14.Bölüm

8 1 0
                                    

Şarkı Christina Perri- human
Bu şarkı kitabın parçasıdır.

İlk cinayetimden sadece 3 gün geçmişti aslına bakarsanız ilk cinayetimden sadece koca bir 5 yıl falan geçmişti ben ilk kendimin celladı olmuştum sonrasını biliyosunuz işte ben bir katildim ve çoğu kez ruhumda ki dâr ağacın da kendimi infaz etmekten çekinmiyordum dışardan bakılınca çok duygusuz görünsemde benimde bir ruhum vardı ne kadar zift kaplamış olsada arada oluk oluk kanıyordu bilirsiniz ben bir insanım araf aşağıda televizyon izliyordu en son ben odama geçmiştim poyrazı bekliyordum hem onunla hem kendimle yüzleşmem lazım poyraz nasıl tepki verir bilmiyorum ama benim içimde kırılmadık cam çerçeve kalmadı ervahım bedenimi terk etmek için debelenip duruyor ama lanet olası kalbim buna izin vermiyor çok güzel bir iç savaşın ortasındayım ama bu savaşın ne kazananı nede kaybedeni olucak çünkü bu savaş başlı başına yenilgiyle dolu camın kenarında ki duvara oturup ay'ı seyrediyorum keşke bende gece gibi bir ışık yakalasam onu kendimde saklayıp bir ay gibi benimsesem tüm yıldızlar sönse ama benim hayatımda hayale yer yok traji komik gelebilir size ama bence hayatım başlı başına komedi kimsenin gülmediği, odamdan çıkıp aşağıya yavaşca indim araf koltukta uzanmış televizyon seyrediyor uzaktan bakınca yunan tanrıçalarını kıskandıracak dercede yakışıklı ama bu beni ilgilendirmez ne vardı yani poyraz bu bebeyi benim başıma bakıcı diye dikmeseydi hayır yani anlamıyorum ben kendi başımın çaresine baka biliyorum poyraz neden bunu anlamıyor ki gerçi yurttaki son gece çok güzel bakmıştım başımın çaresine lanet olsun.

Arafın karşısındaki koltuğa kendimi attım bana bakmaya başladı bu çocuğun gözleri neden bu kadar donuk bakıyor anlamıyorum gerçi beni ne ilgilendirir gözlerimi devirip bende ona uzun uzun bakmaya başladım ilk gözlerini kaçıran o oldu
"Araf sigaran var mı benim ki bitmişte?"

"Ne?" hayır sorduğum soruda şaşırılcak bi durum yok ki anasını satıyım kaşlarımı olabildiğince çattım hâlâ yüzüne bakıyodum en sonunda adam akıllı bir cevap verdi

"Pardon ben bir anda sorunca anlamadım masanın üstünde paket istediğin kadar içebilirsin"

