GECE SİYAHI (Kitap oldu)

BÖLÜM 3:Geçmiş'in izleri

Tutku

Hayatta yapılan her şeyin bir karşılığı vardır. Kiminin bedeli büyükken, kiminin ki önemsenmeyecek kadar küçüktür. İlahi adalette herkese taşıyabileceği kadar yük verilir.

Sıcaktı, kesinlikle hiç bu kadar sıcakta uyuduğumu hatırlamıyordum. Serinlemek için bir bacağımı yorganın dışına çıkardım. Bunu yapmam hiçte düşüncesi kadar kolay olmamıştı. Nedenini bilmediğim bir ağırlık beni yerime sabitlemişti.

Ağırlık?

Hızla yataktan fırladım. Daha doğrusu yataktan fırlamaya çalıştım. Maalesef başımdaki feci ağrıyla inleyerek geri yerime yattım. Kafamı yan tarafıma çevirdiğimde ilk siyah saçları fark ettim. Karışmış bir şekilde alnına düşmüştü.

Benim burada ne işim vardı? Üstelik Dylan'la bu şekilde sarmaş dolaş bu yatakta ne işim var?

Dylan'ın tek kolu göğüslerimin üzerinde, bacağı ise bedenimin üzerindeydi. Bana adeta bir koala edasıyla sarılmıştı. Kendi yaptığım bu benzetmeye kıkırdarken Dylan kıpırdadı ve gözlerini araladı. İşte o an nefesimi tuttum. Kesinlikle haddinden fazla yakındı yüzlerimiz.

"Beni mi izliyordun?" diye sordu. O an ne cevap vereceğimi bilemedim.

"Hıh? hayır, yani evet. Yani hayır izlemiyordum. Sadece kalkmaya çalışıyordum," dedim.

Allah'ım ben neler saçmalıyorum böyle? Durumumuzun yeni farkına varmış gibi bedenimi serbest bıraktı. Sanki bu halde
olmamız onu da rahatsız etmiş gibiydi. Bu duruma neden üzüldüm bilmiyorum ama moralim bozulmuştu.

Yataktan kalkarak banyoya ilerledi. Dylan'ın gitmesiyle hemen yataktan fırladım. Gördüklerimle farkında olmadan çığlık attım. Bir süre sonra Dylan aceleyle yanıma geldi. Ama onu görünce bir kez daha çığlık atıp, gözlerimi kapattım.

"Ne oldu? Neden bağırıp duruyorsun? Üstelik ellerin neden gözlerinde?" diye sordu.

Biri bu adama üstünde sadece bir havluyla - ki oda varla yok arası kapatmış bir yerlerini- olduğunu hatırlatsın. Yoksa valla kalpten bu gencecik yaşımda ölüp gideceğim.

"Üstüne bakar mısın? Neden böyle geziyorsun?" diye gözlerim kapalı onu işaret ettim.

"Baktım ne varmış? İlk defa çıplak erkek görüyor gibi konuşup durma. Hem sen neden bağırıyordun?" dediğinde durumumu hatırlayıp, ellerimi gözlerimden indirip yataktaki yorgana sarıldım. Sinirle ona dönüp

"Manyak mısın be adam? Ne demek ilk defa mı görüyorsun? Sen beni ne sanıyorsun? Üstelikkkkkk ben neden senin tişörtünü giyiyorum?" diye sordum.

Duyacağım cevaptan acayip korksam da konuşmasına odaklandım.

"Dün geceyi hatırlamıyor musun?" dedi. Yüzüne yerleştirdiği o sinsi gülüşüyle böyle söyleyince içime korku tohumları atmıştı işte.

Dün gece? Gizem'in doğum günü partisindeydim.

Sinan'la sohbet ediyorduk sonra beni dansa kaldırdığını hatırlıyorum ama gerisi yok. Korka korka

"Dün gece bir şey mi oldu?" dedim. Olduğum yerde korkudan titredim. Lütfen aramızda bir şey olmamış olsun. Lütfen diyerek içimden sessiz duamı tamamlıyorum. Tek kaşını kaldırarak sanki nasıl tepki vereceğimi çözmeye çalışıyor gibiydi. Aha kesin bir şey oldu.

"Sadece sızdın, alkolden sonra," dedi.

Endişe ile "Be.ben hatırlamıyorum, nasıl alkollü birinden faydalanırsın?" dedim. Bana doğru yaklaşarak kollarımdan tuttu.