11/C Melek'den
İnsanların yaşamları boyunca hem dostları hem de düşmanları olmuştur ve olacaktır. Bu hayatın akışı içerisinde engelleyemeyeceğimiz bir gerçektir. Ancak dostlarımızın ya da düşmanlarımızın nasıl olacağının hayatımız üzerinde büyük etkileri olacağı da kesindir.
Akıllı olmayan dost ne yapar? Genellikle insanın başını derde sokar. Çünkü bu tarz dostlar bazen istemeden de olsa kişiye zarar verebilirler. Nasıl hareket edeceği ne zaman ne yapıp ne söyleyeceğini kestiremediğiniz dost bazen başa bela olabilir. Düşman içinde bu aynı şekilde geçerlidir. Akıl sahibi olan ama size düşman olan bir kişi çoğu zaman size büyük zararlar vermeye kalkmaz. Çünkü ne yapacağını hemen hemen kestirebilirsiniz. İnsani olmayan bir durumla karşılaşma olasılığınız dahi düşüktür.
Dünya üzerindeki en önemli olgulardan birisi akıldır. Aklın bahşedildiği insanlardan kolay kolay zarar gelmez tabii büyük psikolojik problemleri yok ise. Aynı şekilde akıldan yoksun dostta bizleri her zaman için zor durumda bırakabilir.
Bu sebeple atalarımız da bir çok olay yaşadıktan sonra "Akıllı Düşman, Akılsız Dosttan iyidir" diye söylemişlerdir. Gerçekten de durum böyledir ve hep böyle olmaya devam edecektir. Akıllı düşmanlarımız olduğunu düşünmüyordum . Bunları düşünürken giyindim ve okula doğru yol aldım . Sınıfa girdiğimde bizimkiler yine bir plan peşindeydi . Göz ucuyla bana bakan Eren birden '' Melek sen ne düşünüyorsun ? '' dedi . Şaşkın bir surat ifadesi ile '' Hangi konu hakkında olduğunu söylemen lazım önce Şapşal !'' dedim gülerek . Eren de '' Evet arkadaşlar bugün her şey rutin olacak . Baksanıza Melek her zamanki thug life havasında '' dedi esprili bir ses tonuyla . Herkes gülmeye başladı . Sonra arkamdan birisinin bana seslendiğini duydum .
Arkama dönüp '' Ne var abicim ya bir rahat bırakmadınız '' dedim tıslayarak . Sonra bir baktım arkamdaki Sezer miş . Boğazımı temizledim ve '' Efendim '' dedim . Gülerek '' Sence bugün ki şakamız nasıl '' dedi . Ben ise sadece güldüm ve sırama geçtim . Bazen sınırları fazla zorluyorduk . Yanımda Eren oturuyordu . Sanırım onun havasını bozduğum için bana biraz kırgındı . Gözlerimi şirin köpekler gibi yaptım ve '' Küs müyüz ? '' dedim . Suratı düzelmişti . Sonra trip atarcasına '' Beni herkesin yanında bozma ! '' dedi sesini yükseltebildiği kadar yükselterek . Bende elimi askerlerin yaptığı gibi yaparak '' Emredersin başkanım ! '' dedim ve güldüm . Gülmeme dayanamayıp o da güldü ve sarıldık. Berfin dayanamayıp '' Bir kerede böyle yarım saat falan küs kalın ya bu nedir hemen barışıyorsunuz!'' dedi stem edercesine .Sezer de ona katılırcasına başını salladı . Tam cevap verecekken öğretmen içeri girdi
Dersimiz tarihti ve sabah sabah tarih dışında her şeyi işleyecektik . Yelda öğretmen iyiydi ,güzeldi . Ama ders dışında her şeyi anlatır , sınavda da ne yapacağımızı şaşırttırırdı . Sıkıla sıkıla geçirdiğimiz dersin acısını teneffüste çıkardık . Düşmanımız olan 11/A ya bir şaka hazırlamıştık . Dediğim gibi bizim yüzümüzden okulu ikiye ayırmıştık . Eğer bir şaka yapacaksak onlardan olan sınıflara da yapacaktık . Bu böyle ilerliyordu . Ama bu sefer şakayı tek başımıza yapamazdık . Bizden olan sınıfların da yardımına ihtiyacımız vardı . Böyle antlaşma konularını Şukufeliklerinden dolayı Nisa ve Dicle yapardı. Yanlarında ben de gittim ve diğer sınıflardan yardım istedik . Nisa ve Dicle aslında çok zıt karakterlerdir . Ama eğer ciddi bir konu varsa bugün yaptıkları gibi can ciğer kuzu sarması olabilirler .
Gittiğimiz her sınıf '' Böyle tehlikeli oyunların içine giremeyiz '' demişti . Son şansımız olan 11/E ye girdik . Bu sefer ikisi de çok etkili bir konuşma yapmıştı . Yani 11/E bize yardım edecekti . Okul çıkışı biz okulda kaldık . Her zaman bekçinin cebinde olan öğretmen dolaplarının anahtarını almayı başarmıştık . Sıra sınav notlarını değiştirmekteydi . Hepsinin notunu değiştirdikten sonra sulu göz Cansu '' Arkadaşlar bu biraz ağır olmadı mı ? Sonuçta hayatları ile oynuyoruz resmen ! '' dedi Küçük Emrah tarzında . Ama bu sefer haklıydı . Kimse onu umursamamıştı . Yine . O bizim sınıfın sulu göz kızıydı . Sadece ağladığında ilgimizi çekerdi . Cidden ileri gitmiştik . Ama ben onların hayatları ile oynadığımız için değil , intikamlarını fena alacakları için endişeleniyordum .
İşimizi halledip evlere dağıldık . Ben ,Sezer ,Dicle ve Kerem birlikte gidiyorduk . Onlar hallerinden gayet memnundu . Ben ise içimdeki sıkıntıyı oflaya puflaya anlatmaya çalışıyordum . Dicle oflamamdan sıkılmış olacak ki '' Ne var kızım ya bir rahat vermedin !'' dedi . Ben de rahatlamış bir biçimde '' Hiç sormayacaksın zannetmiştim .'' dedim . Gülmeye başladılar . '' Ben bu yaptığımız şeyin bizi bitireceğini düşünüyorum '' dedim . Hep birlikte '' Yaaaa Offf !!! '' dediler ve önüme geçip hızlı adımlarla yürüdüler . Sinirlenmiştim ve '' Bak yine aynı şeyi yapıyorsunuz . Ne zaman mantıklı bir şey söylesem çekip gidiyorsunuz . Hey! Kime diyorum yaaaa !!!! '' Yine beni dinlememişlerdi . Ama ben kuşkumda bir gram bile yanılmayacağımdan emindim ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Sınıflar
Teen FictionBiraz acayiplik + Biraz zekilik + Biraz tatlılık + Biraz güçlülük + Biraz macera ruhluluk + Biraz mallık =11/C . Biz 11/C 'yiz . . Yeri geldiğinde çok ciddiyiz . Takım olabilmemiz için başımızın belada olması gerekir . Ama çok iyi destekçiyizid...