Düşman Sınıflar

Bölüm 16

 Herkese merhabalar efendim . Şimdi içimdeki mutluluk tarif edilemez derecede büyüleyici . Şimdi usulca okunma sayısına bakın . Evet 1k olmuşuz . Allah'a olan dualarımı ettikten sonra hadi başlayalım şekerlikler . Bu arada sizce kitabı okuyan ponçiklerime ne ad vermeliyim . Aşağıya yorum atın . 

Multimedya: Bora

Yolda salak saçma yürüyüşümü devam ettirirken sırtıma atlayan bir adet hayvana kafamı aşağıya çevirmiş , dengemi sağlarken '' Zaten yürüyemiyoruz gel bir de sen vur .'' dedim ve kafamı kaldırdım . Karşımda bir 'David Beckham' olmasa da onun oğlu kadar yakışıklı birisi ile karşılaştım . O bana sırıtırken '' Beni birine benzettin herhalde.'' dedim ve yoluma döndüm . Arkamdan ''Beni bu kadar çabuk unuttuğunuz için sizden iğreniyorum . '' dedi . Bu ses aynı gıcık edici sesti işte . 

''Bora !'' diye bağırıp arkamı döndüm . '' Hı Bora . Hani kankan olan .'' dedi . Tam sarılıyordum ki '' Bana bak sen kilo mu aldın ? Evet evet almışsın . Baksana şu haline balina gibi olmuşsun . Ben sana diyet listesi hazırlamamış mıydım ? '' dedi . ''Bana bak bence sen fazla kaşınıyorsun . Tamam birazcık almış olabilirim . Depresyondaydım ben .'' dedim ve dudak kıvırdım . O sırada telefonum çaldı . Arayan Dicle'ydi ve bu ister istemez içimde bir korku tufanı yaratmıştı . Onlar Aslı , Berfin ve O birlikte ilkokul öğretmenlerini ziyarete gitmişlerdi . Sonra Dicle Aslı ve Berfin'i evlerine bırakıp o da kendi evine gitmişti.

Telefonu açtığımda '' Ne açıyorsun ya ? Ben ne kontör harcayacağım sen ara .'' dedi ve telefonu suratıma kapattı . Gözlerimi devirip onu aradım . Daha ilk çalışta açıp '' Sezer aradı .Çardakta toplanıyoruz . Önemli bir mevzu var. Ama geldiğimizden kimsenin haberi olmayacak . '' dedi ve yine telefonu kapattı . Bora'ya bakıp '' Çardağa .'' dedim . O da '' Lan bu düşmanlık bitmedi mi ? Abi olmuyor işte . Sizden olmuyor . Yani eski sınıf arkadaşlarımsınız diye demiyorum ama ben dahil seçilmiş malız . Düşmanlık bizim neyimize .Niye zorluyorsunuz ?'' dedi ve yürümeye başladık . Ona bir gülümseme fırlatıp ben de yürümeye başladım . 

Çardağa geldiğimizde Nisa ve Dicle baştan aşağı siyah giyinmişlerdi . Aynı ajanlar gibi bir de siyah gözlük takmıştı . Ben Berfin'in yanına oturmaya yeltenirken Berfin koca bir çığlık attı . '' Allah'ım hayal mi görüyorum ? Bora gelmiş lan bakın . Ben yemeklerimi bırakmak istemiyorum . Atın beni denizlere .'' dedi ve koştu . O sırada Aslı saç baş dağınık , ayağında ayağına olmayan bir terlik , üstünde panda resmi olan bir pijamayla siyah bir gözlük takmış , adeta ölü gibi geliyordu . Berfin'in ona çarpmasıyla ikisi de yere yapıştı . Kalktıklarında Aslı Berfin'i sürükleyerek çardağa getirmeyi başarmıştı .

Sonunda Bora '' Kız Berfin düzgün dur yoksa sana bir hafta yemek yerken rahat vermem .'' dedi ve ölümcül darbeyi yaptı . Berfin ağzına fermuar işareti yapıp susunca Asl'ya '' Ne oldu kız ? Ne bu halin ? '' dedim . O da gözünde emanet gibi duran gözlüğü çıkardı ve '' Annemin altı  ay sonra bir çocuk fırlatacağını öğrendim . Kısacası çocuklar dokunmayın yalnızlığıma . '' dedi ve gözlüğünü takıp uzaklara baktı . Deniz '' Steve Jobs ile Nejat İşler akraba mı , yoksa sadece soyadı benzerliği mi ?''diye saçma b ir soru yöneltince Aslı onu oturduğu yerden yere fırlattı . 

O sırada Nisa '' Biz o kadar çaba sarf edelim giyinelim , sizin yaptığınıza bakın . Hem bizi çağıran malın kendisi nerede ? '' diye sordu . Tam ağzımı açıyordum ki Sezer çardağa geldi ve '' Akınay Lisesi bizim okula meydan okumuş lan . Bugün bir tanesi geldi 'Maçta sizi ezeceğiz' dedi . Öldürmemek için kendimi zor tuttum  .'' dedi sinirle . 

Sanırım şu okullar arası yapılan futbol turnuvalarından bahsediyordu . Her sene olduğu gibi yine yenileceğimizden emindim . Tabi o en son olan Sezer'in ağlama olayından sonra yenilgimizi unutmak imkansızdı . Yenildikten sonra Sezer sınıf pencerelerinin önüne 'Bağcılar Kekosu' oturuşu yapıp hönkürerek ağlamıştı . 

