Yanıma her zaman kullandığım silahları aldım. Tabi bunları gizliyip normal biriymiş gibi görünmeliydim. Siyah bir pantolon ve beyaz bir t-shirtle normal bir genç kız gibi görünüyordum. Normallikten bir o kadar uzak olsam da. Dosyayı alıp incelmeye başladım.
Ne yani ünlü biri miydi? Neden ünlü birini öldürmemi istesinler ki? Ayrıca ben adını hiç duymamıştım. Demek güzel söyleyemiyormuş demek isterdim ama pardon unutmuşum adam öldürmekten pek müzik dinlemeye vaktim kalmıyor. Ama soyadı sanki tanıdık geliyordu. Styles... Her neyse önemi yok nasıl olsa öldürecektim.Evinin adresini alıp yola koyuldum.
Evinin önüne geldiğimde benim için her şeyi kolaylaştırdığını fark ettim ne kadar bu büyük villanın etrafı kocaman duvarla örtülü de olsa kapının kapının arasından villanın camla döşelü olduğunı görebilirdiniz. Böyle giyinmemin sebebiyse yakalanırsam ki çok küçük bir ihtimal kendimi onun hayranı gibi gösterebilir ve onun güvenini kazanabilirdim. Büyük ihtimalle girişte kamera vardı ve içerde de güvenlik. Evin planı dosyanın içindeydi ve tabiki kör noktalar da. Duvarın çevresini dolaştım ve kör noktanın olduğu yerde duvara tırmanmaya başladım. İçeri girdiğimde çimlerin üzerine atladım. En yakın kör noktaya koşmam diğer kamera beni görene kadar 13 saniyem vardı. Oraya kadar yetiştim. Güvenlik nöbet değişimi yapılırken camlardan birini açtım ve evet içerdeydim. Salonun ortasında sap gibi dikilmeyi bıraktım ve yukarıdan gelen sesi dinlemeye koyuldum. "Ahaaha . Tabi bebeğim akşam yine. bizdesin. Bekliyorum. Öptüm." Bak sen şu Styles'a ... Davetsiz misafir var demekti. Havanın kararmasına yarım saat kalmıştı. Ev biraz süslenmişe benziyordu. Bugün party vericek olabilir miydi acaba? Tamam tek davetsiz misafir konuştuğu kişi olmayabilirdi çünkü kapı çalmıştı. Yukarıdan bir kapının açıldığını duydum. Styles merdivenlere ulaşıp aşağı inmeden önce saklanmalıydım. Merdivenin yanındaki odaya girdim. Tahmin ettiğim gibi boştu. Zengin ve yalnız yaşayan bir ünlü. Styles kapıyı açmıştı. İçerdeki gürültü gittikçe artıyordu. Bu odada sıkışıp kalmıştım. Önceden haberim olması gerekirdi. Patrona bir mesaj attım
M- Bir parti verdiğini neden söylemedin?
P- Ne? Ne partisi? Styles'ın evinde mi?
M- Evet lanet olasıca.
P- Kullandığın kelimelere dikkat et Marcella. Bir dakika bakıyorum.
M- Burada sıkışıp kaldım.
P- Böyle bir parti hakkında hiçbir bilgi yok. Büyük ihtimalle gizli tutulmuş. Belki en yakın arkadaşlarıdır. Yardım gönderiyorum bekle.
M- Hayır! Sakın kimseyi gönderme. Daha kötü olur. Ben hallederim.
P- Sen bilirsin. Sakın yakalanma.
Dışarıdaki gürültüler daha da artmıştı. Birbirine vurulan cam şişe sesleri geliyordu. Tabi ya içkiler. Sarhoş bir hedef. Kapıyı açtım. Burası tam bir bar havasına dönmüştü. Kimse beni farketmemişti. Herkes kendi kafasına göre takılıyordu. Tam dışarı çıkıcaktım ki biri arkamdan " Hey! Partiden erken kaçmak yok."diye seslendi. Arkamı yavaşça döndüm. Bu Styles'dı. Sıçmış olabilirdim. Yanıma yaklaştı. Biraz sarhoş gibiydi. "Seni tanıyor muyum?"dedi. "Aslında hayır. Çünkü... Çünkü ben sizin hayranınızım."dedim. "Buraya nasıl girdin sen?"diye sordu. Bundan suçluluk duyan bir hayran gibi "Ö-Özür dilerim."diyip başımı öne eğdim. "Hadi gel sana bir içki alalım."dedi. Tam istediğim gibi gidiyordu. Barın olduğu yöne gittik. Sırf bu parti için bir barmen bile tutmultu. Bir vodka istedi. Görev sorasında sarhoş olmamalıydım. İçiyormuş gibi yapıp yanımda duran adamın bardağına boşalttım. Styles da benimle konuşmaya başladı. "Mutlu musun?" Hem de çok Styles dedim içimden. "Evet. Hala inanamıyorum.dedim. Yanınıza sarılın bir kız geldi ve Styles'ın dudaklarına yapıştı. Büyük ihtimalle telefonda konuştuğu kız olmalıydı. Styles onu kucağına aldı ve yiyişmeye devam ettiler. En sonunda ayağa kalktı ve ikisi birlikte merdivenleri çıktılar. Styles'ın dikkatini çekmem için o kızdan kurtulmam gerekiyordu. Peşlerinden gittim. Bir odaya girdiler. Ne yapıcakları belliydi. Yolda geçen birine "Styles'a söyle aşağıda kavga çıkmak üzereymiş."dedim. "Styles?"dedi gülerek. "Peki."dedi. Odaya girdi ve dediğimi yaptı. Ben de koridorun sonuna gidip bekledim. Styles çıktı ve aşağı koştu. Çok az vaktim vardı. Ne olduğunı anlamayan kız da kapıdan dışarı çıkmış merdivenlere doğru yöneldi. Tam sırasıydı. Kızı arkadan merdivenlere doğru o hissetmicek şekilde ittim. Dengesini kaybettiğini sanıcaktı. Kız aşağı doğru yuvarlanmıştı ama bayılmamıştı. Sadece inliyordu. Styles gelip kıza "İyi misin?"diye sordu. "Evet ama kolum ağrıyor."dedi. Kız sanırım Styles için o kadar önemli değildiı "Biri Chloe'yi hastaneye götürsün."dedi. İki kişi aldı ve çıktılar. Şimdi benim sıramdı. Aşağı indim ve hayal kırıklığına uğramış Styles'ın yanına gittim. Birini aradığı belliydi. O kişi ben olmalıydım. Eline bir barda vodkayı alıp kafasına dikmişti. Yanına yaklaştım ve "Yine sen" dedi. "Yine ben."dedim fısıldayaeak ve kollarımı omzuna attım ve dansa ritim uydurmaya çalıştım. O da ellerini belime yerleştirdi ve "Sana güzel olduğunu söyleyen biri oldu mu hiç?"diye sordu. "Hayır."dedim. "Sadece sen." Sesimle onu tahrik etmeye çalışıyordum. İşe yaramışa benziyordu. Beni kendine daha da çekti. Dudaklarımı ona yaklaştırdım. Öpüşme hizasında beni öpmesini bekledim. Sıcak nefesini hissedebiliyordum ve dudaklarıma yapıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görünüşüme Kanma
Fanfic"Adım Marcella. 17 yaşında olan genç bir kızım. Pardon. 17 yaşında katil olarak yetiştirilmiş genç bir kızım. Bu yüzden yanımda silahsız dolaşmam. " " Senin aksine benim yapmam gereken pis işler var. Seni öldürmek gibi. Seni öldürmek gibiydi. Artık...