-
Kris arkadaşıyla telefonda görüşme yaptıktan sonra Tao'ya olan duygularını fark ettiğini gün boyu unutamamıştı.
Ofis sandalyesine derin bir nefes vererek yaslandı. Bunun hakkında çok düşünüyordu, Tao'yu o şekilde sevmediğine kendini ikna etmeye çalışıyordu.
Masasından kalktı ve Tao'nun çalışma alanına gitti. Çocuğun bilgisayarda harıl harıl çalıştığını gördü
Lanet olsun, çok seksi görünüyor
''Hey seksi şey'' Kris en boğazdan ve çekici sesini kullanarak Tao'yu arkasından yakaladı. Küçük olan kısa sürelik irkilmeyle zıpladı ama kafasını kaldırdığında karşısında Kris'i görünce gülümsedi
''Merhaba babacık'' dudağını ısırarak uzun olana bakıp hafifçe iç geçirdi. Onu takım elbise içinde görmeye alışamamıştı, her an karşılaştıklarında kalbini feth ediyordu
''Nasıl gidiyor?'' Kris işi kast ederek sordu.
''Yavaş''
''O zaman şuan meşgul değilsin?''
''Hayır, neden? Bana ihtiyacın mı var?'' Tao başını şirin bir şekilde yana yatırdı
''Aslında evet, fotokopi odasında yardıma ihtiyacım var'' Aslında Kris sadece takılmak istiyordu
''Oh pekala'' Tao gülümsedi ayağı kalkarken
İkisi odaya girdiler ve kapıyı kapadılar. Tao arkasına baktığında Kris'in arkası dönük bir şeyler aldığını gördü. Tao içindeki heyecanlanmayı tutamıyordu, liseli aşıklar gibi hissediyordu yine
Fakat Kris elinde bir top kağıt ile arkasını döndüğünde yüzü düştü.
''Onlar ney?''
''Kağıt, fotokopi odasında başka ne yapabiliriz?'' Kris güldü. ''Hepsinden 2'şer tane'' dedi ve kağıtları göz kararı ikiye ayırıp diğerine verdi
''Haklısın'' Tao elindeki kağıtlarla fotokopi makinasını açtı. Kris onun arkasından gülüyordu, çünkü Tao üzgün olduğunda dudak büzerdi ve bu haldeyken çok tatlı olurdu.....
Of Kris hayır düşünme böyle!
Ani hareketle çocuğa arkasından sarıldı
''Ne o? Başka bir şey mi bekliyordun hmm bebeğim?'' dedi.
''Hayır'' Tao kekelemeden konuşabildiğine sevindi
''Yalan söyleme'' dedi ses tonunu alçaltarak.
''B-belki'' gözlerini kapadı ve Kris'in onun ensesini öpüşünü hissetti
''Pekala, seni zaten bu yüzden çağırmıştım''
''Gerçekten mi?'' Tao heyecanla sordu
''Gerçekten'' diyerek kalçasını diğerinin poposuna yasladı. ''Fakat, kopyaları da halletsek iyi olur''
''Tamam o zaman işe dönelim'' Tao kıkırdadı ve kağıtların kopyalarını çıkarmaya başladı. Daha hızlı yaparsa daha çabuk biterdi, bu da daha fazla oynaşmak demek olurdu.
Tao bitirdiğinde sıra Kris'in kendi kağıtlarına gelmişti, bu sefer Kris fotokopi makinesinin karşısına geçti.
''Kağıtları zımbalamak için zımbayı bulabilir misin benim için?'' Kris istekte bulundu
''Elbette patron'' Tao mırlayarak odadan çıktı, sekreterlerin zımbalarını istedi fakat hiçbiri vermeyince son olarak boş bir sekreter masasına gitti, bu Bayan Park'ın masasıydı, ondan gizli alsa ne sorun çıkardı ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronum'un Oğlu
Fanfiction▸ Tao 18, Kris 29 yaşında Uyarılar; daddykink! yetişkin içerik, yaş farkı, slut-shaming (kötü laflar ile aşağılamak), bondage, halka açık yerde cinsellik → Hikaye Suga_high çeviri ve poster pathcode'a aittir