14.BÖLÜM

9 1 0
                                    


Medya Azra :)

***

Son kez aynada kendime baktım. Gülümsüyordum. Evet belki yaşadıklarımdan yada öğrendiklerimden sonra gülümseyeceksin deseler ben bile 'Yaw hehe' der geçerdim. Ama aşmalıydım. Yaşadığım sorunları sürekli aklımda dönüp dolaştırıp sonunda kendimi psikolakta bulmak istemiyordum. Elbette hiç olmamış gibi yaşamayacaktım ve babama olan nefretim geçmeyecekti biliyorum ama bugün unutmuş gibi yapmayı denedim. Takmıyomuş gibi.

Sonucu güzeldi sanırım. Umut'la yaptığımız tatlı yada pasta ne bilmiyorum gayet güzel olmuştu. Ilk başta zehirlenmek veya miğde fesadı geçirmekten korkmuştum bu yüzden önce Umut yedi sonra ben. Yaşasın kötülük...

Birde üzerine düşmüştüm. Üstünden hızla kalkıp bir o kadarda saçmalamıştım.

Yanaklarım pembeleşmeye başlayınca musluğu açıp ellerimi soğuk suya temas ettirdikten sonra yanaklarıma bastırdım. Banyodan çıkmadan önce Umut'un bana verdiği eşofmanın ipini belimden düşmesin diye iyice sıktım.
İşimi bitirdikten sonra banyodan çıktım. Bir kaç adım atmıştımki karşıma Umut çıktı.

"Ben yataktaki çarşafları değiştirdim. Rahatça yatabilirsin."

"Gerek yok ben koltukta yatarım. Alışkınım zaten!" Dedim Demir'e sitemimi belli eden bir ses tonunda. Gülümsedi.

"Olmaz.. Bir kızın koltukta yatmasına izin veremem."

Omuz silktim. İşime gelirdi zaten. Çokta yorgundum daha fazla uzatmaya gerek olmadığından soluğu odasında aldım. Demir'e bu akşam orada olacağımı söylemiştim daha doğrusu o öyle istemişti ama bir kaç plan değişikliği sebebiyle sabah geleceğime dair mesaj atmak için cebimden telefonumu çıkarttım. Bir kaç cavapsız aramayı es geçtikten sonra mesaj kutucuğuna tıkladım.

Ama bir dakika!

"Demir'in bende numarası yok ki.."

Yanaklarımı şişirip nefesimi dışarı verdikten sonra telefonu yastığın altına sıkıştırdım. Yapacak bir şey yoktu. Nasıl olsa yarın her şeyi anlatırdım. Şuan benim tek ihtiyacım olduğu şey uykuydu. Yorganı kaldırıp yatağın içine girdim ve bütün beden ağırlığımı yatağa bıraktım. Bence ağladıktan sonra ki uyku yağmurdan sonra ki gökkuşağı gibiydi.

Huzur.. Sesizlik.. Rahat-

"Açın lan kapıyı!"

Yankılanan sesle yataktan fırladım.

"Euzubillahi- neydi lan o?"

Kapı zili yetmezmiş gibi birde tekmeleniyordu. Polisi ararım belki diyerekten telefonumu elime aldım. Sonuçta hırsız olabilirdi.

Hırsızlarda eve böyle giriyordu zaten!

Sen sus iç muhittin. Belki sıkılmışlardır artık sessiz girmekten bir de bunu deneyelim demiş olamazlarmı? Farklı fanteziler deneyemezlermi?

Oldu o zaman ben gideyim..

Saçmalamayı kesip neler olup bittiğini öğrenmek için ayaklandım. Biraz tırstığım için odanın kapısını açıp küçük aralıktan neler olduğuna bakmaya çalıştım. Hâlâ tekmelenen ve bir türlü susmayan zil sesiyle yüzümü buruşturdum. Umut uzandığı koltuktan kalkmış küfürler eşliğinde dış kapıya doğru ilerliyordu. Bir hışımla dış kapıyı açtığı an olduğu yerde kalakaldı.

Kim olduğunu tam olarak göremiyordum. Tek gördüğüm Umut'un şaşkın bakan gözleriydi. Bu istemeden kaşlarımın çatılmasına sebep oldu. En son merakıma yenik düşerek bir kaç adım attım. Yüzünü net olarak gördüğümde içimde bir şeylerin hareket ettiğini hissettim. Sanırım beklemiyordum. Hayır.. kesinlikle beklemiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 07, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İyi Halt EttinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin