duru göl

12 1 1
                                    

Yoluma çıktın yolumdan çıktın ve kaybettin...
Saat sabahın besi ise gitmek için hazırlanmaya o saatte baslamıyorum ama gelengimdir her sabah o saatte uyanırım insanların adet haline getirdikleri şeyleri terketmeleri sevgilileri terketmeleri kadar zor aynı zamanda bir hayli yıpratıcıdır. Ah keşke su sıralar terk edebileceğim bir sevgilim olsa diye geçiriyorum içimden ve kendime gelenek haline getirtebilicegim bir ask... güne kahve içmeden baslıyamayan bir insanım uyanabilmemin ikinci sebebi tabi ki de birinci sebebim bülbül sesli alarmım. Her sabah uyandığımda ilk is kafamı diğer tarafa çevirip gelecekte bu yastıga kimin basını koyacağını düşünmek olur oysa geleceği düşünmek bana hicbir zaman güç vermez ve üzerine birinin hayalini kurmak asla bana yakışmayan bir hareket. Ben hayal kurmam geleceği düşünmem tabi aynı zamanda geçmiş odaklı da yaşamam anın tadını çıkartmak olur her zaman yasam tarzım. Bazı insanlar anın tadını cıkartmaktan farklı şeyler anlı ya biliyorlar bu na da gecen günlerde denk geldim insanlarımızın herşeye at gözüyle bakışını asla yadırgamıyorum bilakis onları daha çok bilgilendirip daha çok ufkunu genisletwbilmek adına su sıralar tüm çabam. Ve özellikle bu ise gençlerden başlamak gerek diye düşünüyorum mesela benim gibi öğretmenler ne asılıyabilirse kar olarak düşünmeli asla dayatılan ezber sisteminin arkasında durmam ve bana verilen bilgileri olduğu gibi aktarmak için uğraşmam. Ben çocuklarıma ilk önce hayat dersi vermek ve onları karakterli olabilmeleri için ugrasmakla ise başlarım. İlkokulda hatırlıyorum bizlere öğretilenleri ha keza ortaokul ve lise de de. İnsanların girebilmeleri gerek bazı şeyleri ve göre bilmekten ziyade efendim hisse de bilmeleri. Mesela suan olduğunuz yerde ışıkları kapatın ve bu karanlığın içinde bir aydınlık görebilmek içinde gözlerinizi. Ve nefesinizle konusun onu yonlendirin sessizce alıp verin beyninizi boşaltın ve aklınıza gelen ilk kelimeyi ilk olayı ilk ismi vs herneyse bir kağıda yazın iste o kâğıt sizin hayatınız karanlıktaki ısıgınız o kâğıtta yazılı size bakıyor peki bu kâğıtta yazandan ne kadar memnun kaldınız? Hayatımızın merkezine aldığımız şeylerin farkına varabilmemiz bizi attığımız adımların saglamlıgıyla karsı karşıya bırakıyor ne kadar güçlü merkezler edinirsek emin olun o kadar sağlam adımlar atıyoruz. Öğrencilerinden isimden başka birşey düşünmüyorum ve hayatımın merkezine her gün yeni bir bilgi öğrenebilmek ve ogrendiklerimle yeni birini aydınlatabilmek olarak merkezledim. Ama bir noktayı atlamış bulunmaktaydım. Hayat her zaman planladığımız gibi gitmiyor çizdiğimiz yollar kimi zaman düzlükler çıkartıyor kimi zaman önümüze kırmızı halılar seriyor ya bu yolların sonunda bir uçurum oluyor yada birileri bizleri çiçeklerle karşılıyor ve biz hiçbir işinden haberdar olamıyoruz. Kurduğumuz hayaller bazen çok küçük de olsa gerçekleştiremedigimizde yaşadığımız hayal kırıklığının büyüklüğüyle bir daha ayağa kalkamıyorruz mesela. Ve isler planlamadıgımız gibi gittiğinde sonraki adımda ne yapacağımız hakkında bir fikir sahibi olamıyoruz iste bu yüzden anı yasama taraftarıyım artık eve bir tarafım var anı yasamak. Öğün karşılaştığım manzara beni bu dünyada neden yaşadığım yada ne amaçla buraya gönderildiği konusunda sorgulattı ve bir kalbimin olduğunun farkına vardır dı. Simdi sizden ışıkları tekrar kapatmanızı istiyorum ve aydınlığa ulaşabilmek adına gözlerinizide. Donum noktanızı düşünün tam uçurum kenarındayken elinizden tutan şeyin yada pes ettiğinizde sizi tekrar o yola götüren şeyin ne olduğunu bulun ve gözlerinizi açtığınızda onu bir kağıda yazın. Evet donum noktanızdan ne kadar memnunsunuz peki memnun olmadığınız halde bunu değiştirebilmek adına bir adım atıyormusunuz yoksa hic sevemediginiz halde onun donumunuzun olduğunu sahte donum noktanızın olduğunu kabullenip kenaramı cekiliyorsunuz? Unutmayın bu hayattaki en kolay şey vazgeçmek bunun üzerinde daha kolay birşey yok her vazgecis bir kaybedis her vazgecis bir yok oluştur. Kim yok olmak ve kaybetmek ister? Yağmur bardaktan bosalırcasına yağıyordu sanki bir amacı vardı sanki beni öğün o dükkana sokabilmek için iniyordu her bir damlası gökyüzünden. Hisleriniz azizim onların sesini kısarsanız eğer doğru yolu hicbir zaman bulamazsanız onlara kulak verin melekleri dinleyin onlar ver zaman bizi yolumuza ulaşabilmeniz için kulağımıza birşeyler fısıldayanlardır.  O yağmurun altında bir taksi cevirmekti ilk amacım ama sonra çok üşüyüp hasta olabilme ihtimalini düşündüm ve gördüğüm ilk dukkana girmek zorunda kaldım. İçeriye girdiğimde ilk hissettiğim yağmurdan kurtulmanın vermiş olduğu mutluluk olmuştu ve sonrasında beni alıp çok özlediğim ama hic görmediğim bir şehre götüren hic duymadığım ama sesine asık olduğum birine kavuşturan çok canımın çektiği ama hic tatmadıgım bir yiyeceği tattıran duyguların sahibi neyin sesi kulaklarımla buluştu.  O an o sese doğru yöneldim bir kitapcıydı burası benim yuvam evim yasama sebbim. Sese doğru yoneldigimde sanki karanlıktan aydınlığa kavusuyormus gibi gözlerim bir ışık demetiyle buluştu ve basını kitabına gömmüş adamı sesimle irkilttim.
Merhabalar çok özür dilerim ama yağmurdan kurtulabilmek adına buraya girmek zorunda kaldım umarım rahatsız etmemisimdir hem çok iyi oldu almak istediğim bir kaç kitap da vardı.
Kafasını kitabından usulca kaldırışının seyrettim ilk önce ve kaldığı yerin arasına kitap ahracını koyduktan sonra kafasını bana kaldırışının ve iste ondan sonra uzun bir sure gözlerini seyrettim sonrasını pek hatırlayamıyorum bana dokunuşuyla kendime geldim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 16, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

duru gölHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin