Madison'un Ağzından.
"Madison, Matt hadi! Top oynamayı bırakın da gelin artık. Yemekler hazır." annemin seslenmesiyle 3 yaşındaki kardeşimle oyun oynamayı bırakıp onu kucağıma alarak mutfağa götürdüm. Kardeşimi sandalyesine bırakıp annemin yanağına sulu bir öpücük bırakarak yemeğimi yemeye başladım.
Yemekten sonra anneme dönüp afiyet olsun diyecekken dönüşmüş olduğunu gördüm. Çığlık atarak geriye doğru bir adım atmışken sert bir bedene çarptım. Korkuyla arkamı dönerken dönüşmüş olan babamı gördüm.
Carl'ın Ağzından.
Çığlık sesleriyle uyandım. Bu seslerin Madison'un hücresinden geldiğini anladığımda üstümdeki örtüyü yere fırlatıp hücresine doğru koşmaya başladım. Hücrelerden yeni uyandıkları her halinden belli, şaşkın bakışlara aldırmadım. Hücresine girdiğimde Madi'nin yatağının ucuna oturarak terden sırılsıklam olmuş saçlarını okşadım.
"Madison." fısıldamamla çatılmış kaşları gevşedi. Bunu görünce gururla güümsedim.İşte benim kızım.
"Madison, hadi uyan güzelim." yavaşça gözlerini aralayıp etrafa bakınmaya başladı. Sonunda gözleri beni bulduğunda hızla yerinden doğrulup kollarını boynuma doladı. Sarılışına anında karşılık verirken omzumun ıslandığını hissettim. Ah! Ağlamasından nefret ediyorum. Kollarımla belini daha sıkı kavrarken omzuna bir öpücük kondurdum. Yavaşça ondan ayrılırken ileride ki duvarın orda bize doğru bakan bir silüet görmemle hızla yerimden doğruldum ve oraya koşmaya başladım. Arkamdan Madi'nin anlamsız mırıldanışlarını duysam da takmadım. Silüet beni gördüğünde tam kaçacakken onu tişörtünden yakalayıp kendime çektim. Jack! (Hatırlamayan olursa Madison'u kurtaran çocuk.)
"Amacın ne!?" sinirle bağırmamla hafifçe yerinden sıçradı.
"Jack?" Madison'un sesini duymasıyla ona döndü ve;
"Sadece ortama alışmaya çalışıyorum. Sizi görünce biraz izledim o kadar." umursamazca omuz silkip.
"Neyse görüşürüz." Jack gittiğinde Madison bana döndü ve;
"Bella'nın yanına gidelim mi?"dedi.
"Farketmez." kolumu omzuna atıp başına bir öpücük kondurdum. Sırıttığını hissedebiliyordum. O da ellerini belime sardı ve yürümeye devam ettik.
Bella'nın yanına geldiğimizde Bella yerinde yoktu. Madison bana kısa bir bakış atıp tuvaletlerin olduğu yere gitmeye başladı. Ben de arkasından ilerlerken Bella'yı karşımızda soluk teni ve parlayan gözleriye gördük. Ne yani dönüşmüş müydü? Bize doğru yalpalayarak gelmeye başlayınca kemerimden silahımı çıkarıp onu vurdum. Madi şaşkınca bana bakarken babamlara haber verdim.
Bu kısa bölüm için cidden çok üzgünüm en yakın zamanda yayımlamaya çalışacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Walking Dead:Madison (ARA VERİLDİ)
FantasyKorkunç olayların ortasında kalmış aynı zamanda hem hassas hem de güçlü bir genç kız. Olaylar patlak verdiğinde hiçbirşeyden habersiz ailesinin evde parçalanmış cesetlerini gördüğünde bile yılmadan, ayakta duran cesur kızı bir aşk yıkabilecek mi?