Multi Bella (gruba yeni katılan ailenin kızı)
İyi Okumalar.
Gece boyunca gözüme uyku girmemişti. Carlla aramız hala kötüydü ve bu onun umrunda değilmiş gibi görünüyordu. Kim bilir içinden neler düşünüyor diye geçirdim içimden.
Yavaşça yataktan kalkıp üzerimi değiştirdim ve hücremden dışarı çıktım. Bellayla karşılaşınca ona sahte bir gülüş atıp adımlarımı hızlandırdım ve dışarı çıktım. Onun da benden hoşlanmadığı bariz ortadaydı.
Carl'ın Ağzından.
Madison'u her ne kadar özlesemde bu siktiğimin gururu yüzünden gidip de sarılamıyordum. Fırtına gibi olan rüzgar tenime işleyip geçerken çürük kokuyu derince içime çektim. Gözlerimi kapatıp Madison'u düşünürken yanımda bir beden hissettim. Gözlerimi açıp baktığımda bunun Bella olduğunu gördüm. Kız her fırsatta yanıma geliyordu ve bundan rahatsız olmaya başlamıştım."Ne var Bella?" Diye sıkıntıyla sorduğumda biraz bozulsada belli etmemişti. Öyle gözüküyordu.
"Carl Madison la aranızda ne var?" Her ne kadar sanane demek istesem de sırf ailesi için demedim.
"Hiçbirşey"
"Emin misin?" Tam cevap verecekken.
"Seni ne kadar ilgilendiriyor Bella" diye alayla soran Madison'a baktım. Ağlamaktan gözleri şişmiş, çökmüş bir durumdaydı. Umursamayıp yürümeye başladım. Yaptıkları hemen unutulacak bir şey değildi.
------------------
"Carl bir dinler misin artık beni yeter?!" Yarım saattir Carl'ın peşinde beni dinlemesi için koşuyordum buraya döneli 2 hafta olmuştu ve Carl hâlâ benimle konuşmamakta kararlıydı. Ben yokken buraya 2 çocuklu bir aileyi almışlar. Birisi benim yaşlarımda yavşak bir kız ve diğeri de 3 yaşında küçük bir erkek çocuk. Kız şimdiden sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Gözü sürekli Carldaydı ve artık dayanamaz hale gelmiştim. Carl sonunda durduğunda ona yetişip karşısına geçtim."Neden benden kaçıp duruyorsun?" Ağlamaklı çıkan sesime küfür edip Carl'a bakmaya devam ettim. Herkesin karşısında ağlayamazdım ben. Bana acıyan gözlerle bakmalarından nefret ederdim.
"Gereksiz insanlarla konuşacak vaktim yok benim." Dedi ve gitmek için arkasını döndü. Bu sefer de onu kolundan yakalayıp bağırmaya başladım.
" Annesi, babası, kardeşi parçalanmış kimsesi olmayan biri daha ne yapabilirdi söylesene! Olaylar başladığından beri yalnızım ben! Affetmezseniz anlarım! Tek başıma da yaşayabilirim. Hatta şuan istemezseniz beni yine giderim. Ama sen beni affedene kadar asla gitmem Carl." Sözlerimi bitirdiğimde Daryl hızla gelip beni kolları arasına çekti. Sarılmasına karşılık verirken kafamı boyun girintisine gömdüm ve sessiz bir şekilde ağlamaya başladım.
" Ağlama artık ikiz. Yeterince üzülen var zaten." Yavaşça kolları arasından sıyrılıp Carl'ın yüzüne bile bakmadan Daryl'a fısıldadım
"Ben hücreye gidiyorum." Hücreme doğru yavaş adımlarla yürümeye başladım.
Hücreme vardığımda tam yatacakken beni izleyen Bella'yı gördüm. Ona ne var dercesine kafa sallayıp cevap beklemeye başladım."Carl'ı elinden alıcam. O benim olucak" diyip pis pis sırıtmaya başladı. Bu kız artık fazla oluyordu. Tamam, bu kadar yeter. Hızlı adımlarla yanına yaklaşıp yakasına yapıştım.
"Sen kendini ne sanıyorsun be! Bak kızım benimle bulaşma Tanrı şahidim olsun ki seni burda kendi ellerimle gebertirim!" Gözlerindeki saf korkuyu görmemle hafifçe sırıttım. Birden kolumdan çekilmemle affalladım.
"Madison yeter! Ne yapmaya çalışıyorsun?!" Carl'ın bana bağırmasıyla dolan gözlerimi tutamadım. Ama bu sefer ağlamayacaktım. Hırsla kendime çeki düzen verip gözlerimi buz mavisi gözlerine diktim.
"Bu seni ilgilendirmez."
"Nasıl beni ilgilendirmez! Kızın boğazına yapıştığını gördüğüm halde duramazdım. Tanrı aşkına amacın ne senin?" Resmen onu bana karşı koruyordu!
"Bu seni zerre kadar ilgilendirmez Carl." Sonradan ekledim.
"Ayrıca bir amacım falan da yok." Arkamı dönüp yürümeye başladım. Son duyduğum şey ise Carl'ın Bella ya endişeyle iyi misin diye sorduğuydu. Ondan sonrasını dinlemeden kendimi hücreye attım. Ve uykunun beni almasını bekledim.
Gece saçımda ki ellerle uyandım. Uyku sersemliğiyle yüzünü anlamaya çalıştım. Aman tanrım! Carl! Yavaşça fısıldadım.
"Carl" Tanrım yalvarırım bu rüya olmasın.
"Ş-şey Özür dilerim uyandırmak istememiştim."
"Carl artık yapma bunu bana yalvarırım. Tamam yaptığım iyi bir şey değildi ama artık dayanamamıştım. Jack olmasa belki ölmüştüm. Sonradan farkına vardım ne kadar salakça bir hareket yaptığımı gerçekten çok öz-" Sözlerimi kesen Carl'ın dudaklarıydı. Kısa bir süre sonra geri çekildi ve konuşmaya başladı.
"Seni çok özledim." Diyip ellerini belime doladı. Yavaş yavaş kollarım boynunu bulurken kokusunu derince içime çektim ve gözlerimi yumdum.
"Bende seni özledim. Affettin mi beni?" Diye masumca sorduğumda gülerek kafasıyla onayladı. Ona daha sıkı sarılırken her şeyin bir rüya olmamasını diledim.
Uyku beni alırken son kez konuştum."Ayrıca bugün Bella ya olan ilginin de sonradan hesabını vereceksin."
Merhaba! Bu bölümü nasıl buldunuz?
Sizce rüya mı?
Gerçek mi? Çok can alıcı bir yerde bitirdiğimin farkındayım djdhdjhd
Oy ve yorum bırakmayı unutmayın ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Walking Dead:Madison (ARA VERİLDİ)
FantasiKorkunç olayların ortasında kalmış aynı zamanda hem hassas hem de güçlü bir genç kız. Olaylar patlak verdiğinde hiçbirşeyden habersiz ailesinin evde parçalanmış cesetlerini gördüğünde bile yılmadan, ayakta duran cesur kızı bir aşk yıkabilecek mi?