Mediaki şarkıyla okursanız gerçekten daha iyi olur.
İyi okumalar~"Yardım edin."
Vücudum kas katı kesilmişti.
Hareket edemiyordum.
Bu onun sesiydi.
Büyük bir şaşkınlıkla arkamı döndüm.
Siwon sırıtmış bir şekilde bana bakıyordu."Deminki ses."
"Noldu? Myungsoo ya gidecektin. Hadi git.
Gitmene izin veriyorum.""O ses nerden geldi? "
"Ses mi? Ne sesi?
Hala sırıtıyordu.
Bence sen aklını kaybettin.""Benle oynama. Duydum işte. Myungsooydu.
O nerde?!!! Biliyorsun!!!""Evet. Biliyorum. "
Hızlıca yanına gittim.
Tam gözlerine gözlerinin içine baktım.
Ben güçsüz değildim.
Olmamalıydım."O kadar şeyden sonra hala bana yaklaşacağını düşünmemiştim.
Kararını mı değiştirdin?""Nerde olduğunu söyle. "
"Kurtaramazsın."
"Sana söyle dedim!!! Bana onun yerini söyle!!! "
"Jiyeon. Bitti. Artık çok geç. Boşuna uğraşma. "
"SÖYLE!!! Seni pislik. Nasıl böyle olabilirsin? Ne istiyorsun? He? Ne??!!"
"Basit. Seni."
Yüzüne acı bir şekilde bakmaktan başka bir şey yapamıyordum.
Böyle olmamalıydı."Yapma. Lütfen bana onun yerini söyle. "
"İlk adım yalvarma. Devam edin Park Jiyeon. "
"Söylemeyecek misin? Siwon söyle.
Sana söyle diyorum!!! Gerçekten sen-"Tamam. Dur.
Al. Myungsoo nun tutulduğu yer.
Eğer onu görmek istiyorsan acele etmelisin.
Bazı şeylerin süresi kısadır. "Kağıdı elime aldığım gibi dışarı çıktım.
Daha nerde olduğumu bile bilmiyordum.
Koşmaya başladım.
Onun o sesi hala aklımdan çıkmıyordu.
Olduğunca hızlı koşuyordum.
Korkuyordum.
Ona bişey olmasından.
Onu görememekten.Her şey iyi olacak Park Jiyeon. Yapabilirsin.
Bir an gözüme damlayan su ile durdum.
Yine o gün ki koku, yine o kasvetli hava.
Her yer karanlıktı.
Hayır bu olmayacaktı.
Olamazdı.
Aynı hatalar gerçekleşmemeliydi.
Yoldan geçen bir motoru durdurdum.
Güzelliğimin de işe yaradığı zamanlar oluyordu.
Ona gösterdiğim kağıttaki yere gitmesini söyledim.
Bu kadar çabuk kabul etmesi şaşırtıcıydı ama şuan bunu düşünemezdim.Geldiğim yer.
Karşımda ahır gibi bir alan vardı.
Her yeri zifiri karanlık ve yağmur ile birleşmiş koku dolduruyordu.
Şu an hiç olmadığım kadar umutla doluydum.
Eski güçsüz ben olmak istemiyordum.
Eskiden yaşadığım şeylerin bidaha gerçekleşmesini istemiyordum.
Beni getiren kişiye teşekkür edip koca kapıya doğru yaklaştım.
Gerçekten doğru yere mi gelmiştim?
Yoksa?
Beni kandırmışmıydı?
Yavaşça kapının bir kenarından içeriye bakmaya çalıştım.
İçerisi de karanlıktı.Yavaş adımlarla içeriye girdim.
Sessizdi.
Karanlık ve sessiz.
Lambayı bulmaya çalışırken aniden bir ses duydum.
Nefes alıp verme sesi."Kim var orada??
Myungsoo??"Nerden geldiğini anlayamadığım sesler.
Karanlık yerde dolanıp duruyordum.
Sesin olduğu yere yaklaşmaya çalışıyordum.
Tam bir adım atacakken bir şeye çarptım ve irkildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYES
RomanceKarşımda duran ve bana bakan o güzel gözlerr... Siyah anlamlı bakışlar... Duygularımı hapsetti ve beni kendine çekti. Hiç bir şey bilmeyen ben,acıyı,aşkı,umudu onun ile öğrenecektim. yada sadece ''Karanlıkta bir gölgeyi kovalıyor olacaktım.''