 Sezer Bora'yı görünce de '' Lan yine mi sen ? Abi sen beni her gün ne diye arıyorsun ? Canın mı sıkılıyor ?'' dedi . Bora ise '' Pardon çok zengin olduğum için kontörümü harcayacak kişiler aradım . '' dedi . Dicle araya girerek '' Bora Allah aşkına bir sus . Yeter ya .'' dedi . Bora ayağı kalkıp , kaşlarını çattı ve '' Dicle kız kır bacağını otur bakayım sen . Daha sana sıra gelmedi . '' dedi . Dicle her zamanki gibi göz devirirken Sezer'' Asıl mevzuya dönelim . Bu sene enler çıksın sahaya . Emre seni de alıyorum ama karı gibi atma .'' dedi . Berfin buna sinirlenerek '' Ben evdeki yemeğimi bırakıp ,bunun için mi geldim buraya ? Ben gidiyorum . '' dedi ve kalktı . 

Sezer hemen lafa atlayarak '' Abi maça A'lardan da birkaç kişi gelecek . Şimdi Allah için onlarda da iyi oynayanlar var .'' dedi . Aslı gözlüğünü çıkarttı , hafif doğruldu ve '' Niyedenmiş o ?'' dedi . Ben ve Bora kahkahalara boğulurken Dicle '' Sen delirdin mi lan ? Yok abi yok katiyen  olmaz . Önce onları ifşa edip , sonra birlik oldular dedirtmem kimseye .'' dedi ve gitti . Arkasından Alican '' Buraya keko bir laf bulamadım , ama fazla uçmuşsun be Sezer.'' dedi . Sonra Aslı Sezer'e dönüp '' Sezer bence annemi oynatalım .

 Takımımızın ismi de 'Mömük Spor ' olsun .'' dedi . Bu 'Mömük' denilen şey kardeşimden çıkmıştı. Ömer Aslı'ya sinirlendiğinde ona, senin mömüğünü sıkarım ,diyordu . '' Bir de formanızın rengi kırmızı olsun Eren'i hırslandırır .'' dedi . Bora da ona dönerek ''Sen benim kardeşimi düşürtmek mi istiyorsun kız ? '' dedi . Aslı ona şaşkınlıkla bakarken Sezer '' Lan bir defolun gidin ya .'' dedi , ama kendi kalkıp gitti . Ben de Bora ve Aslı'ya ''Aman çocuklar siz de yani boşuna bunu dinliyorsunuz . Gelin şöyle bir lahmacun-'' derken Bora ile göz göze gelince '' Yemek yerine evlere dağılalım . '' dedim . Herkes dağıldıktan sonra ben de eve doğru yol aldım . 

Sakın yine şu şöyle olacak , bu böyle gidecek diye başlama . Yeter artık iç sesin olarak ben bile senin ben demiştim lafından bıktım . Her şeyin sonunu düşünmek zorunda değilsin . Hem sen bugün Cansu ve Berk'in yanına gitmeyecek miydin ? 

İç sesimin beni aşağılamasından sonra aklıma getirdiği şeyle kafamdan kaynar sular boşaldı . Hemen çantamı açtım . Telefonumu aramaya koyuldum . Aradım ... Aradım ... Aradım ... Sonunda buldum ve hemen Cansu'yu aradım . Tam telefonu kapatıyordum ki açtı . '' Efendim Melek bir şey mi oldu ? '' dedi . Sesi oldukça telaşlıydı . '' Hayır . Şey ... Şu an Berk'le misin ?'' diye sordum . '' Evet  . Şu an "Rio Grande" kafedeyiz . Ne oldu ki ? '' dedi sesi titremişti . '' Gelince anlatırım deyip telefonu kapattım . 

Kafeye geldiğimde onları bulmak zor olmuştu .Çünkü bizim Cansu Hanım yok manzaralı olsun , yok arkada olsun diye diye en kenardaki masaya oturmuş . Onları görünce arkası dönük olan Cansu'ya gülümsedim . Evet saçmaydı ama neyse . Berk beni gördü ve el salladı . Ben hemen yanlarına gittim ve '' Berk sen kalk kendine sandalye bul ben ona oturacağım . '' dedim . İtiraz etmedi . Doğrusu şaşırmıştım. Cansu bana '' Bir şey yemek ister misin ?'' diye sorduğunda '' Kızım Bora geri geldi . Ne yemeği ?'' dedim . Küçük bir kahkaha attı . O sırada Berk de yanımıza ulaştı . İşte şimdi asıl mevzuya gelme vaktiydi . 

Berk'e her şeyi anlatacaktım . Çünkü bu oyun bir işe yaramamıştı , öyleyse Cansu'ya daha fazla eziyet çektirmemeliydik . '' Şimdi Berk , bu senin Cansu ile olan ilişkin sahteydi . Yani biz sizin sınıfa oyun oynamak istedik ve seni kullandık . Ben herkes adına özür dilerim . Sen gerçekten iyi  bir çocuksun . Valla bak sorun sen de değil . Sorun Cansu'da . ''dedim . Berk koca bir kahkaha attı ve '' Biliyorum .'' dedi . 

''Sorunun Cansu'da olduğunu mu ? Lan seni döverim bak .''

'' Hayır ya bize oyun oynadığınızı biliyorum . En başından beri .'' 

'' Lan yoksa sizin sınıf bize fake mi attı ?'' 

'' Hayır sadece ben biliyorum .Ben ve Cansu zaten birbirimize aşıktık . Siz bize oyun oynayınca da kabul ettik '' dedi . Duyduklarım karşısında donakalmıştım . Bu haberi Beyza duysa onun bile rengi değişirdi . Beyza demişken o bugün nerelerdeydi ? Gözlerimin kararıyordu . Cansu '' Melek'' diye bağırmıştı . Duyduğum son şey bu oldu ...