Aklımdan ne geçiyordu bilmiyorum ama şuan Zayn'in kapısın önündeydim. Tam elimi zile uzatıcaktım ki kapı açıldı. "Zayn?"dedim. Afallamıştım neden bilmiyorum. Yüzümde aptalca göründüğünden emin olduğum bir gülümseme vardı. "Marcella! Biz de seni bekliyoruk. Filmi-" sözünü yarıda kesmiştim. "Biz derken? Zayn, sen bence benim bu tiyatroda oynadığım rolü pek anlayamadın. Ben burdaki kötü adamım. Buraya gelerek büyük bir hata yaptım." Arkamış dönmüş evden uzaklaşıyordum ki Zayn bileğimden tutup gitmemi engelledi. "Marcella, sana mesaj atmıştım. Sanırım görmedin. Çok özür dilerim. Gerçekten kötü bir niyetim yoktu. Tek istediğim moralini düzeltmekti. Marcella, bazen hayatın senin için yazdığı rolü oynarsın, ama seni tanıyorum. Seni ilk gördüğüm anda tanıdım. Sen de benim gibisin. Kendi yazdığı oyunu oynamak için can atan bir oyuncu. Rolüyse belli değil. Şimdi lütfen gel ve bugünü birlikte geçirelim. Arkadaşlarımın hepsini geri gönderiyorum. Şuan yanımda olmasını istediğim tek insan sensin."dedi. Kendimi sorguya çekiyordum. Haklıydı. Kendi kaderimi, olmak istediğim insanı ben seçebilirdim. "Zayn. Arkadaşlarını göndermene gerek yok. Haklısın. Sana güveniyorum." Gerçekten bu kelimeyi kullanmış mıydım? O gün bugün müydü? Çünkü bu kelimeyi sadece bir tek insan için kullanmıştım hayatım boyunca. İşte yine göğsümde o acı. Joe'yu hatırlamak kalbimi binlerce parçaya ayırıyordu. Zayn " O zaman şöyle buyurun hanımefendi." dedi. Gülümsemiştim. Hanımefendi...
Ben Marcella, 17 yaşına kadar senaristimin bana uygun gördüğü hırsız rolünü oynadım. Senaristimin bilmediği tek şey ise, hırsız olmak için bütün rolleri oynamış olman gerektiğiydi. Bir hanımefendiden, öğrenciye hatta gazeteciye bile. İşte o zaman bir hırsız bütün rolleri ezbere bildiğinden oynamak istediği rolü herkesten daha çok ister. Ben Marcella ve oynamak istediğim rolü kesinlikle biliyorum.
Kapıdan çeri girdiğimde içeriden gülen birkaç erkek sesi geliyordu. İlk olarak sarışın olanı gördüm. Sanırım kumandayı kullanmak yerine kırmaya çalışıyordu. Hemen yanında kumral, çizgili bir tshirt giymiş bir çocuk daha vardı. Sanırım havuç yiyordu. Onlara göre daha sakin olanları sadece koltukta oturmuş onlara gülüyordu. Beni farketmeleri çok uzun sürmedi. Zayn "Çocuklar, bu Marcella. Onunla-" "Onunla aşağıdaki kafede tanıştık."dedi. "Ben Liam, memnun oldum Marcella." dedi. Ardından sarışın olan Niall ve havuç yiyen Louis ile tanıştım. Hepsi çok iyi insanlar gibi duruyorlardı. Televizyonun karşında çok rahat görünen üçlü bir koltuk vardı. En sağına oturdum. Ardından Zayn yanıma oturdu. Louis ile Niall ise kendilerine ikili koltukta yer bulmuşlardı. Louis "Hala tuvalette mi?" diye sordu. Bir kişi daha mı vardı? "Bir şey kaçırdım mı?"dedi arkamdaki ses.
Birkaç ses işitmeye başlamıştım. "Efendim, çok yoruldunuz. Bir şey istemediğinize emin misiniz?" dedi tanıdık olmayan ses. "Dışarı çıkman!"diye sesini yükseltti, Styles. Harry diye düşündüm. Yanımda şuan o mu vardı yoksa ben mi uyduruyordum bilmiyorum. Bir kere daha kapandı gözlerim.
Arkamı döndüm. Evet karşımda duruyordu. O da ağzı açık bana bakıyordu. Birkaç dakika birbirimize baka kaldık. Hücrelerimin parçaladığını hissedebilirdiniz. Zayn o an hatırlamışa benziyordu. Yani onlara saldırdığım geceyi. Ama Harry'nin bir şey hatırlamadığını düşünüyor olmalıydı. Ama herkes gibi onunda benim hakkında bilmediği çok şey vardı. "Dostum otursana hadi!"dedi en sonunda. Zayn'nin yanına doğru kaydım. İkisinin ortasında belki de oturabileceğim en rahat koltukta bir film saati cehennemi yaşıyacaktım. Gözlerimi çevirip ona doğru baktım. O da bana baktı. "Hadi film başlasın artık!" dedikten sonra Zayn Niall'ın fırlattığı kumandayı havada yakaladı ve cehennemi başlattı.
(Eğer bölümü beğendiyseniz vote atmayı unutmayın. Beğendiğiniz ya da beğenmediğiniz şeyler içinizde kalmasın. Aşağıda yorum yapmanız yeterli. )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görünüşüme Kanma
Fiksi Penggemar"Adım Marcella. 17 yaşında olan genç bir kızım. Pardon. 17 yaşında katil olarak yetiştirilmiş genç bir kızım. Bu yüzden yanımda silahsız dolaşmam. " " Senin aksine benim yapmam gereken pis işler var. Seni öldürmek gibi. Seni öldürmek gibiydi. Artık...