7.Bölüm

37 3 0
                                    

Uykudan uyandığımda dışarıdan yıldırımın sesi geliyordu ve ben yağmurun yağmasını severdim çünkü bütün kirli yüzleri kalpleri bedenleri ruhları temizlerdi cama değen yağmurun bıraktığı tok ses adeta ruhuma işliyordu işte dedim işte benim gökyüzüm benim gibi çığlık çığlığa ağlıyor kızgınlığını topraktan çıkartıyor balkona çıkıp gökyüzünün feryat figan ağlamasını izledim toprak o kadar güzel kokuyorduki gökyüzü çıldırıp öfkesini toprağa kusarken toprak sadece kokusuyla duyguları yeşertiyordu ve bu benim ruhumdaki yaraları sarmama neden oluyordu ben millet gibi şimşek ten korkan bi kız değildim tam tersi çok severdim çünkü içimde bağıramadım çığlık atamadığım öfkemi kusamadığım her şeyi benim yerime benim sahip olduğum gökyüzü kusardı halbuki ben bu dünyada sadece gökyüzünü sahiplendim o benim dedim sizin gibi bi yıldızı değil okyanusları yada dolarları paraları kredi kartını ne biliyim elimi ayağımı bile sahiplenmedim çünkü yıldızlar öldükten sonra parlarlar veya elimi ayağımı bi anda kaybede bilirim 5 dakka sonra ne olcak belli değil ben sadece gökyüzünü sahiplendim çünkü heran ne olacağı belli olmayan dünyaya öfkesini kusuyor yada neşe saçıyor yada buz gibi soğukla toprağa beyaz bir örtü çekiyor aynı beynimdeki duygular gibi bazılarına beyaz bir örtü çektim bazılarını gözyaşımla yağmur gibi ağlattım bazılarına şimşek gibi öfkemi kustum işte benim sahip olduğum tek şey gökyüzü o kadar öfkeliyim ki toprağa ailemi benden alıp dımdızlak bıraktığı için beni o kadar öfkeliyim ki sokaklara bekâretimi orda kaybettiğim için o kadar öfkeliyim ki dünyaya düşman içinde yaşadığımız için ben gökyüzü olup dünyayı sarıp sarmalasaydım her gün öfkemi kusardım bu düşmanlık bu canilik bitsin barış ve kardeşlik gelsin diye işte şimdi anladımki ne barış gelicek bu dünyaya nede gökyüzü her gün kusucak öfkesini toprağa işte şimdi anladım her salise bir insan hayatı biticek ve yeni bi hayat başlıycak diye biz her salise vatan için can için ağlayan insanları bir filimmiş gibi izleyeceğiz çünkü insanlık ölmüş ve ben annemi babamı özledim ve ben çok utanıyorum suçum olmadan bekâretimi kaybettim ve ben ölmek istiyorum bu yalan gerçek olmayan cehennemde yanmaktansa gerçek cehennemde yanmayı dileyerek ve ben her gün ölüm sessizliği karanlığı ve soğuğundan kurtulmak için dua ediyorum ve ben benim gibi benden beter olan insanlığa acıyorum çünkü kimse beynimizin içinde patlayan volkonlara kulak asmadı için ve ben her gün yaşarken ölüyorum gerçekte ölmek varken bunu yaşamaya mecbur bırakıldığım için ve ben artık ruhumun bedenimden çekildiğini hissediyorum kalbimin yok olduğunu damarımdaki kanın çekildiğini hissetmiyorum artık aldığım nefesi o kadar çaresizimki azraili görsem sarılırım ve sadece ruh gibi gezen bi beden ve anlamsız bir nefes taşıyorum ne vicdan kaldı nede kalp ne kötülük istiyorum nede iyilik bana sadece gökyüzünü ver rab'bim çünkü ben gökyüzü gibi deli dolu biriyim gerçi hem deli hem doluyum şimşek öfkesini nasıl kusuyorsa bende içinde bağıra bağıra susuyorum ve o kadar acı veriyor ki ölüm sessizliği bana bu sessizlik çığlığıma bağırmama o kadar sağır o kadar körki ne benim sesimi duyuyo nede beni görüyor sadece o karanlık soğuk 4 duvara sessizliğiyle beni mahkûm ediyor ve bu benim her zerreme nakış gibi işlenip acı veriyor ben uçmayı değil içimde hapis olmuş gökyüzünü istiyorum çığlık atıp bağırmak hıçkıra hıçkıra ağlamak ve ben toprağın altındaki soğukluğu hissetmek istiyorum kısaca sonsuzluğa yani ölüme kavuşmak ölümün o soğuk kollarında karanlığa hapis olmak sessizliğiyle uyumak istiyorum biliyorum bunların hepsine az kaldı az kaldı diyorum çünkü bende öleceğim biliyorum yaşarken değil toprağı yorgan yapıp öleceğimi biliyorum hayallerle yaşamayı sevmem umut etmeyi de ama biliyorum ki her nefesimiz bir umuttur ileriye yönük yaşamıyorum belki 5 dakika sonra ölücem diye artık kimseyi sevmek bile istemiyorum çünkü koruyup kolladığım herşey benden gittği için yanlışları yalanları ihanetti asla sevmem ve benim için hiç bir zaman affı olmaz babam bana yanlış yapttı bu naLet cehenneme beni yanlız bırakarak annemide alıp gitti ve ben babamı asla affetmiycem çünkü uyardım bağırdım dinlemedi beni öfkesini çıkarttı bi kazadan ve yanında annemide alıp beni bu cehenneme yanlız bırakıp gitti
Beni düşüncelerimden ayıran şimşeğin sesi oldu ve üşüdüğümü hissettim odaya geri döndüm yatağa kendimi gelişi güzel attım bedenim yatağa yığılırken beynimdeki bütün duvarların yıkıldığını hissettim ve ağzıma gelen tuz tadı ile ağladığımı yeni fark ettim ağzımdan küçük bi hıçkırık kaçınca kendimi tutamadım ve sarsıla sarsıla ağlamaya başladım çünkü ağlamaya o kadar ihtiyacım vardı ki tüm geçmişimi silebilmek yada kar gibi beyaz bi örtüyle üstünü örtebilmek için ağladım sonra sessizlik karanlığı , karanlıksa soğuğu getirdi ve bedenimi ele geçirdi sonrası ölüm gibi bi uykunun kollarıydı son hatırladığım ...‼

SİYAH MÜREKKEPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin