Umutlar

121 18 9
                                    


Herkesin kendini çaresiz hissettiği an sığındığı bir yer vardır.


Öyle bir yerdir ki orası, huzur kısa süreliğine olsa dahi kollarını açar ve koşarak gelir sarmalar sizi.


Sıkıntılarınız yoktur o an aklınızda, endişeleriniz, korkularınız...


Meşgul olabildiğiniz tek şey o yerin size verdiği histir.


Tattığınız an o hazzı, saklanır tüm dertler bir köşeye ve içinizde yükselişe geçen mutluluğa yol açarlar usulca.


Derin bir nefes alırsınız ve gülümsersiniz.


Ardından kapanır gözleriniz ve dibine kadar hissedersiniz o yoğunluğu.


Göz kapaklarınızın arkasındaki karanlık, bir bir dizilen hayallerin ışığıyla aydınlanır ve huzur ikiye katlanır o an.


Çünkü yalnızca huzur yoktur artık, yalnızca mutluluk yoktur.


Umut doğar en derinlerde.


Olumsuzlukları ezerek çıkar günyüzüne ve gülümsemenize karşılık verir.


"Ben hep buradayım," diye fısıldar kulağınıza. "Yalan değil, kandırmaca yok. Hep buradayım ve hep burada olacağım."


Göz kırpar ardından hayalleriniz sizlere. "Gel ve al beni," dercesine.


Umuttur bu pozitifliği saçan ve huzurdur umudu besleyen.


Karamsarlığın ellerini koparırcasına çekerler gözlerinizin önünden ve o güne dek göremediklerinizi görürsünüz hayatınızda ilk kez.


Bardağın dolu tarafı görünür ve pembe gözlüklerinizle bakmaya başlarsınız dünyaya.


Olmadıklarınız yüzünden kendinizden nefret etmektense, olduklarınız için kendinizi seversiniz.


Bu yüzden delicesine bir umutla umut edin umudu.


O, herkes "Olmaz!" diye bağırırken, "Belki," diye fısıldamaya devam edecek.


Çok iyi biliyorsunuz ki; gecenin siyahıyla sevişmek ve gökyüzünün mavisine aşık olmak aynı şey değil...


Umutsuz olmaktansa, içinizde bir yerlerdeki o kısık sese kulak verin.


Sizi doğru yola ulaştıracak...





Bana huzur veren belirli bir yer yok, ancak belirli bir zaman var.

Gece.

Hele ki bir de dolunay varsa...

Kapkaranlık gökyüzünün dolunay sayesinde aydınlanan o küçük kısmı hep huzur aşılıyor bana. Kalbimin kabardığını hissediyorum. Öyle bir mutluluk ki bu, tarif edilemez. Her şey güzel geliyor gözüme, acılara bile samimiyetle gülümseyerek, "Geçer be!" diyorum. "Neler geçmedi ki?"

Herkes bir aydınlık arar ama ben karanlıkta buluyorum yolumu. Yıldızlar yol gösteriyorlar, geleceğim geliyor gözlerimin önüne... Sonra bir bakıyorum, daha iyiyim. İyi hissettiriyor gece. Ruhumu kanatlandırıyor dolunay.

Garip, ama ben de pek normal sayılmam...

Neyse minik devlerim, seviliyorsunuz.

Mesajlarınız ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim.

Bu kitaba başladığım günü hatırlıyorum. Matematik çalışıyordum ama wattpad önümde açıktı sonra aklıma belirli bir kurguya bağlı olmadan, bunaldığım zaman içimi dökebileceğim, insanların düşüncelerini bir nebze dahi olsa etkileyebileceğim denemelerle dolu bir kitap yazmak geldi. Aniden oldu öyle. İlk bölümü iki dakika içinde yazdım ve yayınladım hemen...

Böyle bir ilgi beklemiyordum gerçekten. İnsanlar neden saçmalıklarımı okusunlardı ki? Ama okudunuz.

Tüm kalbimle teşekkür ederim tekrar...


Zihninle Oynayabilir Miyim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin