12. BÖLÜM:"SIRLAR"

127 27 3
                                    

Mutlu insanlara özenirdim hep. Parkta gülerek oynayan çocuklara. Babaların çocuklarıyla eğlenerek geçirdiği vakitlere. Sahilde el ele tutuşan küçük ergenlere bile.

Kimimizin kaderinde vardır başka insanları kıskanacak kadar kötü durumlar yaşamak. Bunların hepsi birer imtihan değilmidir zaten?
Kimimizin yükü hafif kimimizin ise haddinden fazla. Ben büyük bir acı yaşamıştım. Küçük yaşta annemi kaybetmiştim. Bugün ölüm yıldönümüydü. Beş sene önce bugün veda etmiştim ona. Onun yokluğunda bir daha çocuk gibi oynayamadım. Odama haps ettim kendimi. Derslerim odak noktamdı. Öğretmenler tarafından taktir edilen bir inektim. Fazla arkadaşım olmadı hiç. Sadece ders notu almak isteyenler ve kopya isteyenler gelirdi yanıma. Tek kişi vardı onca sene yanımda gülümser ve sevecen Ceren'di. Eski anıları hatırladım ve ardından hafif bir gülüş bıraktım. Başımı kaldırıp güneşe baktığımda ışıl ışıl parlıyordu. Hafif gözlerimi kıstım. Ardından etrafa bakınmaya devam ettim.

Olaydan sonra evine götürmüştü beni. İlk defa yatağında uyumama izin vermişti. Sabah kahvaltıda İskender bey bir telefonla apar topar çıkmıştı. Derin miliyonlarca soru sormuştu ve çok sıkıcı olduğumuzu söyleyip arkadaşlarıyla çıkmıştı. Demir beni Ceren'in evine götürmüştü. İşi olduğundan beni almaya gelemiyecekmiş. Geri nasıl gidecektim ve babama ne yalanlar uyduracaktım? Sabahtan beri bunu düşünmüştüm ama bir türlü geçerli bir sebep bulamamıştım.

Evime yaklaştığımda adımlarımı hızlandırdım. O gün soyunma odasında unutmuş olduğum çantamı Ceren'den almıştım. Çantayı karıştırarak anahtarı aradım. Önüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırarak elimi tekrar çantaya daldırdım. En alt tarafta olan anahtarı çıkararak gülümsedim. İyice kapıya yaklaştığımda anahtarı kilite geçirerek sola doğru çevirdim. Adımı içeriye attığımda sessizliğini hâlâ koruyan evimi şöyle bir gözden geçirdim. Nermin teyzeyi gördüğümde 'Hey' diyerek bana bakmasını sağladım. Koşar adımlarla bana gelip boynuma atıldı.

"Güzel kızım gittin gelmedin. Çok özledim seni."

"Bende sizi." Dediğimde geri çekildi. Baştan aşağı beni süzdükten sonra yüzüme baktı.

"Azra yavrum biraz daha kilo verirsen kâğıda dönüşüceksin."

Sesli gülüşmelerin ardından babamın hâlâ ortalıkta olmadığı fark ettim.

"Nermin teyze babamla Gamze evde yoklar mı?"

Eve bir kez daha göz gezdirdikten sonra Nermin teyzeye döndüm.
"Yok kızım onlar sen gelmeyince çicek almaya gittiler. Gelirler ama birazdan. Babanda hep seni soruyordu."

Birazda olsa düşünmesi beni mutlu etmişti. Nermin teyzeye başımı sallayarak üst kata çıktım. Üstümde Derin'in kıyafetleri duruyordu. Odama girerek kısa bir duş aldım. Siyah iç çamaşırlarımı üstüme geçirerek dolabımın önüne geçtim. Siyah diz kısımları yırtık bir Jean üstüne bordo siyah çizgili gömleğimi giyerek pantolonumun içine sokuşturdum. Siyah converslerimi giyip aynanın karşısına geçtim. Uzun saçlarımı havluyla iyice kuruttuktan sonra toplamadan açık bıraktım. Az bir makyajdan sonra hazırdım. Çantamın içine bir kaç kıyafet doldurdum. İçinin geniş olması işimi kolaylaştırmıştı. Çantayı kapatıp sağ omuzuma yerleştirdim. Mutfağa gidip bir şeyler atıştırmak için odamdan çıkıp uzun holde ilerledim. Babamın çalışma odası gözüme çarpmıştı. Bir an Demir'in dediklerini hatırladım. 'Gerçekler kendinden saklanan bir kız.' Hiç düşünmeden içeriye daldım. Masanın üzerinde bilgisayarı duruyordu. Çantamı deri koltuğa atarak bilgisayarın önüne geçtim. Kapağını açtığımda şifre istiyordu.

Her şeyi denedim. Doğum yılını, annemin ismini, soyadımızı, hatta Gamze'yle ilgili bile bir kaç şifre bile yazdım. Sürekli hata veriyordu. En son babamın Fenerbahçe'li olduğu aklıma gelince kuruluş tarihini yazdım. '1907' ve evet doğruydu. Bulmanın sevincini yaşarken hızla hareket ediyordum. Dosyalara girerek bir kaç bölüme baktım. Babam ünlü bir avukattı. İşinde çok başarılı bir adamdı. Zaten işi vardı hep onun için. Kariyer önemliymiş geleceğini o belirlermiş.

İyi Halt EttinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin