Yirmibir: Kabullenme

7.7K 292 66
                                    



Bay Huang oğlunun durumuna ne yazık ki hala alışamıyordu. Kris'in anlattıkları ve oğlunun aslında kim olduğunu öğrendiği için kendine de kızgındı. Kris oğlunu tanıyor fakat o bilmiyordu. Her zaman oğlunun babasına karşı dürüst olduğunu düşünen adam aslında biraz kendi eski çalışanını kıskanmıştı.

Kolej partilerine gitmeler, sarhoş olmalar, barlara gitmeler, ve en kötüsü neredeyse tecavüze uğrayacak olması... Bunları düşündüğünde korkunç hissediyordu. Eşine söylememişti, bunu yapamazdı. Eşi zaten Tao hakkında duygusalken bunu yapamazdı.

Bayan Huang bir yandan Tao'nun son durumundan dolayı fazlasıyla üzgündü. Eski neşeli oğlu yerine her gün odasında ağlayan neredeyse yemek yemeyen ve yüzünü göstermeyen oğlu gelmişti. Kapıyı açması için her ne kadar yalvarsa da hiçbir zaman işe yaramadı. Bu yüzden sadece odadan çıktığı gece saatlerde onun yüzünü görebilmek için uyumadı. Fakat oğlu annesini gördüğünde onu rahat bırakmasını söylemişti


O gece Bayan Huang eşinin kollarında ağlamıştı. Bir anne için çok zor olan bu durumdan dolayı ağlıyordu.


Aynı gece Bay Huang artık yeter demişti ve eşinin ağlaması ona yettiğinde Tao'nun odasına girdi. Çocuğunun üstünde hiçbir şey olmadan yatakta ağladığını görmüştü, işte o zaman vücudundaki kemikleri sayabiliyordu. Gözlerinin altı mosmor olan çocuk perişan haldeydi. Tao onu fark edemeden odadan çıkmıştı en sonunda. Gördüğü manzara kalbinin yanmasına yetmişti ve odanın dışındayken ağlamaya başlamıştı. O görüntüyü kaldıramıyordu, oğlu artık pes etmişti, ölümcül bir hastalığı varmışçasına çökmüştü. Eğer böyle de giderse onun hastalanacağı düşüncesiyle vicdanı daha da sızlamıştı. İyi bir baba olamamasına ve yaptığı eserine ağladı



Eşinin kızarık gözleriyle odaya girişini görünce Bayan Huang sordu

''Seninle konuştu mu?'' umutluydu

''Hayır'' dedi adam

''Ne yapıyorsun?'' telefonunu alıp bir numara tuşladığını gördü

''Kris'i arıyorum. Onunla ve Tao ile konuşmamız lazım'' burnunu çekerken söyledi



Kris, Huang'ların evinin kapısını büyük bir endişe ve korkuyla çaldı. Bay Huang dün gece onu yarın gelmesi için çağırmıştı. Ve sabah uyandığı gibi yaptığı ilk şey bu oldu Kris'in. Elleri titreyerek zili çaldığında eski patronunun hizmetlisi kapıyı açtı

''Bay Wu, özür dilerim fakat sizin eve girmenize izin veremem'' diyen genç bayan bir süre sonra Bay Huang'ın sesiyle zıpladı

''Sorun yok, girebilir. Ben çağırdım''

''Buyrun'' bayan biraz çekilip geçmesine izin verdikten sonra kapıyı kapayıp işine geri döndü

''Seni çağırdım çünkü Tao ile birlikte konuşmalıyız. O günden beri hiç iyi değil, artık onu böyle görmeye katlanamıyorum'' diye başladığında Kris şaşkındı Tao'ya olanlardan dolayı. Bu sırada Bayan Huang da geldi yukarıdan

''Odasından çıkmıyor, her şeyi denedim ama aşağı inmiyor. Kris'in geldiğine bile inanmadı. Ne yapacağımızı bilmiyorum'' dedi telaşla.

''B-benim deneme mi ister misiniz?'' diye önerdi. Riskli bir soruydu fakat yapmalıydı

''Kris bilmiyorum...''

Patronum'un OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin