Onu kendimden uzaklaştırdım. O da biraz afallamıştı. "Ben özür dilerim."dedi. Ayağa kalktım ve "Uyusam iyi olur."diyip çatıdan indim. Zaten sabah erken kalkmam gerekiyordu. Patronu kızdırmak istemezdim. Neden bahsediyordum ben? Tabiki patronu kızdırmak tek eğlencemdi. Asıl sebebi ise Joe'ya çok sinirlenmiş olmamdı. Odama geçip yatağıma uzandım. Tavana bakıp uzun uzun düşündüm.
Tanrım Sam'in sesi kulaklarımda çınlıyordu. Kafamı yastığın altına gömdüm ve uyumaya çalıştım. Yavaş yavaş bizimkilerin uyandığı gürültürlerin artmasından anlaşıyordu. Ayak seslerinden Sam'in kapımın önüne geldiğini anladım. Kapıyı çaldı ve "Uyan hadi prenses."diye bağırdı. "Kes sesini Sam."diye karşılık verdim. Ayağa kalktım her zamanki gibi siyahlara bürünüp kapıyı açtım. Sam kapıya yaslanmış bekliyordu. "Uykucu."diye homurdandı. Ben de "Hem sen nasıl uyandın ki? Gece meşgul olduğunu düşünmüştüm."dedim gülerek. Yanakları kızarmış ve utanmışa benziyordu. " Johanne bir silah hakkında bir şey sorucaktı. Nasıl .olsa yeni. Yardım etmek istedim. Yanlış anlamışsın."diye toparlamaya çalıştı. "Johanne silah eğitimini alıp zaten sınavı geçmemiş miydi? Ayrıca ben pek silahla ilgilendiğiniz görmedim."dedim. Faha da bozulmuştu. Ben de ona pis pis sırıtıyordun." Marcella patron duymasın. Lütfen."dedi. "Asla."dedim ama hala sırıtıyordum. "Joe'yu uyandıramıyorum. Bir öküz gibi yatmış. Bugün kahvaltı benim görevim aşağı inmem gerekiyor. Sen uyandırır mısın?"dedi. "Ama-" daha cevap vermeden aşağıya inmişti bile. Joe'nun odasına gidip kapısını çaldım. Ne de olsa duymuyordu içeri girdim. Dün akşamki biralardan olucak sızmıştı. Ama bu durumda benimde şuan uyuyor olmam gerekirdi. Büyük ihtimalle benden sonra da içmişti. Bunu ona yaptığım için çok üzüldüm. "Hadi uyuşuk kal artık."dedim. Adımı mırıldanıyordu ama hala uyuduğu belliydi. Onu benim uyandırmam daha kötü olabilirdi. Dışarı çıktım. Daha yeni kalkmış olan Logan'ı gördüm. "Logan Joe'yu uyandır. Gerekirse soğuk su kullan."dedim ve aşağı indim. Kahvaltı masası tahminince ne kadar büyük olsa da 15 kişi için iki kere servis yapılıyordu. Kalkanlardan sonra ben oturdum. Logan ve Joe da aşağı indiler. Joe'nun küfredişinden ve saçlarının ıslak olmasından Logan'ın su döktüğü anlaşılıyordu. İçimden kıs kıs güldüm.
Kahvaltıdan sonra patron bugün nerede hırsızlık yapıcağımızı söylemek için bizi topladı. Hadi ama biraz daha hızlı. Sıra bana ne zaman gelicek. Genelde ilk beşte bemim adım geçerdi. Adı okunanlar çoktan dışarı çıkmıştı. Joe okundu ve en son sıra bana geldi. "Marcella-"dedi. "Sonunda!"dedim. "Sana bu sefer farklı bir görevim var."dedi. Olamaz. Bu cümleyi ne zaman kullansa " Tekrar bir suikast görevine hazır mısın Marcella?"dedi pis pis sırıtarak. Joe araya karıştı. "Buna izin veremezsin. Tehlikeli görevleri hep ona veriyorsun. Ben giderim. Her seferinde onun hayatını tehliye atamazsın."dedi. "İşinin başına dön."diye sesini yükselterek ona doğru baktı patron. "Ayrıca o tehlikeleri sever. Değil mi Marcella." Bana dönmüştü şimdi de. Ben sana neyi sevdiğimi göstericem ama bekle sen. "Yeni bir müşterim var. Genç bir milyoner var belki duymuşsundur. Onu öldürmeni istiyorum. Ayrıca gerçekten iyi para kazanabilirsin." Dedi. Konuyu yine paraya getirmişti piç. Ona tek bir soru sordum. Nerede? "Bir haftan var. Onu izle. Nerelere gittiğini öğren. Ve bir haftanın sonunda bana ölüsünü getir."dedi ve elime bir dosya tutuşturdu.
Harold Edward Styles
Yaş: 19
.
.
.
Nasıl benden iki yaş büyük bir çocuk hem zengin hem mutlu olabiliyordu? Ben hala bu pislik içinde yüzüyordum. Bir anda ondan sanki doğduğumdan beri nefret etmişim gibi hissetim. O zaman yeni hedefim üzerine çalışmaya başlasam iyi ederdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görünüşüme Kanma
Fanfiction"Adım Marcella. 17 yaşında olan genç bir kızım. Pardon. 17 yaşında katil olarak yetiştirilmiş genç bir kızım. Bu yüzden yanımda silahsız dolaşmam. " " Senin aksine benim yapmam gereken pis işler var. Seni öldürmek gibi. Seni öldürmek gibiydi. Artık...