"Eyvallah" dedim ve masanın üstünden bi dal sigara alıp yanında duran kibritle sigaranın ucununu tutuşturdum zihnimdekiler gibi duman çiğerlerimde alayla dans ediyordu ciğerimin dumanı enişime kadar hissettim kafamı koltuğa dayadım dumanı yavaşca üfledim gözlerim kapalıydı ama izlendiğimi hissede biliyordum hiç takmadım hayatım o kadar karmaşıktı ki nereden çözmeye başlasam ipin ucu elimden kayıyodu gerçi şöyle bitşey de vardı benim bi hayatım yoktu hiç olmamıştı isyan değil bu içimdeki ama midem kaldırmıyordu yaşadıklarımı gerçi benim yaşadıklarımı yaşıyan kesin tımharhanede yatıyor olurdu ama ben herşeyi içime atmaktan bıkmıştım çürüyen ceset gibi kokuyordu düşüncelerim bu kokuya alışmam uzun sürecekti gözümü açıp sigara külünü küllüğe döküp aynı pozisyonu yine almıştım sadece kafa dinlemek istiyordum çok bişey istemiyordum ki herkes bir şeylerden tutunmaya çalışıyodu hayatta ama ben boşlukta sallanıyodum sonsuz bir boşluk düştükçe işte şimdi çakılıcam yere korkusu hep içimdeydi ama yere çakılmadım hep boşlukta kaldım siyah bir boşluk kara delik misali can yakar mıydı insanın nefesi ruh yanar mıydı ne kadar takmamaya düşünmemeye çalışsamda ruhum sızdırıyordu nefesimden kafamı kaldırıp arafa baktım gözlerimiz kesişti yüklü miktarda son nefes  aldım sigaradan çünkü ateş çırpınıyordu sönmemek için artık son vermeliydim çırpınışlarına küllüğe izmariti basıp ayağa kalktım mutfağa gidip dolabı açtım viski şişesini elime aldım mutfak dolabından iki tane viski bardağı alıp salona tekrar döndüm araf kafasını telefondan kaldırmıyordu yerime oturup bardaklara viskiyi doldurum viskiyi yere ayağımın yanına koydum bardağın birini arafın önündeki sehpaya koyup sırtımı koltuğua yasladım araf bir bardağa bir bana anlamsız gözlerle bakmaya başladı hiç bişey demeden elimdeki bardağı kafama diktim şişeyi yerinden alıp tekrar doldurup tekrar diktim kafama arafa baktım oda bana kaşlarını çatmış bir şekilde bakıyodu bardağa viskiyi doldurum arafa doğru kaldırdım oda önündeki bardağı alıp bi yudum içti sesizce içmeye devam ettim kaçında bardaktaydım saymadım çünkü artık beynim uyuşmuştu bu hoşuma gitti küçük bi tebbesüm ettim sonra kafamı kaldırdım araf dudaklarıma bakıyordu yüzümdeki tebbesümü silip ayağa kaltım zaten viski şişeside son demlerini yaşıyordu şişeyi arafın önüne koyup üst kata odama gittim hemen duşa girip soğuk suyu açtım uvuzlarımı hissetmiyordum ama titrediğimi dişlerimin birbirine çarpmasından anlıyordum bir hıçkırık kaçtı ağzımdan sonra arkası geldi üstümde kıyafetlerimle soğuk suyun altında bağıra bağıra ağlıyordum ama kendime değil içimdeki çocuğun ölümüne ağlıyordum ben bu yaşananların hiç birini hak etmemiştim banyonu kapısı aniden açıldı kafamı kaldırıp bakmadım bile ve hâlâ ağlıyordum suyun kapandığını hissettim sonra araf beni kucağına alarak odama getirdi ama ben bir saniye bile ara vermemiştim ağlamalarıma arafın bir şeyler dediğini duyuyordum ama anlamıyordum beni yatağa bırakarak dolabıma yöneldi içinden siyah pijamalarımı çıkarttı kafam o kadar dumanlıydı ki naptığını anlamıyordum sonra yanıma gelip üstümdekileri çıkarttı izin verdim çünkü benim dermanım bile yoktu hıçkırıklarım durmuştu ama iç çekişlerim ve gözyaşlarım durmamıştı araf üstümü değiştirip havluyla saçlarımı kuruluyordu kafamı kaldırığ yüzüne baktım bana yardım etmesi bana acıması sinirimi bozmuştu
"Neden yardım ee..diyosun araff ?"

Yüzüme baktı hemde uzunca baktı yüzümün her detayını ezberler gibi 5 dakika bile geçmiştir ama hâlâ yüzüme bakıyordu sinirlenip ellerini ittim
"SANA SORU SORDUM ARAF!!"

Gözlerini iki saniye kapatıp açtı yada daha kısa bir sürede anlamadığım çok değişik baktığıydı ağzını araladı konuşmak için ama geri kapattı sonra bir nefes aldı
"Poyraz için sana yardım ediyorum özgür çünkü poyraz geldiğinde hastalanmış olursun ve bu böyle birşey olsun istemez şimdi yat uyu güzelce"
Yüzüne baktım sonra haklıydı belkide bilmiyorum kafam fazla bulanıktı anlamıyordum hiç bişeyi gözlerimi kayıyordu uykum vardı arafın dediğini yaparak yatağa yattım üstüme yorganı örttü arkasını tam gideceği sırada neden dediğimi bile bilmeden ona seslendim
"Gitme araf korkuyorum"
Neden böyle bişey dediğimi bile bilmezken arafa bakıyordum ama gitmesini kesinlikle istemiyordum elimi uzatıp elinden tutup kendime çektim yorganı kaldırdım ona yer açtım eli hala elimdeydi ve benim ellerim alev almaya başlamıştı gözlerine bakıyordum elinden çekiştirdim yatağa doğru ona açtığım yere uzanıp kolunun tekini kafasının altına koydu bu kadar sesiz olması sinirimi bozuyordu konuşsun dağıtsın kafamı istiyordum ama bunu dilime vurmadım gözlerim ağırlaşmaya başlamıştı daha fazla direnmeden kapattım arafın kokusu burnuma geliyordu ve uykuya daldım.

🍁🍁


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 19, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SİYAH MÜREKKEPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin