Benimle oyna babacık'' dedi alayla. Zevkle bebeğim
Kris kutuyu yanına koydu ve büyük yatağın ortasına Tao'nun yanına gitti. Bacaklarını ayırıp üstüne yattı ve daha sonra elini belinin arkasına koyarak onu yatakta kucağına aldı. Çocuğun tişörtünü sıyırıp çıkardı. Altında ise leoparlı kız iç çamaşırı giydiğini gördü.
Yaramaz çocuk.
Boynundan tutarak onu kendi dudaklarına çekti. Sertçe öpmeye başladı. Birbirlerine açmışlarcasına dillerini kullanıp ruhlarını emiyorlardı. Bu sıra Tao vücutlarını birbirine yaslayıp kedi gibi kendini onun kucağına sürtüyordu.
En sonunda Tao kendini çekti ve derin nefesler alarak karşısındakinin dudaklarına baktı. Kris unutulmuş kutuya gitti ve eline bir çift kelepçe aldı.
''Eller kafanın üstüne kedicik''
''Peki babacık'' diyerek hiç düşünmeden itaat etti. Kris kafasının üstündeki bileklerini birleştirip onu yatak başlığına bağladı. İş adamı küçük oyuncağına baktı, kelepçeli ve savunmasız. Tam istediği gibiydi
Tao'nun göğüs ucunu ağzına alıp küçük bir dil attı. Tao'nun tepkisini görünce gülümsedi. Yavaşça erekte olana dek dil atmaya devam etti. Daha sonra diğer göğüse gittiğinde aynı uygulamayı çekinmeden ona da yaptı. Genç olanın bedeni yılan gibi kıvranıp derin ve kesik nefesler alıyordu. Kris'in onunla oynamasını sevmişti. Ve kendini yalvarırken buldu
''Lütfen'' diye sızlandı. Kris güldü
''Lütfen ne? Ne istiyorsun?''
''L-Lütfen dokun bana'' Kris çocuğun sertliğine baktı. Üstünde çamaşır varken elledi
''Ahh~ lütfen''
''Lütfen kim?''
''Lütfen babacık''
''Uslu çocuk'' Kris ona yardımcı olarak yatakta dizleri üstünde durmasına yardım etti. Tao elinin ters dönmesiyle acıyla sızladı, hala yatağa bağlıydı.
Büyük olan onun varla yok arası olan iç çamaşırını dizlerine indirdi. Tao bu şekilde istemese de pembe deliğinin görüntüsünü ona sunmuştu. Bir şeyle doldurulması için yalvarıyor gibiydi. Tao ise sabırsızlanmaya başladı bu yüzden poposunu iki yana salladı. Kris'in bir şey yapmasını beklerken aldığı cevap bir şaplak olmuştu
''Ahhh'' bağırdı. Başka bir şaplak daha
''Kendine bir bak, çok istekli'' *Şaplak* ''Çok savunmasız'' *Şaplak* ''Seni becermemi istiyor musun?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronum'un Oğlu
Fanfic▸ Tao 18, Kris 29 yaşında Uyarılar; daddykink! yetişkin içerik, yaş farkı, slut-shaming (kötü laflar ile aşağılamak), bondage, halka açık yerde cinsellik → Hikaye Suga_high çeviri ve poster pathcode'a aittir