Dün gece saat 03:00 civarların da Jeju adasının uçsuz bir sahil kenarında bir cesede rastlandı.
Otopsi sonuçlarına göre bu kişinin KİM MYUNGSOO olduğu ortaya çıktı.
Tahminen çocuğun intihar ettiği düşünülüyor.Teker teker beynimde tekrarlanan cümle bilinçaltımı kaybetmeme neden oluyor du.
Yavaşça gözlerimin karardığını hissettim.
Dik olan vücudum yatar pozisyonu alıp kafam koltuğa çarptığı anda derin bir uykuya dalmış gibiydim...
/////////////////////////////////Gözlerimi açtığım da hiç bir şeyin doğru düzgün farkında değildim.
Beynim olayları bir düzene sokmaya çalışıyordu.
Yavaşça doğrulurken karşımda ışığı bana yansıyan televizyon sayesinde olaylar kendiliğinden düzene girdi.
Demin bayılmıştım ve
Şimdi ise kalkmıştım.
Bir an...
Bir an o cümleler beynimde yankılanmaya başladı.
Uyandığımda içimde hissettiğim o burkukluk o acı sebebini bulmuştu.
Ve sebebiyle birlikte kalbimi daha çok ağırlaştırıyordu.
Daha çok ağrıtıyordu.Neden her şey bir rüya gibi hissettiriyordu?
Neden bu bir şaka gibi geliyordu?Demin ve şuan yaşadığım şaşkınlık yüzünden vücudum gerilmişti.
Zar zor kafamı sağa döndürdüm.Hansol'un yerde oturduğunu ve karşıya doğru gözlerinin daldığını farkettim.
Cümleler ağzımdan zar zor dökülüyordu.
"Hansol"
Sadece bunu söyleyebilmiştim.
Konuşamıyordum.
Ne yapacağımı bilemiyordum.Hansol daldığı taraftan kafasına bana doğru çevirdi.
"İnanmıyorum.
Hayır bu...."Bende inanmak istemiyordum.
Bana bir oyun oynadığını düşünmek istiyordum."Myungsoo neden intihar etmeye kalksın?
Düşün. Ayrıca onun olduğunu nerden çıkarıyorsun?
Tek çıkarımın Myungsoo nun eve gelmemesi.Bu mantıklı değil. "Söylediği şeyler daha çok sinirimi bozuyor du.
Ölmediğine inandırmaya çalışıyordu kendini.
Ve böyle yapması... daha çok acıtıyor du kalbimi.Ayağa kalktım.Gözleri bana çevrildi.
Onu dinlemek istemiyordum.
Koşarak merdivenlerden çıktım.
Odaya girdim ve kendimi yatağa attım.
Yavaşça yatağa uzandım.
Tavanı izliyordum.
Düz beyaz tavanı...Annem her zaman bana "üzüldüğün zamanlar, korktuğun zamanlar uyu" derdi.
Benle çok ilgilenemiyordu.
İşine gider evine gelir yorulur ve yatardı.
O yüzden arada sırada söylediği öğüt verici kelimeler beynimden çıkmayacak bir şekilde hafızama yerleşmişti.
Ben de bunu yapacaktım.
Uyuyacaktım.
Uyandığımda herşeyin bir rüya olmasını istiyordum.
Öyle olmalıydı.
//////////////////////////////////Uyumak gerçekten iyi gelmişti.
Sanki herşey düzelmişti.
Düzelmese bile öyle hissettiriyordu.
Dışarıya baktığımda havanın karardığını gördüm.
Dolunay vardı.
Yıldızlar gökyüzünü süslemiş vaziyette dizilmişti.
Ne zamandan beri gökyüzünü izlemiştim acaba ?
Belkide bu ilkti.
Gerçekten çok güzeldi...Ağlıyordum.
Normal tanımadığım bir insandı o.
Neden ağlıyordum peki??
Cevap veremiyordum buna.
Vücudumun verdiği ağırlık ile kapıya doğru ilerledim.
Kapıyı açtım ve merdivenlerden indim.
Vücudum aşağıya doğru çekiliyordu sanki.
İndim ve indim.
Merdivenin sonuna geldiğimde durmayan gözyaşım artmaya başladı.
Gözlerim doğru mu görüyor du?
Bu bir halisünasyon muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYES
RomanceKarşımda duran ve bana bakan o güzel gözlerr... Siyah anlamlı bakışlar... Duygularımı hapsetti ve beni kendine çekti. Hiç bir şey bilmeyen ben,acıyı,aşkı,umudu onun ile öğrenecektim. yada sadece ''Karanlıkta bir gölgeyi kovalıyor olacaktım.''