Gözlerimi açtığımda o bilindik koku yine ciğerlerimi dolduruyordu. Etrafıma şöyle bir bakındım fakat kimseyi göremedim . Sadece ufak çaplı bir müzik sesi geliyordu. Bu müziğe bir yerlerden kulak aşinalığım vardı lakin hatırlayamıyordum. Yavaş yavaş yattığım yerden doğruldum ve etrafa daha geniş kapsamlı bir şekilde baktım ama bilmiyordum burayı .
Ayağımı yataktan aşağı sarkıttım ve yere indim. Odayı gezmeye başladım her yerde kitap vardı , her taraf kitap kokuyordu. Bu kokunun yanı sıra bir koku daha vardı , insana huzur veren , güvende hissettiren ve uykusunu getiren bir koku bu.
Odanın kapısı yavaşça tıklatıldı ve içeri o girdi. Huzur , güven ve o kokunun sahibi geldi. Ecmer Hoca her zamanki içten gülümsemesiyle beni karşılıyordu.
"Günaydın uykucu ufaklık"
Uykucu ufaklık derken ? Bu adam benimle dalga geçiyor resmen .
"Sağ olun , ımm şey burası neresi?"
Onun evi olduğunu bilmeme rağmen yine de sorma gereği duymuştum işte.
"Burası benim evim ufaklık"
Bu adam ufaklık kelimesini çok seviyor anlaşılan .
"Beni buraya siz mi getirdiniz ?"
Bu sorunun da cevabını biliyordum .
"Evet ufaklık ben getirdim ve bu günlük soru yağmurun bittiyse aşağı inelim de yemeğimizi yiyelim."
Ben en utangaç ve çekingen halimle kafamı aşağı eğdim ve Ecmer Hocanın peşine takıldım. Uzun bir merdiven vardı önümüzde, yavaş yavaş inmeye başladık. Ben etraftaki ilginç tabloları izliyordum , çok farklılardı sanki bir şey anlatacakmış da unutmuş gibi. Eminim içinde ne çok sır saklıdır. Sonunda merdivenin son basamağına gelmiştik. Geniş bir oturma odası duruyordu karşımda ve yine her tarafta kitaplar vardı. Allah aşkına bu adam beden eğitimi öğretmeni mi? yoksa edebiyat öğretmeni mi?
"Etrafı seyredişin bittiyse eğer mutfağa geçelim mi?"
Olur anlamında kafamı salladım ve siyah bir kapının önüne geldik . Bu evin her her tarafı neredeyse siyahtı. İçeri her ne kadar güneş ışığı girerse girsin koca bir karanlık vardı karşımda.
"Neden SİYAH?"
"Ecmer Hoca sorduğum soruyu anlamamış gibi yüzüme bakmaya başladı.
"Neden her taraf siyah?"
Önce bir etrafa bakındı galiba siyah olan etrafı inceliyordu.
"Benim"
Bu sefer ben anlamamış bir ifadeyle yüzüne bakmaya başladım.
"Yani bu benim, siyah benim"
Ben yine anlamamıştım , normalde leb- demeden leblebiyi anlayan ben , bunu anlamamıştım işte.
"Anlamadın demi?"
Ben olumlu anlamda başımı salladım . O da derin bir nefes aldı ve tam gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.
"Siyah olan benim . Yani içimi yansıtıyor bu evdeki renkler"
"Renkler?"
Dudağının kenarı hafif bir şekilde kıvrıldı ve tekrardan derince bir nefes aldı.
"Yani gökkuşağımda bu renk var sadece. Benim hayatım siyah . İçim, dışım, evim, arabam her şeyim siyah benim .
Yani ben siyahın ta kendisiyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❋ SarmAŞIK"
Novela JuvenilAh be deli kız ! Beni kendine bağladın sarmaşık misali ama bilir misin ki sarmaşığın hikayesini ? Sarmaşık benim aşkım gibidir, ilk başlarda hiç bir şey hissetmezsin seni sımsıkı koruduğunu kolladığını zannedersin ama...