1. BÖLÜM:"KAÇIŞ"

692 70 17
                                    

Sabah Nermin Teyzenin dürtmeleriyle uyandım. Aşağıya inmemi soylediğinde babamın laflarını işitmek istemediğimden hazırlanmaya başladim. Makyajimi cok hafif yaptim. Abartıyı sevmezdim. Diğer kızlar gibi süslenmeyide. Ardından okul üniformalarımı giyindim. Saçlarımla uğraşmak istemediğimden dağınık topuzla yetindim. Son olarak çantamı aldım. İçine bir kaç kitap yerleştirdim. Hazır olduğuma göre inebilirdim. Merdivenlerden inerken babamla göz göze geldik. Yine o soğuk bakışlar.

Babam annemin ölümünden sonra bayağı değişmişti. Ben bile umrunda değilidim sanki. Tek merak ettiği derslerimdi. Onun dışında muhabbet bile etmezdik. Aslında babamı çok severdim.
Küçüklüğümde beni evde sırtına alır sanki uçakmış gibi bahçede gezdirirdi. Annemde bize bakar gülerdi bana. Babam bana sıkıca sarılıp cadı prensesim derdi. Şimdi ise o güzel günlerin anılarından başka hiçbir şey kalmadı.

Babam oturmuş yanında da üvey annem Gamze'yle yemek yiyorlardı. 'Günaydın' dedikten sonra bende oturdum. Çok geçmeden babam:

"Azra biz bugün Gamze'yle yurtdışına çıkacağız. Birkaç hafta kalıp döneriz. Bizi merak etme" dedi.

"Tamam baba." dedikten sonra tabağımdaki zeytinlerle oynamaya başladım. Zor zamanlar geçiriyordum ve babam bunları görmeyecek kadar umursamazdı. "Ben çıkıyorum."
dedikten sonra masadan kalktım.

"Derslerine iyi çalış Azra bu sene notlarının yüksek gelmesini istiyorum."

Arkamı dönerek babama kısa bi bakış attım." Tamam" diyerek şöförün yanına gittim.
Okulada gitmek istemiyordum ama evde düşünüp kafayı yemekten iyiydi. Arka koltuğun cam kenarına geçerek başımı yasladım. Uyumayı seviyordum. Bir tek o zaman düşünemiyordum çünkü. Tam dalıcakken telefonumdan mesaj sesi geldi. Homurdanarak telefonumu çantamdan çıkarttım.

Gönderen: Ceren

"Kızım neredesin? Okuldan sonra sana bir süprizim var."

Ceren hep beni düşünürdü. Arkadaşlarımın en iyisiydi bundan emindim. Kuçüklüğümden beri beraber büyüdük. Annem cok severdi Ceren'i. Herseyimi paylasabildiğim asla değişmeyen dostum. En kötu günümde bana en iyi destek veren kişi. Onu çok seviyordum.

Acaba onun arkadaslığını hak ediyormuyum?

Kafamı kaldırdığımda çoktan okula gelmiştik. Arabadan indiğimde ceren karşımda sırıtıyordu.

" Niye öyle bakıyorsun?"

"Sevap kazanıyorum. "

"Sen geç dalganı. Siz kızlar gibi süslenmemi bekleme."

"Tamam tamam hadi gel sınıfa gidelim"

"Tamam. Süprizini çok merak ettim. Biliyorsun ne zaman senin aklına uysam hep başıma bir şeyler geliyor."

"Kalbimi kırıyorsun Azo."

İkimizde gülüştükten sonra sınıfa doğru yol aldık.
Sınıfa girdiğimiz Emre bizi fark etti ve sırıtarak yanımıza geldi.

"Selam Azra."

" Selam Emre. "

"Bugün gidiyor muyuz paintball'a?"

"Benim haberim yok. Ceren? Senin haberin varmı?."

"Supriz bugun paintball oynamaya gidiyoruz."

" Tamam o zaman gidiyoruz dimi kızlar?" diye sordu emre.

"Evet." Dedi Ceren ellerini çırparak.

Ben o oyunu düzgün oynayamıyorum bile. Gercekten zor bir oyun. Güç lazım malesef bende olmayan bir şey. Eğlenceli aslında. Neyse belki biraz kafa dağıtırım.

