Kış mevsiminin en soğuk ayı ocak...
İnsanlar pencereden karanlık ve soğuk gecede üstünde ince bir pijama ve ceketle elleri ceplerinde ilerleyen genç kıza bakıyordu. " Gecenin bu saatinde bu kadar ıssız ve soğuk bir sokakta tek başına ve bu kadar ince kıyafetlerle ne yapıyordu? " İnsanların aklında bu sorular dolanırken genç kız hem insanlardan hem de birazdan başına geleceklerden habersiz tek başına sokakta yürüyordu.
Genç kız dolgun sarı saçlarına düşen karları umursamadan aklındaki düşüncelerle etrafına bakmadan yürüyordu. Karı çok sevmesine rağmen kış mevsiminden bu kadar nefret etmesi normal miydi acaba diye her kış mevsiminde düşünmüştü.
Etrafına baktığında sokakta kendisinden başka kimsenin olmadığını gördü. Tek başına kalmıştı. Aslında yalnızlığı seven biri de değildi. Aksine okulun en popüler kızıydı. Herkesin imrenerek baktığı sarı saçları ve mavi büyük gözleri vardı. Birçok kız onun yerinde olmak istiyordu. Okulun bütün erkekleri onu tanıyor ve onunla arkadaş olmak için birbirleri ile kavga ediyorlardı. Sıcakkanlı ve sevecen bir kızdı. Ama şuan ne olmuştu da birden bu hale gelmişti. Şuan o sevecen halinden bir gram bile yoktu. Aksine onu tanımayan insanların onun hakkında kibirli ve soğuk diyebileceği bir görüntü taşıyordu şuanda. Ama kimse onun içinde nasıl fırtınalar koptuğunu bilmiyorlardı ki.
Bu gece sokağa çıkmadan önce yine babası ile kavga etmişlerdi. Aklında babasının ona o akşam yemekte söylediği sözler vardı. Keşke ona gerçekten söylemek istediklerini söyleyebilseydi. Keşke ona gerçek zekâsını gösterebilseydi. Ama yapamıyordu. Çünkü bunu küçükken yaptığında insanlar ona dalga geçerek ve küçümseyerek bakmışlardı. Ama şimdi herkes onu kıskanıyordu. Aslında dersleri iyiydi. Sadece ders çalışmıyor onun yerine insanlarla birlikte vakit geçiyordu. İnsanların ona beklenti ile bakmalarından nefret ediyordu. Babasının ona karşı olan davranışlarından, ona söylediği saçma ve anlamsız nutuklardan nefret ediyordu. Keşke onu anlayabilseydi. Bir asker gibi değil de bir arkadaş, bir baba gibi düşünse ve davransaydı her şey onun için çok daha rahat olabilirdi. Babası her zaman ona işinden dolayı bir asker gibi davranmış ve hep onu eleştirmişti. Şimdi ise gecenin bu saatinde sokakta tek başına kalakalmıştı.
Genç kız aklındaki düşüncelerle boğuşurken trafik ışıklarından ışığa bakmadan karşıdan karşıya geçmeye başlamıştı. Onu düşüncelerinden ayıran korna ve acı fren sesinin geldiği yöne baktığında artık her şey onun için çok geçti. İnsanların çığlıklarını duyduğunda genç kız kendini yavaşça yere bırakıyordu. Artık hiçbir şeyi hissedemiyordu. Genç kız bayılmadan önce dudaklarından son kez şu sözler döküldü... "Keşke beni bu kadar yanlış tanımasaydın baba..."
Lütfen sadece burayı okuyup da karar vermeyiniz. Burası sadece tanıtım bölümüdür.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM PERİSİ
Teen FictionVenüs'ün bütün hayatı değişmeye başlıyor. Hızlı gerçekleşen değişimler insanı yıpratır mı? Venüs olacaklara nasıl uyum sağlayacak? Kimlere güvenebilecek? Kimler onun yanında?