Fuat binanın asansörünü beklerken bir yandan da Emine Hanım'ın söylediklerini düşünüyordu. 'Aşk öyle bir şeydir ki, zaman, mekân dinlemez,' demişti emektar kadın. Genç adam tam da bunun için kaçıyordu aşktan. Tüm zamanını, düşüncelerini birisine bağlamak, saatlerce onu düşünmek istemiyordu. Hayallerinde sadece çizeceği projeler vardı. Kalbinde bir kadına yer ayıramazdı. Âşık olursa kariyeri sekteye uğrayacaktı. Âşık olduğu kadına tüm zamanını ayırırsa çizeceği projelere ne olacaktı? Sadece ve sadece iyi bir mimar olmak istiyordu. İyi kelimesi az kalırdı, en iyisi olmak istiyordu. Kalbinin iki sevdayı taşımasının imkânsız olduğunu düşünüyordu. 'Ben işime aşığım,' diye güldü kendine. Birlikte olduğu kadınlara baştan sorumluluk almak istemediğini, evlenmek istemediğini söylüyordu. Bazen bu kurala uymayanlar da çıkıyordu. Fuat'a kendini kaptıranlar, onunla evlenmek isteyenler oluyordu. Fuat hiçbir kadına kendini kaptırmamıştı ve kaptırmaya da niyeti yoktu. Bağlanmaya başladığını fark ettiği an ayrılık vaktinin geldiğini anlıyor ,bir şekilde ondan sorumluluk bekleyen kadını terk etmek için bahane yaratıyordu..
Aşkla ilgili düşünürken çıkmaz bir sokağa girmiş gibi hissediyordu kendini. O sırada gelen asansöre bindi. Asansörde hangi katta oturduğunu bilmediği orta boylu, kırk beş yaşlarında bir adam daha vardı. Adam sözsüz bir şekilde kafasıyla Fuat'a selam verdi. Fuat da aynı şekilde kafasını hafifçe eğerek selamına karşılık verdi. Binadaki yüzlere aşina olsa da yöneticinin dışında hiç birisinin adını bilmediğini fark etti. Ailesiyle birlikte yaşadığı ev geldi aklına. Anne, babası, kardeşi ve babaannesiyle birlikte Batıkent'te müstakil bir evde oturuyorlardı. O evde doğmuş, o evde büyümüştü. Yan komşuları akrabadan da öteydi. Mahalledeki herkesi tanırlardı. Sokaklarda saatlerce kardeşi Alp ve komşu çocuklarıyla özgürce oynarlardı. O yılları, çocukluğunu özlediğini anımsadı. Tek başına yaşıyor olmasından dolayı mıydı binadaki hiç kimseyi tanımaması? Yoksa artık kimsenin birbirini tanımaya vakti mi yoktu?
Asansör zemin kata gelince asansördeki adamın arkasından Fuat da indi. Her ne kadar etrafında bir sürü insan olsa da aslında yalnız olduğunu fark etti. Haberlerde gördüğü, gazetede okuduğu 'evde tek başına ölü bulundu,' haberleri geldi aklına. Yalnızlıktan korkmaya mı başlamıştı? Aklına gelen apansız düşünceler tedirgin etti genç adamı. Bu düşüncelerden kendini kurtarmaya çalıştı. 'Oğlum kendine gel. Ne ölümü! Daha çok gençsin,' dedi kendi kendine. Önce aşk kurcalamıştı aklını, şimdi de tek başına ölme düşüncesi. Aslında Fuat'ın korktuğu, kendine bile itiraf edemediği aşkı tatmadan bu dünyadan tek başına, kimsenin haberi olmadan göçüp gitmekti.
![](https://img.wattpad.com/cover/51082149-288-k452392.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞIK OLAMAM SANA
RomansaOKUDUĞUNUZA PİŞMAN OLMAYACAĞINIZ GÜZEL BİR AŞK HİKAYESİ Hırslı, oldukça yetenekli, bir mimar olan Fuat'ın hayatında işten başka bir şey yoktu. İflah olmaz bir işkolik olan genç adama aşk gökyüzündeki yıldızlar kadar uzaktı. Yıllar sonra bir gün met...