...Sabah saat 7:30...
Odasının kapısına vurulmasıyla uyandı. Gözlerini açmaya zorladı ve elini baş ucundaki telefonuna götürdü. Yarım yamalak açabildiği gözleriyle saati kontrol ettikten sonra "-gel" dedi, yerinden kalkmadan.
Hülya hanım kapıyı açtı. Hafifçe narin adımlarla Kerem'e yaklaştı. Fısıltıya benzer ses tonuyla : "- Günaydın Kerem Bey kahvaltı hazır " dedi.
Kerem yataktan doğruldu ' günaydın ' anlamında kafasını sallayarak:
"- tamam teşekkür ederim " dedi. Hülya abla geldiği gibi yine narin adımlarla dışarı çıkıp kapıyı kapattı.
Kerem siyah saçlarını karıştırarak banyoya doğru ilerledi. Elini yüzünü yıkadıktan sonra tıraş oldu. Dişlerini fırçaladı. Elini ve yüzünü kurulayıp havluyu yerine özenle astı. Banyodan çıkıp kıyafet dolabına yöneldi. Toplantısı olduğu için yüzünü buruşturarak çok fazla giymekten hoşlanmadığı takım elbiselerinden birini seçti. Lacivert takım elbisesine kırmızı bir kravat tercih ettikten sonra aynanın karşısına geçip özenle kravatını bağladı.
Saate tekrar baktı. Saat 8:00 di. Yatarken kolundan çıkardığı gümüş satini taktı. Çantasını tekrar gözden geçirip bir eksik varmı diye kontrol ettikten sonra odasından çıktı. Etrafa yayılan hoş poğaça kokusuyla meraklı gözlerle aşağıya indi. Hülya abla en sevdiği poğaçayı yapmıştı şüphesiz. İştahla kahvaltı masasına otururken kumral saçlarını salık bırakmış okul üniformasıyla dikilen Tülin'e takıldı gözleri. "- ooo günaydın prenses erkenciyiz bu sabah " dedi tebessüm ederek. Tülin'in yanakları kızarmıştı: "Kerem abi ya off " dedi dudak bükerek. Kerem "- gel gel prenses tamam. Olur böyle şeyler dimi ama 13 sene boyunca sabah erken kalksada insan ama yinede buna alışamaya bilir. Zor bişey her sabah 7:00 de ayakta olmak çünkü." diyerek Hülya ablayla birbirlerine bakarak gülüştüler.
Tülin: "- Kerem abi !!!! " diye sesini yükseltti kızarak.
Kerem "- hadi gel dedim sana gel. Madem erken kalktın birlikte kahvaltı yapalım prenses." Tülin bu teklif karşısında anında yumuşamıştı. Hemen "-peki " diyerek annesinin bakışları eşliğinde masaya oturdu. Sessizce kahvaltı ettiler. 2 poğaça 1 pardak çay içtikten sonra ağzını şildi "-Ellerine sağlık Hülya abla herzaman ki gibi çok lezzetli olmuş" diyerek kalktı. Hülya abla tebessüm ederek "-afiyet olsun " dedi mutlulukla. Herzaman oğlu gibi sevdiği Kerem'in her söylediğine çok dikkat ederdi. Her yaptığı yemeği, işi sevse de Kerem, bunu dile getirdiğinde daha bi mutlu olur kendisine hediye verilmiş gibi diğer işini daha bir iştahla yapardı. Aynı şey kızı içinde geçerliydi. Nede olsa eşi öldükten sonra O' 'nun için hayat Kerem ve Tülin olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adı "Bizim Hikayemiz" Olsun
RomanceYazdığı hikâyesi ile dikkat çektiği gibi fiziği ile de göz dolduran 26 yaşında çiçeği burnunda yazar.... Tüm arkadaşları üniversiteye girme hayalleri kurarken, sevdiği adamı kendine aşık etme hayalleri kuran 18 yaşına yeni girmiş aşık bir genç...