Hoca derse girdiğinde hepimiz sıralarımıza oturduk. Ben hemen kolları sıraya yatırıp uyuma pozisyonumu aldım. Derslerde uyumak en zevklisiydi. Heleki bu hocanın dersinde. Fizik hocası Filiz hanım. Benim tabirimce yürüyen Botoks. Konuşmakta bile zorluk çekerken kim onu öğretmen yapmışki. Saçma. Ders başlayalı 10 dakika olmuştu ve ben uyumak üzeriydim.

***

Aradan uzun bir zaman gectikten sonra ceren beni iterek sıradan attı. Ben hala şoktayken uykulu gozlerimi avuşturdum.

"Hadi kalk ormana gidiyoz."

"Ben gelmesem. Lütfen Ceren ben şurada biraz daha kestirsem?"

Yavru bakışlarım işe yaramıyordu.

"Olmaz sende geliyorsun. Çabuk toparlan hadi."

Ceren'in lafı üzerine toparlandım. Arkaşlarla beraber arabalarına binip ilerlemeye başladık. Ceren telefonuna bakıp, durmadan sırıtıyordu. Ne olduğunu sorsam mı? Dur Azra sonra sorarsın.

Ormanın derinliklerine dogru ilerledik. Taşlardan dolayı tıkır tıkır sallanmaya başladım. Miğdem kalkmıştı. Vardımızda kampa benzer bir yerde durduk. Ceren beni kolumdan çekerek soyunma odası denilen böcekli bir odaya getirdi. Diğer kızlarda giyinirken örümcekler bizi izliyordu. Daha sonra hepimiz ortada toplandık ve boya tabancalarımızı alıp dağıldık.

Benim aklım hala babamdaydı. Ne yaptılar acaba insan bi arar ya.. Annemin özlemi bastırdı gene. Beni anlayan..
Artık kimle dertleşecektim. Kimden destek alacaktım. Kime anne diyecektim. Boşluktaydım. Bu olayı kaldıracabilecek kadar güçlü değildim. Beş yıldır annesizdim ama hala alışamamıştım.

Ben düşüncelerimle boğuşurken kafamı kaldırarak çevreme bakındım.

"Neredeyim ben?"

Buraya ilk defa geliyordum ve hangi yöne gitmem konusunda hiç bir fikrim yoktu. Hemen kıyafetin ceplerine baktım. Kahretsin! Telefonumu soyunma odasında unutmuşum. Nasıl haber vereceğim ben şimdi. Bağırmaya çalıştım ama etrafta kimse yoktu. Gercekten çok korkuyorum. İçimde çok kötü bir his vardı. Avazım çıktığı kadar bağırdım. Hiç bir insan belirtisi yoktu. Daha fazla korkmaya başladım.

Karanlık olmaya başladı ve ayaklarım iflas etti. Çokta susadım
Bir an duraksadım. Karşımda bir kulübe vardı. Bu ne ya korku filminin içine düşmüşüm resmen. Klişe klişe klişe e bekardeşim! Uğurkan Erez candır. Haoof ne diyon azra bırak şimdi onları. Acaba gitsem mi? Kurtlara yem olmak istemiyorum. (Gerçi bi Jacop yiyecekse değişir.) Kulübeye doğru ilerlemeye başladım. Işıkları yanıyodu biri olabilir. Kapısı açık, bu gerçekten cok tuhaf.

Kapıyı araladıgımda gördüğüm şeyin şokuyla çığlığı bastım. İki adam gözümün önünde kanlı ve yaralı haldeyken silahla vurulmuşlardı.Çığlığımla beraber dört kafa, (üçü erkek biri kız) bana bakmıştı. Evet bi cinayete şahit olmuştum. Olayı sindirmeye çalışırken hızla koşmaya başladım. Arkamda bağrışmalar hissettim. Son gücümle koştum koştum ve koştum. Ayaklarım artık dayanamaz haldeydi ama arkamda 2 izbandut olduğundan kalan enerjimle koşmaya devam ederk... Lanet olsun senin gibi taşa, kim koymuş bunu buraya!

***
İlk bölümü yayınladım.
Umarım beğenmişsinizdir (:

İyi Halt EttinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin