Saçıma saçıma öpücük kondurmuştu!
Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki.
Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
Kafamı kaldırıp kim olduğuna bakarsam daha çok utanacakmışım gibi hissediyordum.
Tabi Myungsoo ise.
Eğer o Hansol ise yüzüne koca bir tokat atacağım barizdi.Karanlık ve sessizlik hakim almıştı odayı daha doğrusu yorganın içi öyleydi.
Eğer kafamı yorgandan çıkartmazsam pişmiş yengeçe dönecektim adeta.Kafamı tam çıkaracak iken!!
-Yapma.
Bu ses!
Sesi de çok güzel di.~
Adeta sabah güneşinin size verdiği o rahatlık hissi gibiydi.-Jiyeon
Yoksa o !
Hayır, bunu yapma Myungsoo.
Sakın ağlama.
Ne olursa olsun bunu yapma.
Kalbinizi verdiğiniz o kişinin ağladığını görmek ya da duymak içinizi acıtır mutlaka.
Ve o şimdi ağlıyordu.
Duyuyordum.
Ne kadar belli etmemeye çalışsa da koca bomboş oda da o küçük hıçkırıklari duyuluyordu.-ÖZÜR DİLERİM.
Böyle bir şeyi kabul ettiğim için özür dilerim.
Lütfen öyle kal.
Beni böyle görmeni istemiyorum.
Şuan kendimden o kadar çok utanıyorum ki.Tanrı aşkına bu çocuk ne saçmalıyordu?!
Ağlaması kalbimi acıtmaya yetmiyormuş gibi bide özür diliyordu.-Senin eve geri dönmen gerekiyor.
Durduğum şey karşısında beynimden vurulmuşa dönmüştüm adeta.
Nasıl böyle bir şey söylerdi?
Hayır benden nasıl geri dönmemi isterdi?
Hemde bana kalbini verdikten sonra.
Daha fazla dayanamayıp yorganı kaldırdım.
Onu o mahvolmuş adeta çökmüş yüzünü gördükten sonra kalbim daha çok acıyordu.
Yere bakıyordu.-Bana bunu nasıl söylersin?
Yavaşça bana baktı.
Acıyla bakıyordu.
Ne yapacağını bilememenin verdiği acıyla...-Ben bunu yapamam Myungsoo.
Ben gidemem.
Hele de -Yataktan yavaşça onun yere inip yanına çömeldim ve ona sarıldım.
-Hele de bana kendini bu kadar sevdirmişken.
Bunu yapamam Myungsoo.Parlayan ay ışığı bize vuruyordu.
Ona sarıldığımda hissettiğim bu güzel duygunun hiç bitmemesini istiyordum.
Hep onun yanında olmak istiyordum.-Jiyeon özür dilerim.
Gitmen gerekiyor.Yavaşça itmişti beni.
Canımı acıtmak istemiyordu.Yüzüne baktığımda hemen yüzünü başka yere çevirdi.
-Jiyeon ağlama. Lütfen bunu yapma.
Senin üzüldüğünü görmek istemiyorum.
Ama eğer gitmezsen-Hızlıca ayağa kalktı.
-Gitmen gerekiyor.
Yarın.
YARIN GİDECEKSİN!Ağlamamı durduramıyordum.
Bu bu kalbimi çok acıtıyordu.-Lütfen Myu-
-Hayır unut beni.
Benim ismim Myungsoo değil.
Öyle birisi yok.
Anladın mı?
Daha fazla ağlama.
Bu beni sinir ediyor.
Yarın hemen gitmeni istiyorum.
Ne olursa olsun.Kapıyı çarpıp gitmişti.
Bunları o söylemiyor du.
Hissedebiliyordum.
Bu o değildi.
Bu benim tanıdığım o kişi değildi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYES
RomanceKarşımda duran ve bana bakan o güzel gözlerr... Siyah anlamlı bakışlar... Duygularımı hapsetti ve beni kendine çekti. Hiç bir şey bilmeyen ben,acıyı,aşkı,umudu onun ile öğrenecektim. yada sadece ''Karanlıkta bir gölgeyi kovalıyor olacaktım.''