Çaresizliğin Sesi

80 6 0
                                    


Gözlerinden süzülüyordu yaşlar , yaşanamamışların anısına. Çok değil birkaç sene önce düşündüğünde çok daha farklı bir yerde olacağını sanırdı. Mutluluğa ulaşmış olacağını , hayatında başka bir şeye ihtiyacı olmayacağını falan. Onu hayata bağlayan tek şeydi , şuan önünde sonsuzluğa uzanmış yatan. Masum yüzü canlandı yeniden gözlerinde , gülümsüyordu ona yine davetkar gözleriyle.

Süzülen yaşlar hüngür hüngür ağlayan gözlerden akan yaşlara dönüştü. Yanağından hafifçe kayan gözyaşı gecenin karanlığında bembeyaz parıldayan mezar taşının üzerine düştü ve oradan toprağa doğru süzüldü. Sol elini usulca gözüne götürdü ve gözyaşlarını sildi.. Sağ elindeki metal her zamankinden daha ağır geliyordu bu defa. Titrediğini fark etti elinin.

O izliyordu kendisini şuanda bir yerlerden , hissedebiliyordu kalbinde. Acaba kızıyor muydu onun şu haline , yoksa acıyarak mı izliyordu onu ?

Kafasını eğdi ve yere baktı. Acınacak haldeydi. Kumaş pantolonu baştan aşağıya çamura batmıştı. Buraya gelirken ki amacı onun yanına gitmekti. Ama hiç düşünmüş müydü , onun kendisini yanında isteyip istemediğini ?

Güldü yüksek sesle kendi kendine. Elbette beni istiyor dedi kırılmış sesi.

Sağ elindeki ağır metali yavaşça kaldırdı. Eli hala titriyordu , umursamadı. Sevdiği diğer tarafta onu bekliyordu. Bir aksilik çıkmasını istemiyor gibi emniyet tetiğinin açıklığını tekrar kontrol etti. İlk sefer de yapamazsa , daha sonra tekrar bu cesareti yakalayamayacağını biliyordu.

Beyninin içinde haykıran " Bunu yapma ! " itirazını susturdu ve tabancasını şakağına dayadı.

Sevdiği ona el sallıyordu , beyazlar içinde.

Dişleri göründü , gülümsüyordu yine.

Hayaller içindeydi , o da biliyordu. Bu hayali gerçekleştirmenin ise tek bir yolu vardı , farkındaydı.

Tetiği çekti. Sonsuz karanlığın içinde çaresizliğin sesi yankılandı...

Akıp Giden HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin